"Isınır şimdi." dedi ellerimi birbirine sürtmeye başladığımı fark ettiğinde arabayı çalıştırıp. Kızardığımı hissedip bakışlarımı camın dışına diktim. "Adın..."
"Sarp." diye mırıldandım. Beyin gereksiz gördüğü ayrıntıları silermiş. Ona adımı söylediğimi hatırlıyordum. Anlaşılan unutmuştu.
"Ben-" Lafını kestim.
"Demir. Adını hatırlıyorum." Kaşlarını kaldırıp indirdi kısa bir an. Beceriksizce gülümsemeye çalıştım.
"Peki..." diye mırıldandı. "Sarp. Bir sorun mu var?" Adının dudaklarımdan ilk çıkışını kazıdım zihnime.
"Ne gibi?" Bakışları arabanın tavanında dolandı. Lüks bir arabaydı desem yanlış olmazdı. Arabalardan pek anlamazdım çünkü ilgim yoktu ama hoş görünüyordu.
"Sıkkın gibisin. Geçen gün de böyleydin." Geçen gün dediği bir hafta öncesiydi. Acaba hafızası mı kötüydü yoksa beni günlük hayatında tanımadığı insanlardan biri olarak yine gereksiz bir köşeye mi itmişti?
İkinci ihtimal daha doğru görünüyordu, birincisi daha hoşuma gitse bile.
"Normalim. Her zamanki hâlim." Gözlerini kırpıştırdı, etrafına bakındı.
"Bu kadar mı?" Başımla onayladım. "Ailen?" Omuz silktim.
"Onlar gereksiz ayrıntılar. Sen... Senin ailen nasıl?" Gülümsedi.
"Annemle babam şehir dışında. Ben burada okudum ve iş hayatımı da burada yürütmeye karar verdim." Kısa bir an bakışları dışarı kayıp tekrar bana döndü. "Bir de sevgilim buradaydı." Bakışlarını kucağına eğdi.
"Ne oldu ona?"
"Ayrıldık." Hafifçe omuz silkerken parmaklarıyla oynamaya başladı. Ben ne kadar şey saklıyorsam, bu adam da saklıyormuş gibi hissediyordum. İkimizin de doğruyu söylemek için bir nedenimiz yoktu gerçi. Arkadaş bile sayılmazdık. Öylesine rayları kesişmiş iki adam.
"Üzüldüm." Başını bana doğru kaldırıp güldü. Üzmediğini ikimiz de biliyorduk. İnsanlar günlük hayatlarında neler yaşıyorlardı, bunlar bizi üzmek için basit sebeplerdi. Ben aslında anlatamadığı kısımlar için üzgündüm. Çünkü biliyordum, ben ona tamamını anlatsaydım, bana üzülecekti. Belki onun acıları daha ağır, belki daha hafifti ama her insanda söylemeye korktuğu, dudaklarından döküldüğü an ağlamaya başlayacağını bildiği gizemler saklıydı.
Yağmur yavaşlamaya başladı. Sevinçle cama döndüğüm sırada birden dolu tüm gücüyle arabanın camlarına saldırmaya başladı. "Kahretsin." diye homurdandı, arabayı çalıştırdı.
Kapı kolunu sıkıca kavradım. "İndir beni!" Korkuyordum. Bu adamı hâlâ tanıyor sayılmazdım ve ondan gelecek şeylerden deli gibi korkuyordum. Ben hiçbir insanın iyi niyetine maruz bırakılmamıştım, insanların karşılıksız sevgilerine inanmamıştım, bir adamın küçük bir çocuğu yağmurdan korumak için arabasına aldığını duymamıştım. Bizim ülkemizde böyle güzel şeyler yaşanmıyordu. Arabaya alınan ertesi gün çöpte donunda sperm lekeleriyle ölü hâlde bulunuyordu.
"Bekle, arabayı bir yere sokayım. Dolu azalınca evine bırakacağım seni." Titreyen ellerimi pantolonuma sürttüm.
"İstemiyorum, yürürüm." Kafamda bir sürü morlukla eve varacak olsam da, o arabada biraz daha beklemek istemiyordum. Zaten
çok kısa bir süre sonra bir sitenin otoparkına giriş yapmıştı. Karanlık otoparkta ışıklar yanarken tüm çıplaklığımla sergileniyormuş gibi hissederek koltuğuma sindim. Arabayı park etti.
![](https://img.wattpad.com/cover/108388011-288-k43571.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Daddy Issues (Gay)
Fiksi RemajaDÜZENLENDİ! "Cennet... Cennet senin için yeniden can buldu Sarp. Seni gördüğüm gün yıllar sonra kalbim yeniden hızla tekledi. Göksu'dan sonra ilk defa bu kadar hızlı çarptı. Kalbimin cehennemi beynime hücum etti ve kalbim senin için beyaza boyandı."...