Bir hikâyen varsa sende kalsın. Kimseler bilmesin. Hiç kimseye kendini ispat etmek zorunda değilsin. Yarış atı değilsin hedefe kitlenmene gerek yok.
Toprağın altında işçi de bir usta da. Umursamaz ol demiyorum. Üzerine fazla düşme sadece. Hayatta hiç kimseyi, ya da hiçbir şeyi seni Allah'tan alıkoyacak kadar çok sevme.
Herkesin bir şeyler olmaya çalıştığı bu dünyada sen hiç olmayı dene. Uğraşma. Kıymet bilmezler için. Sen sadece O'nun için ol. Emin ol senin kıymetini O'ndan başkası anlamaz.
Anlamıyorlarsa, anlatma kardeşim. Sadece O'nunla dertleş ve O'na içini dök. Kimse bilmesin, içinin kaç yüz parçaya bölündüğünü. Sen tebessüm et. Gülümseyerek yok et, bütün düşmanlarını. Dış görünümünle değerlendirildiğin bir dünya için ruhunu yakma. Ruh melekût âleminden gelirmiş. Ruhun kaynağı nurdanmış. Fakat insan bu dünyaya gelince arzu ve isteklerinin peşinde koşmaktan, nefis ile ruhu karıştırır olmuş. 'Müzik ruhun gıdasıdır' demişler mesela. Doğrusu 'nefsin' gıdası şeklinde olacak. Müzik dinlerken zevk alan ruh değildir. Nefistir. Ruhun çığlık çığlığa haberin yok. O yüzden bu hüznün sebebi. Vazgeç bu işlerden. Bak dışarıda hava güneşli. Nefes alıyorsun ve hala hayattasın. Dünyaya gelirken 'Gelmek ister misin?' diye sormadıkları gibi, giderken de 'Gitmek istiyor musun?' diye sormayacaklar. Ne zaman öleceğin belli değil. Allah herkese hayırlı ömür versin. Belki bir ay ömrün var. Belki bir hafta, ya da bir gün... Bir saat. Son anlarını yaşıyor olabilirsin. Ömrünü fuzuli işlerle yitirme.
Bugüne kadar hırsla çalıştın didindin durdun. Emeklerinin karşılığını birkaç güzel söz duymak olarak aldın. Gerçekten bu mu? Bunu mu istedin en çok? Bir insanın karakteri onu övdüğünüz zaman ortaya çıkar.* Biri seni övdüğünde sevinme, hatta bunu kendine içten içe ayıp bil. İnsanlara kendini yerme. Nötr ol. Dünya da bir garip kuş ol.* Zamanı geldiğinde uçmaya hazır bir kuş...
2 gün sonra...
Yapı malzemeleriydi ders. Karaladığı kurşun kalemin ucunun kırılmasıyla, verebilmişti dikkatini. Zaten israftı, israfsa günah.
Akşam 6.30'da başlamıştı. Saatse 7.10'du. Muhtemelen buçukta ara verecekti. O arada akşamı kılacaktı. Öyle planlamıştı.
Zişan geldi aklına, sınıfa bakındı. Gelmemişti. Zaten nasıl gelsindi ki? Fiziksel olarak toparlansa bile, ruhen buna hazırlıklı değildi. İnsanı insan yapan şeyse ruhtu.
''Evet arkadaşlar'' dedi Mine hoca. Saatine baktı sonra. ''Bugün dersi erken bitireceğim. Haftaya telafisini yaparız. Toparlanıp, çıkabilirsiniz.''
Buna sevinmişti. Namazı ilk vaktinde, geciktirmeden kılabilirdi böylelikle. Birkaç kişi hocanın başına toplanırken, sessizce toparlandı Reyyan da.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reyyan |Ölmeden Önce Yaşa Seri #1|
General FictionHiç ölü birinden şikayetçi olabilir miydiniz? Ya da ölü biri sizden? Düşüncelerindeki çirkinlikle insanları yargılayamazdı, insanlarla işi yoktu. Onun tek savaşı kendiyle. Kendini tanıyabilirse, kazanmış olacaktı. Bütün mesele kendini tanıyabilmek...