D ➽ 17

8.1K 637 292
                                    

Akşam yemeği için geldiğim restoranın en ücra köşesinde oturmuş, elimdeki kaşıkla önümde kalan yemeği karıştırıyordum. Yemek yerken her şeyi unutabilen bir kişiliğim vardı, yemek benim için çok başka bir şeydi fakat bir terslik vardı.

Önümde en sevdiğim yemeklerden biri duruyorken ben sadece onu karıştırıyordum. Aklım o kadar doluydu ki yemeğimi bile yiyemiyordum. Bu durum canımı fazla sıkmaya başlamıştı. Yoongi'yle konuşacak cesaretim yoktu ama ondan başkası da bu sorunu çözemeyecekti.

Mi soo'da böyle düşündüğü için mi Hoseok'a itiraf etmiyordu acaba? Ama o, duygularının karşılıklı olduğunu bildiği halde bunu yapmıyordu. Yani aptal olan ben değil kesinlikle Mi soo'ydu. Eğer duygularımın karşılıklı olduğunu bilseydim itiraf edecek cesaretim olurdu. Ben.. sanırım reddedilmekten korkuyordum.

"Yemeği beğenmediniz mi?"

Düşüncelerimin arasına giren yabancı sesle başımı kaldırıp masamın yanına gelen adama baktım. Kıyafetlerine bakılırsa şef o olmalıydı.

Kaşığı bırakırken "Hayır, gayet lezzetli.. beğendim.." demiştim fakat inanmamış gibi tek kaşını kaldırarak bakmıştı bana. Yani haklıydı bir bakımdan. Beğendiği yemeği böyle bırakmazdı bir insan.

"Neden yemiyorsunuz o halde? Sizi sorguluyormuşum gibi düşünmeyin lütfen, sadece işimde en iyisi olmaya çalışıyorum. Yemekte beğenmediğiniz bir şey varsa söyleyin lütfen, yorumlar benim için değerlidir."

Ellerimi kaldırıp iki yana sallarken "Bir sorun yok, gerçekten lezzetli. Sorun benim sadece, bugün fazla dalgınım. Bu yüzden yiyemedim.." diye cevaplamıştım.

Karşı sandalyeye oturup elini yukarı kaldırmış, garsonlardan birinin dikkatini çekmişti. Ne yapıyordu?

Yanımıza gelen garsona "Hanımefendinin yemeğini yenisiyle değişin." dediğine "Gerek yok." diye itiraz etmiştim fakat dinlememişti. Ellerini masanın üzerinde birleştirip benden tarafı döndüğünde hafif bir şekilde gülümsemişti.

"İyi bir dinleyiciyimdir, anlatmak ister misiniz? Sizi yemek yemekten, ki bu benim yemeğim, alıkoyan her neyse çözelim ki aç kalma."

Samimi bir şekilde gülümserken geriye çekilip arkama yaslandım. Biraz yemeklerini, biraz da beni düşünüyor gibiydi. Fakat emindim ki yemekleri bir yabancıdan daha önemliydi.

"Biri var?"

Sorduğu soru üzerine dudaklarımı birbirine bastırıp başımla onayladım. Evet, biri vardı...

"Kim bu şanslı bey?"

Aldığım övgüye karşılık samimi bir şekilde gülümsedim. Ellerimi kucağımda birleştirirken "Hocam, yani hastanede bir doktor. Ben de stajyerim.." diye cevaplamıştım. Başıyla onaylayıp sessiz kalmıştı. Benim konuşmamı istiyordu.

"Ben kendimden eminim, ondan hoşlanıyorum fakat arada kaldım. Söylemek istiyorum ama söyleyemiyorum. Hislerimiz karşılıksızsa eğer ona itiraf edince benden daha da uzaklaşacak gibi hissediyorum."

"Sana olan davranışları nasıl..?"

"Sıradan, sıcak kanlı, iyi bir insan işte. Bu yüzden hakkımda ne düşündüğünü anlayamıyorum."

Doctor ᴹʸᴳHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin