altmış dört : green hair, again

3.3K 222 117
                                    

"Oppa bir fotoğraf çekilebilir miyiz?!"

"Oppa çok yakışıklısın!" 

"Oppa~~!"

"Oppa yanındaki kız kim?!"

Bütün liseli ergenler bağırıp ikimizin de başını ağrıtırken, Yoongi kendisinden beklenemeyecek kadar gür bir sesle bağırdı. "Sessizlik!" O an içimden geçirmedim değil acaba içine müdür yardımcısı mı kaçtı diye.

 Hepsi kuzu gibi susarken Yoongi derin bir nefes alarak konuştu. "Hepinize imza dağıtıp fotoğraf çekilecek vaktim yok şu an.  Eğer akşam oteldeki konsere gelirseniz, hepinizle fotoğraf çekileceğim."

"Oppa şimdi~~"

"Şimdi olmaz! Gidip hazırlanmalıyım!" Yoongi gizlice ayak bileğime vurdu. Bu herhalde 'kaç git' demek oluyordu. Yavaşça sağımızdaki çıkışa baktım. Koşarak kaçabilirdim. 

 Aniden hızla koştum ama Yoongi'nin de azıcık gerizekalı olduğu ana gelmiştik sanırım, nereye gideceğim hakkında hiç  bir fikrim yoktu. Bende zekice bir şey yaparak hemen yanımızda yeni yapılmakta olan ama üstünde henüz kimsenin bulunmadığı binaya çıktım. Demişrden yapılmış merdivenler iç görüyordu, bina biraz tozlu olsa da ilk kata çıkıp ayaklarımı sarkıtacak şekilde oturdum.

 Tamam, yere çokta yakın değildi, ama ben kendimi atmadığım sürece düşmezdim buradan...herhalde.

 İçime düşen korkuyla azıcık geriye kaydım. "Hye~!" Bana seslenen Yoongi'nin sesiyle başımı sesin geldiği yere çevirdim. Aşağıda beni arayan Yoongi'ye el sallayarak bağırdım. "Buradayım!"

 Beni yüksekte gören Yoongi, Usain Bolt'a rakip bir şekilde binaya doğru koşmaya başladı. Korkmuş muydu, kızmış mıydı yoksa hayranlarından mı kaçıyordu, pek kestirememiştim. Aşağıyı incelediğimde hayranların eski yola geri girdiklerini gördüm.

"Aşağı düşeceksin!" Yoongi beni kollarımdan tutup geriye çektiğinde kıkırdadım. "Atlamazsam düşmem." Hay kıçım! Sen düşmekten korkup geriye çekildin ya, gerizekalı. 

 Yoongi'de yanıma geçtikten sonra birlikte ayaklarımızı aşağıya sarkıtarak manzarayı izlemeye başladık. Yani manzara dediğim şey çok da kalabalık olmayan, beton sokaklar. Aslında ikimizde düşünmek için yer arıyorduk. Her şeyi dikkatlice düşünmemiz gerekiyordu. Şu yeni çıkan sapığı da, Yoongi'ye araba çarpmasına neden olan kişiyi de bulmalıydık bir de Kwon vardı tabii, ama o artık bu kadar karmaşıklığın içinde son sırayı alıyordu.

Bugün Hye ile belalar programında ilk olarak stalker'ı stüdyoya davet edeceğiz. Sonrasında stüdyoya polisler gelecek, canavar sürücü için arama işlemleri başlatılacak. Programın sonunda ise Kwon isimli sanatçı hepimize şarkı söyleyecek! Az önce Hye'nin beyniyle birlikteydiniz! Onun beynini ziyaret ettiğiniz için teşekkürler!

"Kafan karıştı değil mi?" Yoongi mırıldandı ve ayaklarını bir kez daha salladı. "Senin başını çok fazla derde soktum sanırım, özür dilerim."

"Böyle düşünme!" diyip omzuna vurdum. "Son derece iyiyim ben. Üstelik her şeyi birlikte hallediyoruz. Kabul, tek başıma olsayım bu işleri çözmekte, belki şimdiye şuradan atlamıştım-" Elini ağzıma koydu ve kaşlarını çattı. "Ölümle alakalı konuşmak yok." dedi sert bir sesle. 

 Bu konuda ilgili olması çok hoşuma gitmişti. Gerçi onunla ilgili her şey hoşuma gidiyordu. Bir değil, iki değil, üç değil! Tam....sonsuz şey!

 Onun elini yavaşça ağzımdan uzaklaştırdım ve başımı hafif sağa eğdim. "Devam edebilir miyim?" Benim gibi başını sağa eğdi ve cevapladı. "Tabii."

sound || min yoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin