👉
"HyeRim.HyeRim.HyeRim." Yoongi'nin afımı bir kaç trilyon kez haykırması üzerine gözlerimi aralamıştım. "Ne var~?" Sesim uykulu ve mayışmış çıkmıştı. Hala da uykum vardı. "Okula gitmeliyiz. Saat sekiz buçuk." demesiyle esnemeye başladım. Ellerimle üstümdeki battaniyeye sarıldım.
Okula gidip o kızlarla uğraşmaya hiç isteğim yoktu. Bütün gün bu koltukta uyuklamayı tercih ederdim. "İstemiyorum." Soludu ve mırıldandı. "Kalk." Örtüye daha da sıkı dolandım. Bu örtüden ayrılıp okulun sert sıralarında sürünmeyi istemiyordum. "Kalkmazsan sırtıma alırım." Bu tehdit de biraz fazlaydı , fakat bunu yapamayacağını hepimiz biliyorduk. "Suga. Defol lütfen." Omuz silkmesi üzerine zorlukla ayağa kalktım. O da dizlerinin üzerinden kalkıp konuştu. "Eteğin hep bu kadar kısa mıydı senin ?" Elimi hızla eteğime götürdüm. "Sa-"
"Bakacak kadar sapık değilim , abartma." dediğinde derin bir nefes aldım. Üstünden çıkardığı hırkayı düzgünce belime bağladı.
"Biraz daha uzun olsa bir şey olmaz." dediğinde kendimi garip hissetmiştim. Sanki , romantik filmlerdeki kadın başrol gibi. Elini gözlerimin önünde sallayınca kendime geldim ve çantamı sırtıma taktım. O da aynı şekilde çantasının tek kolunu sırtına geçirdi.
Tekrar o koridorda yürümeye başladığımızda elini tekrar belime koymuştu. "Burayı hiç sevmedim~" Korkudan şarkı söyler gibi bağırarak söylüyordum cümlelerimi. Hafif gülüşün sesi kulağıma vardığında gülmeden edemedim. Sonunda caddeye çıktığımızda temiz havayı içime çektim. Hemen karşımda bizim okul vardı. Onun stüdyosu okula bu kadar yakın mıydı yani ?(...)
Okulun kapısından yan yana gitmemiz dikkat çekmemize , Yoongi'nin hırkasının neden benim belime bağlı olduğu gibi saçma dedikodulara yer vermişti. İlk derste bile dedikodular kesilmemişti , In Ha ve onun manyak arkadaşlarının bakışları hala benim üzerimdeydi. Beni dövecek gibi bakıyorlardı , dövebilirlerdi. Birini dövebilecek kadar güçlü değildim , ama zekiydim.
Zilin cırtlak sesinin kulaklarımı doldurmasıyla ayağa kalktım. Kapıdan çıkacakken önümde Choi Kwon ve yoldaşları bitmişti. Arkamda da In Ha ve arkadaşları bittiğinde bir şeyler döndüğünü anlamıştım. In Ha benim saçıma uzandığında Kwon araya girerek ona kızmıştı. "Ona dokunma." Onun şu sahte korumacı tavırlarını sevmiyordum. Bir kaç gün önce olsa belki hastası olurdum ama şu an öyle itici geliyordu ki. "Ama Kwon-ah~"
Kwon da ona 'sus' bakışlarını atıyordu. "Yalaka." diyerek araya girdim. "Ne ?" In Ha en pis bakışlarını bana attığında gülerek yanıtladım. "Yalakalık yapma. Kwon'a ulaşmak için beni kullandın , şimdi de Yoongi'ye ulaşmak için de Kwon'u kullanacaksın. Sahte duygularınla insanları kendine inandırabiliyorsan , aşırı yeteneklisindir." Cümlemin sonunu bastırarak söylemiştim. "Yalancı." diyerek iftira attığında sadece güldüm. "Kimin yalancı olduğunu sınıftakilere sormak isterdim fakat herkesi kontrolün altına aldığından soracak kimseyi göremiyorum." dedikten sonra soluklandım ve yanaklarımı şişirip başımı sağa sola salladım. "Sana hiç yakıştıramadım."
In Ha ve arkadaşları yanımdan uzaklaştığında yüzü yamuk Kwon hemen lafa dalmıştı. "Beni hala seviyor musun ?"
"Hayal mi kuruyorsun ?" demekle yetindim. "Ama ben seni seviyorum."
"Beni sevmen seni sevmeyeceğim gerçeğini değiştirmez." dedim ve gözlerimi gözlerine diktim. Bu bir türlü , 'ben dürüstüm.' deme yoluydu. "Yoongi'ye mi aşıksın ?" Sırıtmadan edemedim. "Dayaklardan sonra aklını mı kaybettin ?" Yoongi'nin dayakları yüzünde çukur açmış gibiydi. Ezik duruyordu. "Okul çıkışı , okulun arkasındaki depoya gel." dediğinde başımla onayladım. Büyük ihtimal laf atışı yapacaktık. "Tek başına." dediğinde gözümü devirdim. "Beni salak mı sandın ? Gelip tek başıma tuzağına mı düşeyim ?" demekle yetindiğimde ekledi. "HyeRim korkuyor mu ?" Ezik konumuna düşmek şu an en son isteyeceğim şeydi. "Geliyorum. Tek başıma." Başıyla onayladı ve yüzüne pis sırıtışından yerleştirdi. O gittiğinde benden sınıftan çıktım. Elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmeye ihtiyacım vardı , yoksa bu ders uyurdum.