"Oh Hani." Kafamı kaldırıp Jang mi ye baktım. Rüya olmalıydı değil mi? Beynim bana oyun oynuyordu. Jang mi birden koşup bana sarıldı. Gerçekten oydu karşımda canlı canlı bana sarılıyordu. Bende boş kalmayıp ona karşılık verdim. Sıkıca sarıldım. Gözlerim Jang mi yi satın alan çocuğa kaydı. Yoongi ile bizi izliyorlardı.
"Oh Hani çok mutluyum şuanda anlatamam. Bu nasıl bir şans." Birlikte ayağa kalkıp koltuğa oturduk. "Jang mi şuan düşünemiyorum." Gözlerim dolu dolu karşımda ki güzel kızı izliyordum. Nasılsa özlemiştim... "Hani-ah peki Sora nasıl?" Aldığım nefes yarı yolda kalmıştı. Ne diycektim ki. Özellikle böyle bir ortamda nasıl dile getirilirdi.
Çocuk bizi gösterdi. "Aynı yerde mi çalışıyormış?" Yoongi omuz silkip çocuğun omzunu patlatladı. "Dostum kahvaltı yapalım artık sizi bekliyorduk." En azından o sorudan kaçmış sayılırdım. Bir süreliğine. Jang mi ile bende masaya doğru gittik. Jang mi çocuğun yanına oturdu. Bende Yoongi'nin yanına geçtim.
Jang mi ve yanında ki çocuk gülerek kahvaltı ediyordu. Yoongi ise yine soğuk bir şekilde önünde ki kahvaltılıkları yiyordu. Göz devirip bende kendi tabağıma bir şeyler koydum. "Jimin yeni proje aldım. Sanırım beraber bu işe girmeliyiz." Jimin kafasını Jang mi den çekip Yoongi'ye baktı. Gülüyordu Yoongi'nin aksine gülümseyerek bakıyordu etrafa. Güldüğünde gözleri görünmüyor ve düz bir çizgi hâlini alıyordu.
"Tabi ki dostum her türlü desteği veririm. Bugünler için varız." Yoongi kafasını sallayıp tekrar tabağına gömüldü. İnsan teşekkür eder hayvan. Kahvaltımızı bitirmiş kahve içiyorduk. Jang mi mutlu görünüyordu. "Jang mi siz Oh Hani ile nerde tanıştınız?" Jimin'in sorusu üzerine tebessüm etti Jang mi. "Boo onu da bizim gibi kaçırmıştı. Yoongi de onu satın almış demek ki."
Eskilerden bahsetmek acı veriyordu. Sora aklıma geldikçe gözlerim doluyor ve içim burkuluyordu. Jimin anlamışçasına kafasını salladı. "Sadece bir süreliğine yanımda olucak kendisi. İki ay kadar. Bir kızda uzun süre kalamıyorum." Bu çocuk neden böyleydi. Herkesin içinde neden bu sözleri ediyordu. Jang mi durumu anlamış olacak ki yanıma geldi.
Jang mi beni kolumdan tuttuğu gibi bahçeye çıkardı. Ben ne olduğunu anlamamıştım. Bahçede ki masaya yerleşti. Bende karşısına oturdum. "Anlat Hani-ah yattın mı onunla." Ah tanrım kanlar yine yanağıma hücum ediyordu. "Birde soruyorum salak gibi geldiğimizde nasil bir pozisyonda duruyordunuz. Keşke geç gelseydik." Utanıp kafamı başka yere çevirdim. "Yah Hani-ah utanma normal şeyler bunlar. Hem bak Jimin beni zevkini gidermek için aldı. Ama şuanda sevgiliyiz. Birbirimize karşı boş değiliz."
Gözlerimi Jang mi ye diktim. Şok olmuştum nasıl bu kadar yakınlaştılar ki. "Bilmiyorum Jang mi ama ben o adama nefretten başka bir şey hissetmiyorum. Ona aşık olmak değil. Gram sevgi beslemem duygularıma yazık olur." Jang mi gülüp yanağımdan makas aldı. "Nefretten bir duygudur güzelim. En büyük aşklar nefret ile başlar." Jang mi ye göz devirip kahkaha attım. "O öyle değildi seni akıllı."
Jang mi omuz silkip bana daha çok yaklaştı. "Sora nasıldı? Boo ona kötü bir şey yapmadı değil mi?" Bir süre işte bu kadardı. Kafamda doğru bir cümle kurmaya çalıştım ama bunu anlatmanın iyi bir yanı yoktu. Gözlerimin dolmasına mâni olmadan başladım. "Sora... Şey Jang mi... Sora ve Jackson intihar etti..." Gözlerimi Jang mi'nin gözlerine diktim. Sadece bana bakıyordu. Hiç bir tepkisi yoktu.
Yoongi ve Jimin ise bizi izliyordu bir köşeden onlara aldırış etmedim. Şuan en önemli konu Jang mi benim için. Ellerimi ellerinin üzerine koydum. Hafifçe sarstım. "Jang mi bir tepki ver artık. Ağla yık ortalığı ama susma." Gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. Göz yaşlarına rağmen tebessüm oluştu yüzünde. "Belki de en iyisi buydu... Değil mi Hani-ah?" Yavaşça kafamı salladım.
Jang mi'nin gözleri bu sefer benim bileklerime kaydı. "Sende mi denedin. Ah ölüm bu kadar basit değil. Bak ben yaşayan ölü gibiydim. Ama şimdi beni seven bir insan var." Gözleri jimin'i aradı ve buldu. Jimin yavaşça yanına gelip kollarını Jang mi ye sardı. "Her zaman yanında olucam prenses." Jang mi gülüp jimin'i yanağından öptü. Yoongi yalandan bir öksürük bıraktı ortaya.
"Neyse hadi gidelim Jang mi daha sonra yine geliriz. Hatta bir ara Hani-ah bize gelir ve kalır. Zaman geçirirseniz hiç fena olmaz." Jang mi sevinçle jimin'e sarıldı. Kapıya kadar eşlik ettik onlara Jimin bana elini uzattı. Buna karşı boş kalmadım. Bende elini sıktım. "Görüşmek üzere Hani-ah." Bende tebessüm edip. "Görüşürüz Jimin." Dedim. Jang mi bana kollarını açıp davet etti. Davetini kabul ettim. Sıcak kolları arasına kuruldum. Kokusunu içime çektim. "Kendine iyi bak Jang mi seni seviyorum. Daha sonra görüşürüz."
Jang mi de yanağımı sulu öpücük kondurdu. "Bende seni seviyorum. Dikkat et. Dediklerimi unutma güzelim." Daha sonra arkasını dönüp Jimin ile el ele tutuşup gittiler. Bizde içeriye girdik.
Merdivenlere yöneldiğim sırada Yoongi beni kucağına almıştı. Panik olmuştum birden. "Ne yapıyorsun?" Merdivenleri çıkıp odasına ilerledi. "Yarım kalan işimizi tamamlama vakti." Odasına girip kapıyı ayağı ile kapattı. Yatağa yaklaşıp beni yavaşça yatağa bıraktı. Üzerinde ki tişörtünü çıkarıp odanın bir köşesine attı. Ondan başka her yeri inceliyordum. Kendini birden yatağa bıraktı. "Kalk ayağa karşımda soyun."
Ağır hareketler ile ayağa kalktım. Karşısında durup ellerimi tişörtümün eteklerine attım. Gözlerim kapalı bir şekilde yapıyordum. Şayet açarsam yapamazdım. Tişörtümü çıkarıp ayak ucuma bıraktım. Ellerim pantolon düğmeme gitti bu sefer. "Gözlerini aç ve bana bak." Gözlerimi açıp ona baktım. Üstü yoktu ve yatak başlığına yaşlanmış bana bakıyordu.
Pantolonu da ayak ucuma bıraktım. Karşısında sadece iç çamaşırı ile duruyordum. Utanan sıkıla ayakta bekledim. "Diğerlerini de çıkart." Yapamadım utanç vericiydi. "Çıkart dedim!" Birden kükremesi beni korkutmuştu. Ellerimi arkaya atıp sütyenin kopçasını açmaya başladım. Ve sütyen de yerle buluşmuştu. Külotu da çıkarıp yere attım.
"Kucağıma gel şimdi." Yatağa yaklaşıp emekleyerek kucağına çıktım. Bacaklarında oturuyordum. Pantolonunun düğmesi ve fermuarını açtı. Biraz aşağı çekti pantolonunu. Beni yine erkekliğine oturttu. Pantolonu aşağı da olduğu için baksır üzerinden daha fazla hissediyordum. Ellerini göğüslerime atıp okşamaya başladı. Kafasını geriye atmıştı ve ağır ağır nefesler alıyordu.
Göğüs uçlarımı parmakları arasında eziyordu resmen. "Öp beni Hani." Dediğini yapıp dudaklarına yaklaştım. Dudaklarım dudaklarına değdiği zaman ateş almıştı sanki. Ah yine kalbim delirdi. Bu duygular beni kalpten edicekti. Dudaklarımı büyük bir açlık ile öpüyordu.
Beni birden altına aldı. Kendi pantolonunu ve baksırını çıkardı. Elini vajinama atıp okşamaya başladı. İçime birden parmaklarını soktuğunda inlemem daha da arttı. Parmakları ile beni beceriyordu resmen. Parmaklarını çıkardığı zaman içimde sanki tarifi olmayan bir boşluk olmuştu.
Göğüs uçlarıma dil darbeleri atıyordu. Ve bu beni deli ediyordu. Penisini vajinama sürtmeye başladı. Deliğimde penisini hissettim ve gelicek olan acı için gözlerimi kapattım. Yeterince kıvama gelmiştim ve artık bende istiyordum. "Benim sürtüğümsün değil mi?" Bana fısıldadığı kelimeleri yavaş yavaş sindiriyordum. Parmakları arasında göğüs ucumu eziyordu. "Değil mi dedim!" Cevap bekliyordu. "Ev... Evet.. ahh..." Daha çok sıkıştırdı göğüs ucumu. "Neyimsin?" Gözlerimi kapatıp kafamı yastığa daha çok gömdüm. "Sürtüğün... Mmm... Acıyor yalvarırım yapma... Ahhhh. " Birden içime girmesi ile beynimde alevlenmeler oldu sanki. Hızlı bir şekilde ileri geri yapıyordu. Ellerim omuzlarında tırnaklarım ise omuzunda ki deriye işkence ediyordu.
Birden yatakda sırt üstü yattı. Beni kucağına alıp içime tekrar girdi. Beni kucağında zıplatarak inliyordu. Benim inlemelerim de ona eşlik ediyordu. Birden titreme sardı vücudumu ve o an boşaldığımı anladım. Beni yana tekrar yatırıp göbeğime kendi menilerini bıraktı. O da benim gibi yan tarafa kaydı. Beni yine o eşsiz yorgunluk uykusu esir almıştı. Yoongi beni göğsüne çekip saçımı koklayarak öptü. "Bana farklı duygular hissettiriyorsun Hani." Ve yine karanlık....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
INNOCENT BİTCH (+18)
FanfictionOh Hani; Yaşantısına göre güçlü bir kız. Başını eğmeden dik ve emin adımlarla yürüyen bir kız. Ama tek kaldığın da küçük bir çocuk misali ağlar. Min Yoongi; Zengin bir iş adamı. Sinirli ve bir o kadar da gülüşlerini iyi saklayan birisi. (03.07.2017...