otuz iki : sing

3.8K 321 31
                                    

 Gözlerim kapalı, yağmur damlaları tüm vücudumu ele geçirmiş, soğuktan ellerim çatlamaya başladı. Eklemlerimi oynatmakta zorluk çekmeye başladım. Yanımda beni buradan kalkmam için uyaracak kimse yok.

Yine yalnızlığımın sınırlarındayım.

 Hıçkırarak ağlamaya başladım. Gökyüzüne bakan yüzüm buruştu. Zil çalana kadar burada kalmakta ısrarcıydım. "İçeriye geçsene. Üşümüyor musun ?" Yanımdan gelen ses döndüm.  Kwon, derse girmemiş miydi ?

Kızarmış gözlerime bakarak konuştu. "İçeri gir. Buz küpüne döneceksin." dediğinde ona uyarak ayağa kalktım. İçeri girdik. Kütüphaneye gittik. Çünkü orası fazlaca sıcak oluyordu. Aslında iki dakika içeride otursam da kururdum. Çünkü montum üstümdeydi. Montumu çıkararak sandalyelerden birine oturdum ve montumu da yanımdaki sandalyeye attım. 

 Kwon kitaplıktan iki kitap alarak birini benim önüme açtı, diğerini de kendi önüne açtı. "Her ihtimale karşı." dediğinde onu onayladım. "Orada ne yapıyordun ?" Omuz silktim. "Konuşmak istemiyorum." dediğimde ısrar etti. "Depresyon mu ?" Omuz silktim. "Kısmi olarak." dediğimde başını salladı.

"Anlıyorum. Çok sıkmayacağım seni, rahat ol." dediğinde başımı eğerek teşekkür ettim. Ağlayacağım kadar ağlamıştım. Fazlaca düşünmüştüm ve oturmaktan başka bir şey yapamayacağımı anlamıştım. 

"Kwon rica etsem..." dedim ve anahtarı ona verecekken vaz geçtim. "Önemli değil, boşver." dedim. Anahtarı Yoongi'ye vermem gerekiyoru. Yoksa stüdyosuna giremeyebilirdi. 

"Söyle." dediğinde konuştum. 

"Rica etsem teşekkür ederim diyecektim." Dediğim şeyin saçmalığını sonra fark etmiştim. "Boşversene." dedim ve baygınca sırtımı sandalyeye bıraktım. Elimdeki anahtarı sıkıyordum, cebime attım. Jimin'e verebilirdim. Yoongi'nin tanıdığım en yakını oydu.

(...)

 Zil çaldığında montum elimde, anahtar da diğer elimde Jimin'i en so gördüğüm yere gidiyordum. Jimin'i sınıfından çıkarken gördüğümde yanına koştum. Tam merdivenden inecekti ki bağırdım. "Jimin!" 

Yanına gelene kadar nefes nefese kalmıştım. "Efendim Hye ? Bir şey mi oldu ?" dedi ve elini omzuma götürdü. Omzumdaki elini yavaşça indirdim. Elimdeki anahtarı eline bıraktım.

"Bunu Suga'ya verir misin ? Ben bugün onu bulmak için stüdyosuna gitmiştim ama yoktu. Çıkarken de kapıyı kilitledim. Girdiğimde kapısı açıktı ama." dediğimde mırıldandı. "Kapısı mı açıktı, ilginç. Pekala, veririm. Dikkatli git." dedi ve dirseğimi sıktı.

 Aşırı iyi ve yardımsever biriydi. Yoongi öyle arkadaşları olduğu için mutlu olmalıydı.

Sınıfıma ilerlediğimde In Ha beni karşıladı. "Hye ! Yoongi benişmle çıkıyor~~" Ellerimle alkışladım.  "Tebrikler."  Son derece yapay bu davranışıma gülümsemişti. Bu onu yapay gülüşüydü. 

Sırama oturdum ve kafamı sırama koydum. Uyku, her şeyin çaresi.

(...)

