otuz : some mistakes

4.1K 305 110
                                    

Yastığımdan başımı kaldırdığımda boynumun tutulduğunu fark ettim. Acı ile bağırdım.
İçeriden hiç ses gelmiyordu, bu da annemin evde olmadığına işaretti. Boynumun acısı geçene kadar biraz daha öyle yatmayı kararlaştırarak telefonumu elime aldım.

Okulub bloguna girdiğimde önüme çıkan In Ha'ya tebrik postları önümü doldurduğunda göz devirdim.

'Tebrikler In Ha !'

'SuHa DAY' Başlığa tıkladım. Etkileyici bir ship ismi ha ? Ne dersiniz ?

Bir kaç photoshop ve gereksiz bir mektuptan başka hiç bir şey yoktu bu gönderide.
Geriyi tuşlayarak çıktığımda şimdi konulan gönderi beni şoka uğratmıştı.

'SUGA'nın yeni şarkısı'

Gönderiye tıklamamla karşıma çıkan youtube videosu oynamaya başladı. Hareketli ve korkutucu duran bu şarkının sözleri çok fazla anlam barındırıyordu.

Beni en korkutan sözü de şuydu.

"Min Yoongi öldü. Onu ben öldürdüm."

 Korkuyla şarkıyı başa alarak bir kaç kez daha dinledim. Onun yanında olmam gerekirdi. O kadar şey yaşadıktan sonra ona destek çıkmam gerekirdi.

Zavallının tekisin Hye. Gerizekalı bir zavallı.

 Jet hızıyla üstüme formalarımı giydim. Okula biraz gecikecektim ama çok sorun olmazı herhalde. Çantama bir kaç defte rve kitap tıkıştırdım ve anahtarımla telefonumu hoodiemin cebine atarak evden çıktım. Asansöre bekliyordum.

 Önce onların evine bakacaktım. Evde değilse okulda olması beni çok mutlu ederdi. Asansör geldiğinde içine atladım ve on ikinci kata bastım.  Hızla oraya gittim ve evlerinin kapısını çaldım.

 Kapıyı açan kimse yoktu. Merakla evin içini dinlemek için çabaladım ancak ses de gelmiyordu. Kimsenin evde olmadığını düşünerek asansöre geri bindim ve zemin kata bastım. Asansör inerken na mesaj atmak istedim ancak onun numarası bile yoktu bende. Ciddeni, ne salaklığıma onun numarasını almamıştım.

Kwon'u arayıp onun okulda olup olmadığını sorsa mıydım ? 

Bence bunu yapmamalıydım çünkü eğer Yoongi'yi bulursam bunu yapmam beni daha da berbat bir konuma düşürecekti. Adam sana seni seviyorum diyor, senin yaptığına bak Hye.

 Okula giden yolda onun stüdyosu olduğunu hatırladığımda okul yolundan ilerlemeye başladım. O tanıdık duvara saklanmış kapıyı bulup çektim. Kilidi açıktı.

 Karanlık koridorda yürürken korkuyordum ve yanımda sarılarak sığınacak kimsem yoktu. Beni rahatlatması için telefonumun flaşını açtım.

 İlerideki kapıyı görünce hızla kapıyı çektim. İçerisi aydınlıktı, ışıklar açıktı. Bu kapı da kilitli değildi. Korku ile etrafa bakındım.

 Başına bir şey gelmiş olmasın ? Kapılar açık ve o içeride yok... Tanrım, hadi ama.

 Buradan çıkacağım için kapıyı kilitleyecek bir anahtara ihtiyacım vardı. Sonuçta geçen insanlar beni içeri girererken görmüşlerdi ve ben kapıyı kilitlemezsem bir kaç son model aleti yürütebilirlerdi. Bu yüzden çeşitli yerlerde anahtar aramaya başladım.

 Koltuğun arasına baktım, müzik padinin altına baktım ancak kafamı sıkıntı ile kapıya çevirdiğimde anahtarın kapının üstünde asılı olduğunu görmüştüm. 

 Zıplayarak anahtarı aldım ve ışıkları kapatarak oradan çıktım. Önce stüdyonun kapısı kilitledim. Aynı anahtarın dış kapıda da işe yaradığını görünce sevinmiştim.

sound || min yoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin