-16-

26.5K 2K 1.3K
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hayır

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Hayır." dedim hiç düşünmeden. İç geçirip kendini koltuğa attı.

"Kucağına havlu örtsem?" Kısa bir an düşündüm.

"Hayır."

"Sigara alırım."

"Tamam." Sırıttı. Bir Sarp kuralıdır ki ne kadar paran olursa olsun sigaraya hayır deme.

Elinde bir defter ve yağlı boya tahtasıyla geldi. Oyalana oyalana üzerimi çıkartıp baksırla koltuğa oturdum, havluyu kucağıma örttüm. "Yayıl. Tek bacağını uzatıp kollarını geriye at." Bacaklarımı rahatça uzatıp tek kolumu koltuğun başlığına, tekini kucağıma koydum. Sessizce çizmeye başladı.

O çizerken ben de onu izlemeye başladım. Kemikli çenesi en çok dikkatimi çeken ayrıntı oluyordu genelde. Çenesi çok sert görünüyordu ve bu parmaklarımı sakalları arasında gezdirip onları dudaklarıma batırma isteği oluşturuyordu.

"You are doll, you are flawless."

"Kıpırdama." diye homurdandı.

"But I just cant wait for love to destroy us."

"Sarp." diye uyardı. Göz devirip başımı geriye attım. Homurdandı. "En baştan başlamam gerekecek."

"I just cant wait for love. Wait for love. I wont wait for love."

"Başlatma aşkına şimdi ya." Çöktüğü yerden ayağa kalkıp yanıma geldi, havluyu hızla çekti. Çekmesiyle yerimde sıçrayıp önümü kapattım. "Baksırın var."

"Slip ama!" Kaşlarımı çattım ona, havluyu çekip alarak belime doladım. Hatlarımı görmesini istemiyordum. Burası özel alanımdı.

"The only flaw you are flawless." Şarkıyı mırıldanmasıyla gözlerimi irilttim. Gülümsedi. "Güzel seçim."

"Sevdiğini bilmiyordum."

"Daddy Issuesi biliyor musun?" Yaptığı ima kızarmama yeterken başımla onayladım. Daddy issues baba ilgisinden yoksun büyüyen çocukların kendilerinden büyük adamlara aşık olması sendromuydu. Az önce söylediğimiz şarkıyı söyleyen grubun Daddy Issues diye şarkısı da vardı.

"Güzel seçim." dedim ona gülümseyerek. Kıkırdadı.

"Acıktın sen bence. Hadi yemek hazırlayalım."

"Şey, ben yaptım." Şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. Birlikte mutfağa girdik. Hazır çorba ve ıspanak yemeği yapmıştım. Ne alaka bilmiyorum, evde olan malzemelere göre bir şeyler hazırlamıştım işte. Çorba kasesi çıkarttığım sırada yemeklere bakmak için elini belime koyup beni kenara çekti. Eli çıplak belime temas edince birbirimize baktık. "Sanırım üzerimi giyinsem iyi olur."

Beni süzüp boğazını temizlemesi kızarmama sebep oldu. O da bakışlarını kaçırdı. "Bence de."

*

Okulda Kaan'la sürekli göz göze geldik. Bir ara yanıma gelecek gibi oldu ama vazgeçti. Memnundum. Yanıma gelmesini istemiyordum. Zaten sevgilim var sanıyordu.

Yinede öğle yemeği sırasında gelip masama oturdu. "Selam."

"Selam." diye karşılık verdim. Bir süre sessizlik olunca yemeğimi yemeye başladım onu umursamadan. Yemeğimi bitirdim, tam kalkacakken kolumu tuttu. Eline kısa bir bakış atmam çekmesine yeterken tekrar karşısına oturdum.

"O adamla çıkmadığını biliyorum. Gay olmadığını da bildiğim gibi."

"Ya?" dedim şaşırmış gibi yaparak. Göz devirdi.

"Yanılmadığımı biliyorsun. İki kişinin birbirine aşık olması mucize gibiyken hoşlandığım çocuğun da gay olması daha bir mucize geliyor bana."

"Bu işler çekimle olur Kaan. İki kişi birbirine aşık olur çünkü biri aşıkken diğeri onun kendine olan tavır ve hareketlerinden etkilenir. Bir gay başka bir gaye aşık olur çünkü aşık olduğu erkek bu duruma kötü bakmıyor, bunu hâl ve tavırlarına yansıtıyor. Demek ki kendimden açık verdim ve sen de anladın." Bir, gay değilim. İki, Demir'le sevgili değilim. Üç, çok güzel yalan söylerim. Ha bir de karşılıklı aşka inanmıyorum.

"İnanmıyorum sana hâlâ. Hem Demir çok büyük." Kaşlarımı çattım.

"Sen nerden tanıyorsun onu?"

"Adam manken gibi. Popüler biraz. Kuzenimin okulunda öğretmen hatta. Instagramını biliyorsun herhalde?" Dört, stalkta bok gibiyim. Instagramı vardı demek. Ama Kaan'a sorsam komik olurdu.

"Biliyorum tabi. Sevgilim o benim." Hah!

"Sarp bana yalan söylemene gerek yok. Yemeyeceğim seni." Göz devirip ayağa kalktım, yemekhaneden çıktım. Sanane amına koyayım.

*

O hafta sonu Demir'lerde kalacaktım yine. Karşılıklı oturup birbirimizi kabataslak çizmeye karar vermiştik. Resmim iyi sayılmazdı ama kötü de değildi işte. O gayet konsantre bir şekilde beni çizerken ben hatları oturtmaya çabalayarak iki göz, bir burun, bir dudak, kemikli bir çene çizdim kağıda. Net olan ayrıntıları çizersem o olduğu daha belli olurdu çünkü. Saçlarını her uca doğru dağıtarak çizdim. O an dağınıktı çünkü. Üzerinde tişört olmasına rağmen genelde onu gömlekle gördüğüm için beyaz bir gömlek çizdim. Sonra kağıdımı ona döndürdüm. Resmime göz atıp gülümsedi.

"Sevdim." Sonra iki üç çizgi daha atıp kağıdını bana çevirdi. Gözlerimi irilttim. Chibi çizer gibi çizmişti ama bu resmen aynı bendi. Chibi olmasına rağmen!

"Bayıldım. Alabilir miyim?" Başıyla onaylayıp kağıdı defterden kopararak bana uzattı. Katlayıp sırt çantama attım. Esnedi.

"Uykum geldi."

"Uyuyalım bari." Kalemleri toplayıp yerlerine yerleştirdik, odasına geçip yatağa girdik. Sessizce ona sokulup göğsüne yasladım başımı, tek kolumu beline sardım. Kalp atışlarını duyabiliyordum. Yine cennet...

"Sarp, çok güzel kokuyorsun." diye fısıldadı. Kıpırdanıp daha sıkı sarıldım.

"Sen cennet gibi kokuyorsun." Hafifçe kıkırdadığını duydum.

"Cennet kokusunu biliyorsun yani?"

"Evet, senin kokun." Raylardaki Demir şimdi şaşkınlıkla bana bakıyordu. Yüzümü göğsünden ayırıp aklımdaki şaşkın ifadeyle bana bakmaya başladı. "Sen benim cennetimsin." diye fısıldadım.

"Sen de meleksin o zaman. Seni cennetimde istiyorum."

Daddy Issues (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin