Bölüm 8| HAYATTA KALAN

180 3 8
                                    

                 Düşüncelerin verdiği ağırlık en fazla olanı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

                 Düşüncelerin verdiği ağırlık en fazla olanı... Bazen bir düşüncenin verdiği zararı düşman ordusu veremez. Zihnin en azılı müttefik oluverir. İnsani bir davranıştır düşünmek. Amma ve lakin kim sadece düşünerek her şeyi halledebilmiş ki? Bazı savaşlar insanın kendisiyle olan savaşı. Kazansanız bile yaralanan kişi yine siz olursunuz.

                 İnsanın içindeki nefis ve şeytan sürekli insanı doğru olandan alıkoymaya bayılırlar. İşte bu yüzden düşünüp durmak yerine, seni Yaradan'a teslim ol. Ondan razı ol ki, senden razı olsun. Kurtuluş teslim olmakta...

                 İnsanlar sizi zoru seçtiniz diye tebrik etmez. Her insan kendi nefsiyle meşgulken kimsenin umurunda dahi olmazsınız. Sizi en çok sevebilecek kişiler kim onlar? Anne? Baba? Kardeş? Öyleyse şunu düşün yalnız ölüp, yalnız diriltilip, yalnız hesaba çekileceksin. Sadece bunu düşünen birinin insanlardan beklentisi kalır mıydı? Toplulukta ilim meclisleri hariç gerçekten hayır var mıydı?

                 Arkadaşı için istemsizce endişeleniyordu ve o kadar dalmıştı ki açık olan televizyondaki saçma sabah programı bitmiş yerine daha saçma magazin programı başlamıştı. Fark etmemişti bile. Televizyonu kimin açtığını da bilmiyordu. Televizyon izleyen biri değildi zaten. Kumandaya uzanıp kapattı. Bir abdest alsa kendine gelecekti. Bunu biliyordu. Sadece bunu bilmek bile kendine gelmesine yetiyordu.

                Besmeleyle kalktı. Başındaki yazmayı halaylık bağladı. Sadece evde abdest alacağı zaman yapardı halaylığı. Bunun dışında örtüsü hep çenesinin altında iğneli olurdu.

                Banyoda suyu israf etmemeye özen göstererek abdest aldı. Güzelce kurulandı. Örtüsünü iğneledi. Odasına girişinde komodinin çekmecesini çekti. Beyaz namaz örtüsü ve gül deseni işlemeli seccadesini aldı.

                Kıbleye yöneldi. Allah rızası için 2 rekât namaza niyetlendi. Ne zaman canı sıkılsa bunu yapardı. Rasûlullah'ın (s.a.v) böyle yaptığı duymuştu. Namaz bitiminde ellerini birleşti. Besmeleyle salavat getirdi. Duasını âmin ile bitirdi. Toparlandı. Kapısının tıklandığını işitti. Kapı aralandı. Mediha aralık olan kapıdan "Girebilir miyim? " diye sordu.

                Tebessüm etmeye çalışarak, başıyla onayladı onu. Seccadeyi ve namaz örtüsünü yerine yerleştirirken yatağını işaret etti. Mediha yatağın ucuna oturduğunda Reyyan da bir ucuna oturdu.

               "Nasılsın canım? " diye sordu Mediha.

                 Aynı evde yaşamalarına rağmen yaklaşık 1 aydır doğru düzgün konuşmamışlardı. Reyyan için böyle şeyler çokta önemli değildi. Fakat Mediha bu tür şeylere önem veriyordu. Kırmamak amaçlı birkaç kelam edebiliyordu. Zorlansa bile...

                 Yalnız kalmak bir nimetti. Bunu yalnızca kalabalıklar içerisinde O'nunla olanlar anlayabilirdi.

                "İyiyim Elhamdülillah, sen?" diye sordu Reyyan.

Reyyan |Ölmeden Önce Yaşa Seri #1|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin