~ HİSSETMİYORUM ~
"Su.. Fatih."
Bu Sude'nin sesiydi. Uyandı. Nihayet uyandı.
"Sude, sevgilim. Çok şükür uyandın."
"Fatih bana su verebilir misin? Çok susadım."
"Hemen sevgilim."
Bardağa, komidinin üzerinde duran su dolu sürahiden su koyup kendi ellerimde Sude'ye içirdim. Daha sonra doktoru çağırdım. Herkes Sude'nin yanındaydı. Doktor Sude'ye bir takım sorular sormaya başladı.
"Nasılsın Sudecim?"
"İyiyim. Sadece biraz ağrım var."
"Geçicek canım, merak etme. Şimdi seni bi kontrol edicem tamam mı? Lütfen ağrıdığında söyle."
"Tamam."
doktor önce kollarından başladı. Yavaş yavaş bacaklarına inecekti çünkü. Bir iğneyle kolunda geziniyordu.
"Hissediyor musun Sude?"
"Evet."
Şimdide doktor bacaklarına geldi. Hepimiz korkarak bakıyorduk. Doktor iğneyi bacaklarında gezdirmeye başladı.
"Ağı var mı Sudecim?"
"Hayır."
Doktor gözümüze bakmaya başladı. Kötü şeyler oluyor, hissediyorum. Doktor iğneyi hafifçe ayağına batırdı. Sude tepki vermiyordu. Oysaki bir acı hissetmesi lazım. Doktor umutsuz bir şekilde bize baktı. Sonra sudeye dönerek " Sudecim şimdi senin biraz dinlenmen gerek. Uyu sen. Sizide dışarı alalım." dedi. Hepimiz dışarı çıkarken Sude bağırdı.
"Durun lütfen!"
Korktum. Sude neden bağırdı şimdi. Korkarak "Ne oldu bitanem?" Dedim.
"Doktor hanım neyim var?"
Herkes sustu.
"Neden sustunuz? Bir şey söyleyin bana!' Diye bağırıp durdu. Ayağa kalkmaya çalıştı ama yapamadığını farketti.
"Neden yapamıyorum? Bacaklarımı neden hissetmiyorum ben? Birisi bişe söylesin artık!"
Sude'yi böyle görmeye dayanamıyordum. Ve ona her şeyi anlatmaya karar verdim.
"Bak bitanem geçirdiğin kaza sonucu bacakların arabada sıkışmış. Ve..." Sude ağlamaya başladı.
"Sus devam etme. Olamaz! Hayırr bacaklarım! OLAMAZ!" Sımsıkı sarıldım ona. Bırakmamak üzere.
SUDE'NİN ANLATIMIYLA
İnsan derin bir uykudan uyandıktan sonra yanında görmek istediği bir kişi olur ya hani. İşte benim için o kişi Fatih. Her sabah yanında uyanmak istediğim kişi Fatih. Bugün bir hastane odasında açtım gözlerimi. Kafamı çevirdiğimde yanımda gördüğüm tek kişi Fatih'ti. Bir an olsun yalnız bırakmamıştır o beni eminim. Ne olduğunu anlamaya çalışırken gözümün önünde canlandı o kaza anı. Geçti deyip Fatih'ten bir bardak su istedim. Bir yudum aldım. Su bile geçmiyordu boğazımdan. Fatih uyanmama çok sevinmişti ama gözlerinde bir endişe vardı. Sebebi her neyse çok merak ediyordum. Görmezden geldim. Annem, babam, arkadaşlarım, Fatih'in ailesi herkes burdaydı. Tabiki doktor olmazsa olmaz. Gelip beni tedavi etti. Kollarımda bir gıdıklanma sezdim ama bacaklarımda hiçbir his yoktu. Hissetmiyorum. Canım yanmıyordu, bacaklarımı oynatamıyordum. Ve o an anladımki bacaklarımı kaybettim. Birdaha yürüyemicem, koşamıcam, alışveriş yapamıcam, araba süremicem, Fatih'in ellerinden tutup hiçbir yere gidemicem. Ben artık engelleri olan bir kızım. Tek başıma tuvalete gidemem, canım istese kalkıp buzdolabından bir şeyler alamam. Artık hiçbir şey yapamam. Herkes bana acıyormuş gibi baktı. Kimse ben sormadan bir şey söylemedi. Bağırdım.
"Neler oluyor?" Dedim.
Fatih açıklama yaparken ağzına o kelimeyi almasını istemedim. Susturdum. Kendimi nefes nefese uyandığım o kâbusun içinde buldum. O kâbustaki kişi bendim bunu biliyordum.
Hatırlayamadığım kâbus, gerçeğe dönüştü. Aslında tek başıma kalmak istiyordum. Herkes gitsin istiyordum. Fatih sımsıkı sarıldı.
"Her ne olursa olsun ben senin yanındayım Sude. Bugünleri beraber atlatıcaz. İnan bana."
Bu cümleler şu durumda ne kadar hoşuma gidebilirdi ki? Gülsem, ağlanacak halime gülüyormuş gibi olurdum. Hayalleri olan bir genç kızın, o hayalleri gerçekleştirmeye çok az zamanı varken nasıl olurda bi anda ellerinden kayıp gider.
Kendimi zorda olsa inandırdım. Başarabilirdim. Paramızda vardı, sevdiğim adamda yanımda. Daha ne isterim. "Evet ben yapacağım." Dedim. Herkes gülümseyerek bana baktı. Çünkü tanıdıkları Sude pes etmezdi. Asla bir işi yarıda bırakmazdı. Her hayalimi gerçekleştirecektim. Hem daha konservatuar okuyacağım ben. Ayağa kalkıp şarkılar söyleyeceğim. Herkesi kendime hayran bırakacağım. Hayallerimi geçte olsa gerçekleştireceğim ben. Sevdiğim adamın gözlerine baka baka yürüyeceğim ona. Çünkü o benin ailem olacak. Daha dün bana evlenme teklifi etti. Daha dün karşımda duruyordu. Daha dün sımsıkı sarıldım ona. Eve gidememin nedeni buymuş demek. Ayaklarım hep ona doğru bir adım atıyordu oysaki. Onu dinlemeliydim. O beni düşünüyordu. Ama artık çok geç. Ben o arabaya bindim, o kazayı yaptım. Ve o kazada ben hayallerimi kaybettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÜSME AŞKA
RomanceAynı günde hem geleceğe yeni bir adım atarken hem de o adımla yere çakıldım. Daha yürüyemiyorken ona koşmayı seçtim ben. Önümdeki yolları bilmeden gittim ona. Bilmiyordum beni neler bekleyeceğini. Öğrendiğimde yeniden nasıl düşeceğimi. "SÖZ VERİYOR...