"HYE!" Yüksek bir bağırış sesiyle uyandım. Başımda Jimin vardı. "Stüdyoya gitmen gerekiyor. Yarışma için." dedi Jimin. Onu reddettim uykulu sesimle. "Yarışmaya katılmayacağım." dedikten sonra hapşurdum. "Harika." diye mırıldandı Jimin. "Soğuk mu aldın ? Ne ara ?"  Esnedim. Kafamı Jimin'den tarafa çevirdim. Uykum var be ! 

Omuz silktim. "Derse girmediğimde, dışarıdaydım. Yağmur yağıyo~du. Sonra Kwon geldi falan~."  Değişik telafuzum onu güldürdü. "Eve git o zaman."

"İstemiyorum. Burası sıcak." dediğimde kıkırdadı.  "Evin soğuk mu ?"

"4 kat üstümden soğuk dalgası duygularımı vuruyor da."   Yandaki sıralardan takırdama geldi. "O zaman sohbet edelim."

"Uyuyacağım." dedim ve geçiştirdim. "Kwon geldi, sonra ?"

"Kütüphaneye gittik. Kısa bir süre sohbet ettik. Sonra yanına geldim." Onayladığını anlayan mırıltılar çıkardı. "Eve git en azından."

"İstemiyorum." 

"O zaman stüdyoya." Zorlukla başımı kaldırdım. "Çok konuştun Jimin. Söyleyeyim de bitsin bari." Aklıma gelen şeyle esnerken konuştum. "Anahtarı~ Yoongi'ye verdin mi ?" Ağzı açık kaldı. Gözlerine korku bindi. "Ha-hayır." Onun bu haline güldüm. "Korktun mu ?"

(...)

 Stüdyonun kapısı açıktı. Kendi anahtarı olmalıydı.   O zaman stüdyonun kapısını niye açık bırakmıştı ? Anlaması zordu.

 İçeri girdiğimizde bir kaç ritimle uğraşıyordu bile. Ritim tanıdık gelmişti. Sonra bu şarkının Hold Me Tight olduğunu anlamıştım. İçeri girdiğimde gergindim ama gergin davranmamaya çalışıyordum. "Gelmişsiniz." dediğinde anahtarı ona uzatmak yerine zıplayarak yerine taktım. "Ben de onun nerede olduğunu merak etmiştim." dediğinde cevap vermeden bana uzattığı kağıdı aldım.  

 Ben sözleri okurken Jimin de yanıma oturmuştu. O da sözleri okuyordu. "Rap kısmını kaydettim. Yalnızca girişi ve nakaratı söyleyeceksin. Şarkı iki dakika otuz saniye zaten. Sınır da üç dakika-" Sözünü bölmüştüm. "Başlayalım hadi." dediğimde kulaklığı Jimin kafama geçirmişti. 

 Kulaklığı çıkararak saçlarımı topladım ve ondan sonra kulaklığı taktım. Tek tarafını açık bıraktım. Çünkü öyle daha çok odaklanıyordum.

 Müzik başladı. Onun rap kısmı oldukça uzun ve hızlıydı. Minik bir vokal de eklemişti araya, ama sesi çatlamamıştı. Düz ve güzel çıkmıştı.

Vokal kısmı geldiğinde derin nefes ile söylemeye başladım. Sözler etkileyiciydi. Ritme de kolayca yerleştirebilmiştim.  Kafa sesine çıktım ve tekrar nefes alarak bitirdim. Tek seferde yapmıştık. Son derece iyiydi.

 Nakara kısmını da söyledikten sonra müziğin durması ile kulaklığı kulağımdan çıkardım.

 Yoongi bilgisayarla bir kaç rütuş sonucunda müziği oynatı.

*2:11'e kadar*

Kendi vokal kısmımı dinledim. "Tamamdır."

Çantamı aldın ve kapıyı çarparak oradan çıktım.

Karşınızda tersi dönmüş HyeRim..

Bi' günde dolu dolu üç bölüm !

bu arada oylama yapmıştık en son. o bölüm de yarın gelecek ! 1000 kelimeden fazla ~~

sound || min yoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin