Onları gördüğümü fark eden üçlü hiç bir şey demeden gülerek oradan uzaklaştılar. Fotoğrafımızı çekmişlerdi büyük ihtimal. Belki üstünde bir kaç oynama yaparlardı. Tam olarak ne yapacakları ya da o fotoğrafın onlara ne kazandıracağı bilinmez. Bizim okuldakilere de söyleyemezler çünkü hiç biri bizim okulumuzdan değil.
Ayrıca okulda duyulsa başıma alacağım en kötü şey, iki üç dayak bir kaç da küfür olurdu. Bunları da umursamamıştım çünkü bunlar beni incitebilecek şeyler değildi, artık.
Sadece In Ha ve onun 'biricik' sevgilisi beni sıkardı. O kadar.
Yoongi hala salak salak ortalıkta dolanıyordu. Benim de keyfimin bozulmuş olması suratıma yansımış olacak ki yanıma yaklaştı. "Neyin var ?"
"Hiç bir şey... Sadece biraz yorgun düştüm de." dedim ve gülümsemeye çalıştım. "Yine amfi de uyumak ister misin ? Orada uyumak çok güzel olmuştu." dediğinde sırıttım. "Evet güzeldi, ama soğuk olduğu reddedilemez bir gerçekti."
Benim elimi tuttu. "Elini tutabilecek olmam güzel hissettiriyor." Ellerimize baktım. O an ne kadar uyuşan ellerimiz olduğunu gördüm. Hep onun ellerinden tutmak isterdim fakat ya ileride ayrılırsak ?
Bu psikolojiden kurtulmam gerek. Eğer bunu bırakmazsam, sürekli saçma sapan şeyler düşüneceğim ve asla mutlu olamayacağım. Bırak bu düşünceyi, bırak...
"Gidelim mi ?" Beni onayladı ve apartmana doğru yürümeye başladık.
Kenarda gördüğüm JungKook'a en pis bakışlarımdan atmıştım. Ondan hiç haz etmiyordum cidden.
İşi gücü yokmuş gibi etraftakileri gıcık ediyordu, salaktı. Bir de bana ettiği çıkma teklifi... Tamamen onun ergenliğinin ve erkek olmasının bir sonucu gibiydi, fakat yine de komikti.Binaya girip asansöre bindik ve benim katımda indik. "Ben en iyisi biraz uyuyayım, Yoongi. Sen eve çıksana. Ayrıca annemi göreyim." Başını salladı. "Haklısın. Tamam o zaman. Dışarı çıkarsan beni ara." Kafamı nazikçe tuttu ve alnıma bir öpücük bıraktı. Salakça güldüğümde o da dişetlerini bana sunarak güzelce gülümsedi. "Hadi çık." dedim ve el salladım. O da asansöre bindiğinde evimin kapısını çaldım.
Kapı aniden açılmış annem gülümsemişti. Anneme sıkıca sarıldım. "Kızım sevgili yaptı." Duygulanmış gibi yaparak gözlerinin altını silmiş numarası yaptı ardından kahkaha attı. "En azından tanıdığım biri, içim rahat." dediğinde güldüm ve ayakkabılarımı çıkarıp kapıyı kapattım. Evin her köşesi iyice temizlenmiş, havada uçuşan bir toz bile görmek imkansızdı.
"İstersen biraz kestir. Ben Seo Un teyzenlere çıkacağım." Başımı salladım. "Sakın Yoongi'yi buraya gönderme." dediğimde güldü. "Nedenmiş o ? Müstakbel damadımı tabii ki eve göndereceğim." Güldü ve terliklerini giyerek dışarı çıktı. Arkasından kapıyı kapattım ve hızla odama giderek altıma tayt, üstüme de uzun bir hoodie geçirdim.
Banyoya gidip elimi yüzümü yıkamıştım ve tam havluyu elime alınca kapı çalındı. Havlu elimdeyken kapıyı açtım. Gelenin Yoongi olduğunu düşünüyorduk fakat karşımda JungKook'u görmek donmama sebep olmuştu. "Ne var JungKook ?"
"Cidden benimle çıkmayacak mısın ?" Omuz silktim ve yüzümü kurulamaya devam ettim. "Buraya kadar kendini boşuna yormuşsun JungKook."
"Bence bana bir şans verebilirsin." dedi ve saçını savurdu. Yakışıklıydı, bunu kabul ediyorum fakat ne bileyim, fazla ergendi. Çocuksu olsaydı oyun oynardık, yine sorun değildi ama ergendi, demek istediğim aklı farklı şeylere çalışıyordu.
