Haftanın yedinci günü ne kadar güzeldi. Görmek istemediğin yerleri değil de görmek istediğin yerleri ya da kişileri görüyordun. Sabah erken değil de istediğin zaman kalkıyordun.. Keşke haftada bir değil de iki günüm boş olsaydı. Bunun için nelerimi vermezdim.. Hastanede yorulmuyor gibi olsam da eve geldiğimde anlıyordum yorgunluğumu.
Derin bir nefes alıp kolumu kaldırmış, saate bakmıştım. Yılda bir buluşma ayarlamıştık neredeydi bunlar? Niye hep bekleyen ben oluyordum? Bir kez olsun erken gelip bekleyen taraf onlar olmamıştı.
Nefesimi dışarı verirken birden kapanan gözlerim beni korkutmuştu. Uzun ince parmaklar, büyük el.. Bu Taehyung'dan başkası değildi. Onun elleri böyle uzun ve büyüktü.
"Sen olduğunu biliyorum Taehyung."
Gülerek ellerini çekerken "Her seferinde beni tanıyorsun." demişti şikayet eder bir şekilde. Nasıl tanımazdım ki? Kaç yıllık arkadaşım olmasından ayrı Taehyung'un ellerini fazlasıyla beğendiğimden bazen ellerine bakım yapıyorum. Bu yüzden onu tanımam kaçınılmazdı.
"Ellerini ezbere biliyorum neredeyse. Sence de çok normal değil mi?"
Yanıma oturup benden tarafı bakarken "Ameliyat mı olsam acaba?" demişti gülerek. Şaka amaçlı dediğini biliyordum. Gülüşüne eşlik edip "Ameliyatı da ben yapayım istersen?" diye sorduğumda başını iki yana sallamıştı.
"Masada bırakırsın sen beni güvenemem."
Koluna sert olmayacak bir şekilde vururken "Aşk olsun." demiştim. Yalnız şu an için söylediklerinde haklı olabilirdi. Henüz ameliyat üstlenecek kadar kendime güvenim yoktu.
"Neyse bırak şimdi gırgırı. Namjoon, Hoseok ve Mi soo nerede kaldı. Konuştunuz mu?"
"Bilmiyorum, konuşmadık. Birazdan gelir onlar da."
Başımla onaylayıp bir kez daha kontrol ettim saatimi. Okuldayken çete gibi takılıyorduk. İki kız üç erkek yapmadığımız delilik kalmamıştı. Hepimiz macera arar gençlerdik.
Bir keresinde polis arabasını boyamıştık. Bir keresindeyse müdürün odasını dağıtmıştık. Bilerek okulda kaldığımız bile olmuştu. O aralar ne yaşıyorduk bilmiyorum fakat fazla eğlenceli zamanlardı. O anlar tek tek film şeridi gibi gözümün önünden geçerken gülümsemiştim. O anları bir daha yaşayabilir miyiz bilmiyorum.
"Selam!"
Mi soo'nun sesini duyduğumda ayağa kalkıp ondan tarafı dönmüştüm. Çocukluk arkadaşımı özlemiştim. Bayağıdır görüşemiyorduk. Yanıma vardığında kollarını açmış, ona sarılmamı beklemişti. Gülüşüp sıkıca sarılırken ne kadar mutlu olduğumu fark etmiştim.
"Bil bakalım ne oldu?!"
"Sonunda istediğin arabayı alabildin?"
"Maalesef. Çevir."
"Ee, Hoseok'la sevgili oldunuz!"
"Saçmalama salak hayır! Çevir."
"Off bilmiyorum Mi soo! Söyle hadi!"
"Artık... Seninle aynı hastanede staj göreceğim!"
"Ne güzel iş... Nee! Sen ciddi misin?!"