3 gün sonra
Nikah kıyılmıştı. O adam eve dün eşyalarını yerleştirmiş, bugün gelecekti. Yoongi ise okula gitmişti, annem beni evde tutmak için gitmeme izin vermişti. Ama ben gitmek istiyordum.
Adam ve çocuğu eve girdiler. İstemesem de saygımdan selam verdim. Annem ve adam salona yerleştiler. Çocuk da onların yanına oturdu.
Ben kendimi odama kapattım. Kısa bir sohbet aralarında başlamıştı ki annem evde ekmek olmadığını ve markete gideceğini söylemişti.
Adama ben ve çocuk evde kalmıştık ki adam bana en pis bakışlarından atıyordu. Kullanılabilecek bir malmışım gibi bakıyordu.
korkmuştum."Bana bakar mısın HyeRim ?" Ona çevirdim bakışlarımı.
Rahat havalı ve umursamaz davran HyeRim. O zaman sana öyle bakamaz.
"Efendim ?"
"Çok gergin davranıyorsun,sevemedin mi beni ?" Açıksözlülüğümü konuşturmak isterdim fakat annemi düşünerek normal bir şekilde konuştum.
"Bilirsiniz. Sizi tam olarak tanımıyorum o yüzden lütfen. Size çabucak alışmamı beklemeyin. Oğlunuz için de." dediğimde başını salladı ve onayladığını ifade eden bir tavır takındı. "Bana baba de ve resmi konuşma." dediğinde sertçe baktım.
"Ne olursa olsun, size baba dememi ve baba gözüyle bakmamı, çocuğunuza da kardeş gözüyle bakmamı beklemeyin. Resmi konuşmaya devam edeceğim." dedim ve koltuğa oturdum. "Bana baba demek zorundasın. Aynı evde yaşıyoruz ve artık ben annenle evliyim,annenin sahibiyim."
"Umrumda değil efendim, benim bir babam var." Pisçe sırıttı. "Senin baban öldü."
"Sizin de insanlığınız ölmüş anlaşılan." İstemsiz ağzımı açtığım zaman içimden kendime kızsam da dışarıdan keskin bir görünüş sergiledim.
Anında başına dert açmayı nasıl beceriyorsun Hye?"Ne dediğine dikkat et ! Ben senin babanım!" Parmağını sallayarak bağırdığında cevabımı yapıştırdım. "Hala devam ediyorsunuz. Babamın olduğunu söylüyorum. Siz hala ısrar ediyorsunuz. Bir insan anlayışlı olur. Siz hala tutturuyorsunuz ben senin babanım diye. Siz benim babam değilsiniz. Benim babam öldü,ama babam o." dediğimde bağırarak ayağa kalktı.
"Dediklerine dikkat et ! Babana nasıl böylr laf edebiliyorsun ?!" Bana doğtu bir adım attı. Çocuğu tepki vermiyordu.
"Size baba desem de bir değeriniz olmayacak. O yüxden size baba demeyeceğim. Lütfen uzatmayın ve aklınızı başınıza alın." Salonun girişinden olan hareketlilikle oraya döndüm. Yoongi gelmişti. Ona odaklanmadan bana bağıran adama döndüm.
"BANA BABA DİYECEKSİN!" Adam bağırdığında sinirle güldüm. "Size baba filan demeyeceğim. Benim bir babam var. Koskoca yetişkin adamsınız, aklınız almıyor mu ?Psikolojik destek almak ister miydiniz ?"Elini kaldırdığında tek gözümü kapamıştım ki eli havada kalmıştı. Yoongi de öyle duruyordu. Onun bir kıza vurmayacağını düşünmüş olmalıydı.
"İzniniz olmadan, ben gidiyorum." dedim ve salonun çıkışına ilerledim. Yoongi'yi görmüş olmalı ki bağırdı. "Sen kimsin ?!"
"Benim sevgilim."
"SENİN BİR SEVGİLİN OLAMAZ."Sinirle konuştuğunda güldüm. "Gördüğünüz gibi bir sevgilim var. Sizin de özel hayatıma karışma hakkınız yok. Kendi oğlunuzla ilgilenin." Sinirle bağırmaya devam ediyordu. Yoongi elimden tuttu ve elimizi havaya kaldırdı. Adamın gözüne sokarcasına salladı ve pisçe sırıttı.
Evet bu benim sevgilimdi ve biz ikimiz pislik yaparken çok uyumluyduk.Odama ilerledik ve girip kapıyı kilitledim. Benim yatağıma oturduk. O hızla çene kemiğimi tutup sağa sola çevirdi. "İyi misin ?Bir şey yaptı mı ?" Omuz silktim. "Bir şey yapmadı. Sadece atıştık."
"Onunla aynı evde kalacak olman beni korkutuyor. Bende kal olmaz mı ?"
"Bir kaç gün kaçarım. Ama annemi de öyle bırakmak istemiyorum. O adam umarım anneme bir şey yapmaz." Beni kendine çekip sarıldı. "Çok güçlü bir sevgilim var." Gülümsedim. "Benim sevgilim de pislik yaparken çok havalı oluyor." dediğimde beni kendinden uzaklaştırıp yüzüne bakmamı sağladı."Saçlarını boyatmışsın!" Saçlarını açık sarıya boyatmıştı. "O-oha."dedim kekeleyerek. "Muhteşem olmuş." Gülümsedi. Elimi saçına götürdüm. Saç dibini okşadım. Gözlerini kapattı ve sırıttı. "Bunu daha sık yapmalısın. Çok iyi hissettiriyor." Gülümsedim. Diğer elimi de onun saçına götürüp gülümseyerek okşamaya devam ettim.
Her hareketimde gülümsemesi artıyordu.
En son ellerimi hareket ettirmeden bekledim. Gözlerini açtı.
"Ne oldu ?"
"Hiç." Ellerimi tutup aşağı çekti. "Sana bir şey soracağım." Onu onayladım.
"Bu akşam evden kaçıp, gitmeye ne dersin ?"