Odasına girdiğinde Feza Tekalp yerinde değildi. Çalışma masasının bulunduğu yere doğru yürüdü. Deri klasörü eline alıp inceledi. İçindeki dosyalar, hesap dekontları, çekler birçok kağıt... Masanın karşında koltuğa oturduğu sıra telefonu eline almıştı. Numarayı çevirdi. Karşı taraftan gelen "Buyrun Kamer Bey?" sorusuyla kaşları çatıldı. "Babam yok mu?"
"Kendisi şu an meşguller efendim. Bu nedenle sizinle benim görüşmemi uygun gördüler."
"Ne işi? " diye sordu.
"Bunu benim söylemem doğru olmaz. Kendisi size dönecektir."
"Anladım." dedi Kamer. "Tamam."
"Eğer iletmemi istediğiniz bir şey varsa?"
"Yok." dedi Kamer. "Sağolasın."
"Peki efendim. İyi akşamlar. "
"İyi akşamlar. " Telefonu kapattı.
Odanın kapısını araladığında Zişan banyoya girmek için ayaklanmıştı. "Girebilir miyim? " diye sordu Kamer gülümseyerek.
"Tabii ki ağabeycim." dedi Zişan. "Buyur."
İçeri girdi. Kapıyı örttü ardından. Yatağın ucuna oturduğunda, "İyi misin?" diye sordu.
Başıyla yavaşca onayladı Zişan. "Hadi anlat bana ağabeycim?" diye sordu.
Gülümsedi Zişan. "Diğer meseleye gelince-"
"Diğer mesele yok ağabeycim. " dedi Zişan. "Eğer senin rızan yoksa benim için bitmiştir."
Bir süre sessiz kaldı Kamer. Söyleceklerini toparlar gibiydi. "Sevmiyor musun yani?" diye sordu.
"Hayır. " dedi Zişan. "Eğer sen istemiyorum diyorsan benim içinde biter." dedi ciddiyetle.
Her ne kadar sevse bile ağabeyinin sözünün üzerine söz söylemezdi Zişan. Başına buyruk hareket etmez, kendinden büyük ve tecrübe sahibi insanların sözlerine önem verirdi. Büyüğüm böyle diyorsa bir bildiği vardır, şeklinde düşünürdü hep. Ki Kamer her zaman yol gösterici bir ağabey olmuştu. Zişan bazen çocuksu hareketlerde bulunsa bile onu aşağılayıp incitmeden uyarmış nerede durması gerektiğini güzel bir üslupla göstermişti. Zişan'ı Kamer büyütmüş sayılırdı. Bu yüzden Zişan'da her zaman haddini aşacak tavırlardan kaçınmıştı.
"Sen ne söyleyecektin?"
diye sordu."Hiç. " dedi Kamer. Gülümsedi. "Aferin, benim kardeşime. Ne kadar güçlü olduğunu kanıtladın."
"Nasıl?" diye sordu Zişan.
"Hayatta insanın başına birçok sıkıntılı durum gelebilir. " dedi Kamer. "Ama sen aşık olduğunu bildiğin insandan vazgeçebilecek kadar güçlüsün."
"Allah ne dilerse o olur." dedi Zişan. Gülümsedi.
Başıyla onayladı Kamer. "Öyle." Gözlerini kıstı. "Çok mu seviyorsun?" diye sordu.
"Biraz." dedi Zişan.
"Birazsa o zaman kalsın." dedi Kamer.
"Biraz çok."
Güldü Kamer. "Tamam o zaman ." dedi. "Gel benimle. "
Soru işaretiyle baktı Zişan.
"Soru sormayıp takip et, ağabeycim."
Odanın kapısını açtığında Kamer'le birlikte basamaklardan indiler. Salona geçtiklerinde ne diyeceğini bilememişti Zişan.
"Otursana." dedi Ceyhun.
Ağabeyine baktığında oturmasını istercesine başıyla onaylamıştı.
"Ben nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. " dedi Ceyhun. Kamer'e baktı. Ceyhun'un hemen yanına yürüdü Kamer. Tek eliyle omzunu kavradı. "Aslında bugün söyleyecektik." diye söze başladı. Devamında Ceyhun, "Ama olmadı. " dedi.
Neler olduğunu anlamaya çalışıyordu Zişan. "Yarın sınavdan sonra söyleriz diye planlanmıştık." dedi Kamer'le kendisini işaret etti. "Ama sen ağlayınca sabahı bekleyemedim."
"Ağabey?" diye sordu Zişan.
"Ben de seni seviyorum Zişan." dedi Ceyhun. "Hem de çok fazla ve senin daha fazla üzülmene katlanamadım."
Kaşlarını çattı. "Sizi gördüm Gaye ile."
"Bizi gördüğünü biliyorum. " dedi Ceyhun. "Farkındaydım. "
"Gülümsüyordun. Mutluydunuz."
"Evet." dedi Ceyhun. "Konu sendin çünkü. Ona seni ne kadar çok sevdiğimi söyledim. O da bizim adımıza mutlu olduğunu söyleyerek tebrik etti. Hepsi bu."
"Olsun. " dedi Zişan. "Yine de bütün bu yanlış anlaşılmalara gerek yoktu."
"Haklısın. " dedi Ceyhun. "Özür dilerim. Tamamen benim hatam. Senin bu kadar üzüleceğinı bilseydim zaten konuşmazdım bile."
"Peki ya diğerleri? "
"Diğerleri? "
"Diğer kızlar? "
Kamer'e baktı Ceyhun. "Yok öyle bir şey ağabeycim. Ben şahidim. Güven bana. Asılsız haber."
"Hepsi mi?" diye sordu.
"Birkaçına okul işlerinde yardımcı oldum. Belki bir iki kere dersler hakkında konuşmuşumdur. " dedi Ceyhun. " Yemin ederim. Hepsi bu."
"Doğru söylüyor." dedi Kamer.
"Zişan'ım beni sevecek, ben onu sevmeyeceğim öyle mi?"
Öksürdü Kamer. "Hem öyle biri olsam, " dedi Ceyhun. " Kamer değil seninle konuşmama izin vermek, yüzünü bile görmeme müsade etmez. " diyerek Kamer'inde gönlünü kaptı.
Ağabeyine baktı Zişan. Ne diyeceğini bilemeyerek... Bu sırada cebinde siyah dikdörtgen kutuyu çıkardı Ceyhun. Ne olduğunu tahmin etmek zor değildi. Zişan için kelimeler kifayetsiz kalıyordu. Ağabeyine sarıldı.
Kutuyu yavaşca araladı Ceyhun. "Benimle evlenir misin? " diye sordu sonrasında.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reyyan |Ölmeden Önce Yaşa Seri #1|
قصص عامةHiç ölü birinden şikayetçi olabilir miydiniz? Ya da ölü biri sizden? Düşüncelerindeki çirkinlikle insanları yargılayamazdı, insanlarla işi yoktu. Onun tek savaşı kendiyle. Kendini tanıyabilirse, kazanmış olacaktı. Bütün mesele kendini tanıyabilmek...