"Sevgilim var JungKook. Uza." Ardı ardına gelen sorularından bir tane daha sundu bana. "Sevgilin olmasaydı benimle çıkar mıydın ?
"Hayır." dedim net bir şekilde. Arkasında gördüğüm Yoongi'ye gülümsedim. "Sevgilinden ayrılınca bana geleceğini biliyoruz." dedi JungKook küstahca. "Komikti JungKook, uza hadi." Omuz silkerek arkasını döndü ve Yoongi'yi görünce hafiften çuvallasa da çaktırmadan ilerlemeye devam etti.
"Bu çocuk burada n'apıyor ?" dedi Yoongi ayakkabılarını çıkarırken. Alnımı da kuruladım ve konuştum. "Çıkma teklifi ediyor." dediğimde güldü. "Bu çocuk, o bisikletli piç miymiş ?" dediğinde başımı salladım ve banyoya ilerledim.
Havluyu yerine astım ve esneyerek banyodan çıktım.
"Yoongi izninle uyuyacağım, yarına kadar uyanmayı düşünmüyorum. Akşam yemeği de umurumda değil." Kendimi bıkkınca yatağa attım. Üstümü örttü. "Akşam yemeği için uyandırayım mı ?"
"Gerek yok." Saçlarımı geriye ittirdi ve alnımı öptü. "İyi uykular bebeğim."
(...)
Uyandığımda karşımdaki koltukta Yoongi, okul kıyafetleriyle duruyordu. Annem işe gitmiş olmalıydı.
"Uyandın mı ?" Şirin bir sesle yanıma yaklaştı ve yüzümü kapatab örtüyü az geriye çekti. "Okula bir saat var. Kalksan iyi edersin." dedi ve kıkırdadı. "Tanrım çok tatlısın."
Yavaşça kafamı kaldırdığımda kalkmama yardım etmişti. Çok ilgili davranıyordu. Banyoya kadar yürümeme yardım etti. Hatta yüzümü yıkamama yardım etti. Banyodan dışarı adımlarken konuştu.
"Makyaj ?" Ona baktım. "Bugüne kadar yüzümde hiç makyaj gördün mi ?"
" Yapıyorsun zannediyordum."
"Yüzüme gram sürmem Yoongi." Gözleri parlamıştı. "Muhteşem bir sevgilim var..."Onu odamın dışında bırakıp giyindim. Saçlarımı bir kez tarayıp odadan çıktım ve Yoongi'nin yanına gittim.
Elimi kavradı. "Bak sana ne göstereceğim." Telefonunun ekranını gösterdi.Parkta bana sarılırken bir fotoğrafımız vardı. Bunu arkaplanı yapmıştı.
Bu da üçlünün muhteşem yeteneğini sergiliyordu. "Bununla da kalınmamış, üstüne bir de video çekmişler." dedi arabaya ilerlerken.
Bindiğimizde konuşmasına devam etti.
"Gerçi her anımızı teker teker çekmişler. 50 fotoğraf 2 video var." dediğinde gülümsemedim.
Bu yayınlanan olayın bana açacağı derdi düşünüyordum. Choi Kwon, In Ha ve daha niceleri... Hiç biri başımdan eksik olmayacak, dert açacaktı. Choi Kwon da benimle oynuyor olmasa iyi olur.
Onu sevdiğim zamanlarda bana yüz vermemişti hatta küçük düşürmüştü. Şimdi de beni sevdiğini söylüyordu.Bizim için çok geçti. Fazla geçti...
Okulun önüne park edilen araçtan indik. Yoongi'm, sahip olduğum değerlim, elimi tuttu ve içeri girdik.
Herkesin bakışları üzerimizdeydi, ama umursadık mı ?
Hayır. Çünkü hatalı bir şey yapmamıştık.Kwon'un bakışları beni deldi. Onun gözünün içine cesurca baktım.
'Halimden mutluyum' bakışını yeniden attım ona. Bunu hakediyordu.İçeriye girdiğimizde panodaki şeyle ağzımız açık kalmıştık. Ben Yoongi'nin elini sıkıyordum. O ise tepkisiz panoya bakıyordu.
Salıncakta bana sarıldığı fotoğraf okulun arka tarafına fotoshoplanmıştı. Salıncak ve diğer etkenler ustaca kaldırılmıştı. Bu da müdür imzalı bir kağıda koyulmuştu.
Okulumuz öğrencilerinden M** Yo**** ve K** Hy**** , okul içerisindeki uygunsuz davranışlarından dolayı 3 gün uzaklaştırma cezasına çarptırılmıştır.
Yazarınız hafiften ekşına sardı değil mi ?