Part 16 | you're the love of my life...

6K 199 11
                                    

''Hatırlıyorum da seni stüdyoya bırakırken de bavullarını taşımana yardım etmiştim.'' dedi.

''Ne demek oluyor bu?'' dedim gözlerimi kısarak ve dalga geçercesine.

''Sayacak olursak; stüdyoya giderken bavulunu taşıdım..'' ses tonunu düşürdü ve devam etti ''aşık olduğun adamı kıskandırmak için sevgilimin kardeşi olmana rağmen sana yardım ediyorum...'' tekrar eski ses tonuyla konuşmaya başladı. ''ve şu an tekrar bavullarını taşıyorum. 3-0 . Bu demek oluyor ki karşılığında bana bir şeyler yapman lazım.'' dedi ve gözlerini kısıp bana baktı.

''Pekala Bay Kydd. Nasıl bir şeyler?'' dedim ciddi ama bir o kadar da dalga geçen bir ifadeyle.

''Mesela ablanızla evlenmeme yardımcı olabilirsiniz veya beni Bay Malik'in birazdan gelip beni dövecekmiş gibi bakan bakışlarından kurtarabilirsiniz.'' dedi ve sessizce güldü ve baş parmağıyla kaşını kaşıdı.

İstemsizce güldüm.

Asansörün önünde durmuştuk. Paul yanıma geldi.

''Nasılsın Erin?'' gülümsüyordu. Onun bu sıcak tavırları güvende hissetmemi sağlıyordu.

''İyiyim Paul.'' gülümsedim.

''Bay Kydd, siz nasılsınız?'' dedi Sebastian'a bakarak.

''Teşekkür ederim.'' Sebastian da gülümsedi.

''Pekala, bu akşam bize özel bir oda hazırlanacak. Bu normal bir oda olmayacak. İçeride bir gitar ve bir piyano olacak. Provalar yapılacak, şarkılar söylenecek, yemekler yiyip, içecekler içilecek. 1D'nin provalarda eğlenmek için istedikleri yeni şeyler. Tabi ki Alisa ve Sebastian da davetli.''

''Saat kaçta?'' dedi Sebastian.

''Yemek saatinden yarım saat önce. Yani... saat tam 7'de. Ben gelip size eşlik edeceğim zaten.''

''Teşekkür ederiz Paul.'' dedim ve gülümsedim.

Paul tekrar her zamanki gibi gülümsedi.

*****

Odalarımıza yerleşmiştik. Sebastian üst katta kalıyordu. Alisa benim odamın sağ tarafındaki odada kalıyordu. Sol tarafımda ise One Direction. Hepimiz odalarımıza yerleşmiştik. Alisa ve Sebastian benim odama gelmişlerdi.

''Katherine ile konuştun mu?'' dedi Sebastia.

''Hayır, sen?''

''Ben de konuşmadım. Merak etmiştir.'' dedi ve cebinden telefonu çıkarıp Katherine'i aradı.

''Katherine?''

''Sebastian? Tanrım hiç aramayacaksın sandım! Birkaç kez aradım ama ulaşamadım! Çok korktum.''

''Merak etme Katherine. Sevgilin emin ellerde.'' dedi Alisa.

''Ona hiç şüphem yok zaten.'' Katherine güldü ve devam etti. ''Eğer sevgilimi zorlarsanız ben de sizi zorlarım. Bilirsiniz, dişe diş kısasa kısas.'' tekrar güldü.

''Katherine nasılsın?'' dedim.

''Aman Tarım, Maggie. Seni çok özledim. Burnumda tütüyorsun...'' dedi ve sesi titredi.

''Eğer ağlayacaksan hiç konuşmayalım.'' dedim ve gülmeye çalıştım. Şu dakikaya kadar onu bu kadar çok özlediğimi fark edememiştim.

''Tamam, hemen konu değiştiriyorum. Zain nasıl?''

''Zain diye biri yok. Zayn var. Egolu, birden fazla kişiye aşık olan, elindekini kaybetmek istemeyen ama gözünü dışarıdan ayırmayan bir Zayn var.'' dedi Alisa.

They Don't Know About UsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin