2. Kısım:
"Ne kaş göz yapıyorsun oğlum? " diye sordu Kamer. "Söylesene?"
"İçme." diye uyardı Ceyhun kısık sesle. Gülümsedi sonra.
"Senin için yaptığım çorba ağabeycim." dedi Zişan. Elindeki tepsiyi Kamer'in önüne bıraktı. "Afiyet olsun."
Ceyhun'a baķıp, "Niye?" diye sordu Kamer, sonra da bakışlarını Zişan'a çevirdi. "Teşekkür ederim ağabeycim."
"Rica ederim." dedi Zişan. Bir kaşık alırken hem Ceyhun hem Zişan kendisine bakıyordu. Ceyhun bir ara gözleri yummuştu.
"Çok güzel." dedi Kamer.
Gülümsedi Zişan. "Mutfaktayım." diyerek uzaklaştı.
"Ciddi misin? " diye sordu Ceyhun.
"Evet."
"Nasıl ya?"
"Ne nasıl? " diye sordu Kamer. "Kalk hadi geç kalıyoruz."
"Tamam." dedi Ceyhun. Duraksadı. "Çizimler peki? " diye sordu.
"Bekle." diyerek masadan kalkıp odasına gitti Kamer. Döndüğünde çizimleri teker teker sermişti.
Öğleden sonra 14.30 civarında Vadi'deydi Reyyan. Girişin birkaç basamağını tırmanıp ilerledi. Adımları yavaşlamıştı. Zorunluluk sebebiyle gelmişti. Kapıya uzatıp, tokmağı vurdu. Kapı eskitme olduğu için farklı gelmişti gözüne, şıktı ama. Birkaç kez vurup geri çekildi. Kapı aralandığında Zişan gülümseme sesini işitip başını kaldırdı. "Canım." dedi Zişan büyük bir coşkuyla.
Tebessümle "Selamün Aleyküm. " dedi Reyyan.
"Aleyküm Selam. " diye karşılık verdi Zişan bu defa. Çabuk öğreniyordu. "Geçsene içeri."
"Ben defteri alsam?" diye sordu Reyyan.
"Merak etme." dedi Zişan, Çekingenlik sebebini tahmin ederek. "Evde benden başka kimse yok. Geç 2 dakika. Dinlenirsin. Hem buraya kadar gelmişsin."
Başıyla hafifçe onayladı Reyyan. "Pekâlâ. " dedi. Sağ ayak içeri adım attı. Evde ayakkabıyla gezdiklerini biliyor olmasına rağmen bu durumun rahatsızlığını duydu. Namaz kılan biri için sıkıntılı bir durumdu. Yani dışarıdan gelen ayakkabıyla evde dolaşmak uygun değildi. Belki başka bir çözüm bulabilirlerdi, diye düşündü.
Eliyle salonu işaret etti Zişan. İçeri geçerken, "Uğramana çok sevindim." dedi. "Öğleni birlikte kılarız diye düşünmüştüm. Ama sen gelmeyince ilk vaktinde kıldım. " dedi, mutluca.
Mutluluğuna eşlik eden bir tebessümle baktı Reyyan. "Çok iyi yapmışsın canım." dedi. "Ben de okulda kılıp öyle geldim zaten."
Gülümsedi Zişan. "Ne ikram ediyim? " diye sormuştu bu sırada.
"Teşekkür ederim canım. Ben defteri alıp gitsem münasip olur."
"Neden bu kadar çok acele ediyorsun ki?" diye sordu Zişan. Bunu sorarken gerçekten merak etmişti. "Sorun ağabeyimse o akşama ancak gelir. "
Bunu duyduğunda Reyyan, rahatlamadı denemezdi. Evet, sorun ağabeyiydi. Fakat Kamer evde olmasa bile Reyyan alışık olmadığı ortamlarda rahatsızlık duyardı genelde. Onun en sevdiği ortamlar mescit ve ilim topluluklarının bulunduğu mekânlardı. Bunun dışında yalnızlık ve tek takılmaktan hoşlanırdı. O kendisiyle vakit geçirmekten ziyade Allah'la beraber olmanın mutluğunu severdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Reyyan |Ölmeden Önce Yaşa Seri #1|
General FictionHiç ölü birinden şikayetçi olabilir miydiniz? Ya da ölü biri sizden? Düşüncelerindeki çirkinlikle insanları yargılayamazdı, insanlarla işi yoktu. Onun tek savaşı kendiyle. Kendini tanıyabilirse, kazanmış olacaktı. Bütün mesele kendini tanıyabilmek...