D ➽ 13

7.5K 714 130
                                    

Elimdeki su şişesiyle, ve de yanımdaki Yoongi Hocayla hastanenin önüne çıkmıştık. İyi ki ölüm anında odada yoktum diye düşünüyordum. Bu ana kadar hiç ölmekte olan birinin yanında bulunmamıştım. Bu hafızamdan kolayca silinebilecek bir şey değildi çünkü. Alışık olmadığım durumdu. Fakat bu yolda karşıma çokça çıkacak şeylerden biriydi.

Derin bir nefes alıp verdiğim sıra Yoongi'nin "Daha iyi misin?" diye sormasıyla bakışlarımı ondan tarafı çevirmiştim. Dudaklarımı birbirine bastırıp başımla onayladıktan sonra duyabileceği bir şekilde "iyiyim.." diye cevaplamıştım. Açıkçası henüz toparlayamamıştım. Düşünmemek için uykuya ihtiyacım vardı..

"Hastanede kalma, eşyalarını al seni eve bırakayım, yorgun gözüküyorsun."

Ellerimi kaldırıp iki yana sallarken "Zahmet etmeyin, taksiyle giderim ben." demiştim fakat hiç de kabul edecekmiş gibi durmuyordu.

"Git eşyalarını al ve gel. Burada bekliyorum."

Hafif bir tebessüm ederken "Peki.." diye mırıldanmış, eşyalarımı almak için hastaneye doğru hızlı adımlarla ilerlemiştim. Onu meşgul etmek istemiyordum. Her an bir şey olabilirdi, hastanede ona ihtiyaç vardı.

Olabildiğince hızlı davranıp kıyafet bulunan çantamı aldıktan sonra çıkmıştım soyunma odasından. Bir gün doktor olduğumda kıyafetlerimi değişmeme gerek kalmayacaktı. Sadece bir önlük giyinmem yeterli olacaktı. O anı iple çekiyordum.

Hastanenin önüne çıktığımda Yoongi'yi öylece dikilirken bulmuştum. Yanına vardığımda bakışları benden tarafı dönmüş, samimi bir şekilde tebessüm etmişti.

"Araba hemen şurada."

Eliyle işaret edip ilerlerken ben de arkasından takip ediyordum onu. Koyu lacivert olan arabasının yanına vardığımızda o sürücü koltuğuna, ben de öndeki yolcu koltuğuna geçmiştim.

"Sizi meşgul ediyorum.."

"Teklifi yapan benim, meşgul etmiyorsun. Hastanede tek nöbetçi doktor değilim."

"Yine de böyle çıkmanız doğru değil.."

"Sorun yok, olası bir şeyde haber edecekler."

Ellerimi önümde birleştirip sessiz kalmıştım. Bu kadar ısrar ederken ne söylesem boştu. Bu yüzden ben de artık ısrar etmeyecektim. Benim de işime geliyordu. Bu saatte taksi çağırıp üzerine bir de gelmesini bekleyecektim. İyi olmuştu bu.

"Üşüyor musun?"

Elimle kolumu sıvazlamam dikkatini çekmiş olacaktı ki böyle bir soru sormuştu. Üşüdüğüm için yapmamıştım bunu ama sıcak olduğum da pek söylenemezdi.

Bu yüzden "Biraz." diye yanıtladığımda arabanın klimasını çalıştırmış, sıcağa ayarlamıştı. Giderek ısınan bedenim mayışırken ona adresi söyleyemeden uyuyup kalmıştım..

••

Yavaşça araladığım gözlerimle birkaç saniye öylece bekleyip görüşümün netleşmesini beklemiştim. Geceden kalma gibi hissediyordum. Midemde hafiften bir bulantı, başımda keskin olmayan ama fazlasıyla rahatsız eden bir ağrı vardı.

Doctor ᴹʸᴳHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin