Yaşanan olaylardan sonra Başhekim beni çağırmıştı. Konuşmalarımız sonucunda artık o hastanede çalışamayacağımı söylemişti. Bu yüzden ben de hiç itiraz etmemiştim. Böylesi saygısız insanların arasında ben de çalışmazdım.
Şu an ise beni yönlendirdikleri Medical Park Hastanesinde iki gündür çalışmaktaydım. Henüz bir doktorun eline verilmemiştim. Bu yüzden günlerim acilde geçiyordu. Sahip olduğum bilgi acile fazla gelse de sorun yoktu. İnsanların küçük sorunlarıyla ilgilenmek de güzeldi.
"Eun soo?"
Adımı duyduğumda arkama dönüp yanıma gelmiş olan Jess'e döndüm. Hastaneye geldiğimde bana yardımcı olan oydu. Jimin kadar samimi değildi ama iyi bir kızdı sonuç olarak..
"Elindeki işi bitir ve beşinci kata çık. Kang Jun wan hocanın odasının yanındaki odaya gideceksin. Öğrencisi olacağın doktorun odası."
"Peki, teşekkür ederim."
Samimi bir şekilde gülümseyip başıyla onayladıktan sonra arkasını dönmüştü. Derin bir nefes alıp önümde kalan bedenin kolundaki pansumanı yapmaya devam ettim. Öğrencisi olacağım doktor kimdi acaba? Sahi neden adını vermemişti bana?
Aklımdaki soru işaretleriyle bitirdiğim pansumandan sonra beşinci kata çıkmıştım. Jun wan hocanın odasının yanındaki odanın önüne geldiğimde doktor adının duvarda yazılı olmadığını görmüştüm. Dudaklarımı birbirine bastırıp omuz silktikten sonra kaldırdığım elimle kapıya ritmik bir şekilde vurup ardından kapıyı açmıştım.
İçeri girdiğimde pencerenin önünde, arkası dönük olan birini fark etmiştim. Erkekti ve.. arkadan görünüşü bile tanıdık duruyordu.
"Merhaba, ben yeni öğrenciniz.."
"Eun soo?"
Duyduğum sesin sahibini çok iyi tanıyordum işte. Yüzündeki gülümsemeyle arkasını dönerken kendimce sorguluyordum. Onun burada ne işi vardı? Artık burada mı çalışacaktı?
"Siz.. burada mı çalışacaksınız?"
"Evet, artık buradayım."
"Neden?"
Meraklı bakışlarımı yüzünde gezdirirken kapının tıklatılma sesiyle dikkatimiz kapıya kaymıştı. Arkamı dönüp kapıdan tarafı baktığımda benim yaşlarımda bir kızın içeri girdiğini görmüştüm. Hemşire değildi, tıpkı benim gibi giyinmişti. Bu yüzden stajyer olduğunu anlamak zor olmamıştı.
"Merhaba hocam Kim Saejin ben, yeni öğrencinizim."
"Peki.."
Peki mi? Kabul etmiş miydi yani? Ben buradayken neden bir başkasını kabul etmişti?
"Müsaadenizle ben çıkabilir miyim, hocam?"
Bakışları benden tarafı döndüğünde tek kaşı kalkmıştı. Yüzünde hafif bir tebessüm vardı. Komik bulduğu bir şeyler mi vardı? Yüzüne nasıl bakıyordum kim bilir..
"İkiniz de çıkabilirsiniz, henüz yerleşmedim. Bügün pek yardımım dokunmayacaktır. Hasta dağılımı da yapılmadı."