Part 30 | death is peaceful.

4.6K 169 14
                                    

Selam TDKAU ailesiiiiii! Nasılsınız? İyi bir hafta geçirmişsinizdir umarııım! :* şunu söylemeden edemeyeceğim 30 bölüm oldu TDKAU :D ve açıkcası ben ilk bölümleri yazdığım zaman bu kadar uzun bir hikaye yazacağımı tahmin etmezdim. Yani TDKAU'dan beklentim pek yüksek değildi. Desteğiniz olmasaydı böyle bir ilerleme kaydedemezdim. Hepinize bunun için teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. <3 neyse çok bekletmek istemiyorum sizi. iyi okumalaaar. :*

Hatırlatma:

Evden rahat çıkmanın verdiği huzurla derin nefesler aldım. Bu huzur çok sürmedi. Çünkü arkamdan onun sesini duydum.

''Mags!''

Evet, Perrie'nin sesi.

Durdum ama ona dönmedim.

''Karamel saçlı, yardımsever Mags. Neden geldin?!

''Nişanlımı elimden almaya mı geldin?''

''Bana baksana!''

''Cevap ver bana!''

Dişerimi gıcırdattım ama ses çıkarmadım.

''Perrie!'' bu sefer konuşan Zayn'di. Sesinden koştuğu belli oluyordu.

''O benim! Anladın mı?! O benim nişanlım! Beni seviy-!'' Perrie'ni sesi kesildi.

Yavaşça kafamı çevirip onlara baktım. Perrie bana arkasını dönmüştü ve bunu yapmasını sağlayan Zayn'di. Onu kendine çevirmişti ve onu öpüyordu.

Bulanıklaştılar... Burnum yanmaya başladı. Kalbimden bir zehir bütün vücuduma yayıldı...

Önüme döndüm ve akan ilk gözyaşlarımı sildikten sonra tekrar hızlı adımlarla yürümeye başladım. Ondan sonra akan gözyaşlarımı ve hıçkırıklarımı serbest bıraktım. Ve bu hırkayı bana verdiği için Alisa'ya bir kez daha teşekkür ettim.

----------------------

Hiç nefes alamadığınızı hissettiğiniz oldu mu? Kendi içinizde boğulduğunuzu? Hiçbir kurtuluşunuzun ve kurtarıcınızın olmadığını?

Ölmek istediniz mi hiç? Ve ya hiç doğmamış olmayı?

Her gününüzü ölme umuduyla geçirdiniz mi?

Ağlamaktan yoruldunuz mu?

Tam her şey düzelecek derken yeniden yerle bir oldunuz mu?

Ben bir okyanustaydım. Defalarca dibe battım. Suyun yüzeyine çıkmak için hep çırpındım ama her defasında yorgun düştüm. Ve yine dibe battım. Boğuluyordum... Yoruluyordum...

''Seni uyarmıştım! Gitmemeliydin!'' diye bağırdı Alisa.

Zor da olsa yere diktiğim gözlerimi kaldırıp ona baktım. Yatağımda kalktım ve karşısına dikildim.

''Kapa çeneni! Bu bilmişliğinden, ben söylemiştim demelerinden sıkıldım! Her seferinde bunu yapıyorsun! Sana anlattığıma pişman ediyorsun!''

''Seni düşündüğüm için yap-!''

''Beni düşünme! Eğer her seferinde böyle yapacaksan beni düşünme!''

''Mags -''

''Çık dışarı! Beni yalnız bırak!'' dedim ve kapıyı açtım.

''Git!'' diye tekrarladığımda odadan çıktı ve hızla merdivenleri indi.

Odanın kapısını sertçe kapattıktan sonra yere çöktüm. Çığlıklarımı ve hıçkırıklarımı serbest bıraktım.

Onu gözümün önünde öptü! Öptü onu! Sokağın ortasında. İki yıl önceki gibi.

They Don't Know About UsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin