Hayatta sevmediğin ne varsa hep burnunun önünde biter insanın. Zeynep nefret eder, her şeye ağlayan insanlardan. Şansa bak ki yatılı okuldaki en yakın arkadaşı hapşursa ağlıyor. Şerife çok duygusal bir kızdı, günde en az üç kez ailesi ile konuşur, beş altı defa da onları çok özlediği için ağlardı.Bütün bunlar yetmezmiş gibi şimdide aşk acısı çekiyordu. Ağlamaktan yüzü gözü şişmişti. Şerife'nin ağlaması Zeynep'in sinirlerini bozsa da Şerife'yi çok seviyor bu yüzden bir türlü arkasını dönüp gidemiyordu.Şerife akşam yemeğinde yemekhaneye de gelmemişti. Zeynep tüm yurtta onu aramasına rağmen bir türlü bulamadı, en sonunda çatı katında buldu. Merdiven altına gizlenmiş olan Şerife, için için ağlıyordu.Yine mi? dedi. Zeynep yanına oturarak.Tüm yurtta seni arıyorum dedi elinde peçeteye sarılmış yarım ekmeği uzatarak.
Aç değilim dedi. Şerife
Acıkınca yersin o zaman dedi. Zeynep.
Ne oldu diye sordu. Zeynep bu sorunun cevabının saçma sapan bir şey olacağını biliyordu, ama yine de sordu .
Doğan dedi Şerife
Yine mi aşk acısı, yapma ama büyü artık kızım dedi. Zeynep
Şerife sert bir ses tonuyla"sen hiç aşk acısı çekmedin mi?" dedi.
Çekmedim çünkü dünyanın verdiği acı aşk acısından daha fazla benim için dedi.
Başını omzuna yasladı Şerife "seni tanıyalı iki yıl oldu hiç ağlamadın, ne bir şeye üzüldüğünü nede, sevindiğini hiç görmedim seni bu kadar acımasız ve duygusuz yapan şeyi yada kişiyi merak ediyorum. Ben seninle her şeyi konuşuyorum,ama sen benimle hiç konuşmuyorsun" dedi.
Saçmalama dedi.Zeynep;
Senden başka saatlerce konuştuğum kim var benim, farkında değilsin sanırım ama yirmi dört saatimin tamamını seninle geçiriyorum ,sabah gözümü açıyorum seni görüyorum ta ki akşam tekrar kapatana kadar.
Bak yine aynı şeyi yapıyorsun.
Ne yapıyorum ?
Konuyu çok alakasız yerlere getiriyorsun ve ben senden sorularımın cevabını asla alamıyorum .
Muzip bir gülüş attı Zeynep
Eeeeee anlat bakalım bu defa ne yaptı Doğan?
Beni yeteri kadar sevmediğini düşünüyorum
Nereden anladın peki bunu?
Bugün öğleden sonraki ders boştu ve benimle vakit geçirmek yerine basketbol oynamayı tercih etti
Bu mu yani ?dedi Zeynep
Bütün mesele bu mu?
Şerife kırgın gözlerle baktı Zeynep'e; ama ben kendimi o kadar kötü hissettim ki anlatamam.
Zeynep bir an durdu .Düşündü, "insanlara bir çok şeyi unutturabilirsiniz ama kendilerini nasıl hissettirdiğinizi asla unutturamazsınız". Bu sözü nerede okumuştu hatırlamıyordu ama o an birden aklına geldi, tekrar yanına oturdu Zeynep arkadaşının ve hemen konuyu değiştirdi. "hafta sonu nereye gidelim burslarımızda geldi nasıl olsa sen ne istersen onu yapalım" dedi Zeynep.
Hiçbir şey yapmak istemiyorum bu hafta sonu, yurtta kalalım olur mu?
"Peki" dedi Zeynep sen bilirsin nasıl istersen öyle olsun.
Mutlu bir ailem olsun istiyorum; çocuklarım olsun, eşim akşam işten eve gelsin ve benim yaptığım yemeklerin kokusuyla tüm yorgunluğu uçup gitsin Zeynep'in aklında tutamadığı daha birçok şey saydı Şerife. hemde hiç nefes almadan arka arkaya sıralıyordu cümleleri.
Bir dakika bir nefes al dur dedi Zeynep. Kızım daha 15 yaşımızdayız farkında mısın?
Bir düşünsene dedi Şerife heyecanla. İkimizde böyle Okulumuzu bitirmişiz, işimizi gücümüzü kurmuşuz, evlenmişiz ve eşlerimiz çok iyi anlaşmış hatta onlarda bizim gibi çok yakın arkadaşmış...
Dur yavaş ol dedi Zeynep.ben evlenmeyi düşünmüyorum
Neden? dedi.Şerife
Herkes evlenmek zorunda değil çünkü.
Saçmalama dedi Şerife. bir kere annen çoktan sana çeyiz hazırlamaya başlamıştır ki kadının onca emeği boşuna mi gitsin yani dedi gülerek.
Zeynep yerinden kalktı, benim uykum geldi iyi geceler dedi ve merdivenlere yöneldi.
İyi geceler dedi Şerife ve arkadaşının arkasından boş gözlerle baktı .Zeynep hakkında hiçbir şey bilmiyordu, arayıp soranı da olmazdı zaten, hiç ziyaretine geleni de görmemişti.
Arkadaşının bu kadar ketum olması Şerife'yi korkutuyordu ama garip bir şekilde ona aşırı güveniyor varlığı kendisine huzur veriyordu.
Elbet bir gün seni çözeceğim dedi. Sadece daha zamanı gelmedi.
Şerife odaya geldiğinde Zeynep'in uyumadığını biliyordu çünkü kendisi odaya gelmeden asla uyumazdı. Zeynep her defasında uyuyor numarasi yapar gözünün altından Şerife'yi izlerdi ve nitekim bu gece de öyle olmuştu.Şerife yatağına uzandı ve yönünü duvara dönerek derin düşüncelere daldı.Zeynep gözlerini açtı tam karşı ranzasında yatan arkadaşını izlemeye başladı onun bu duygusallığına katlanamazdı çoğu zaman ,ama onu çok seviyordu. Sessiz sedasız koruyup kollar sürekli gözü üstünde olurdu .Çünkü Şerife fazla iyi niyetli biraz da safça bir kızdı onu kandırmak çok kolay olurdu.Her ay, devletten aldıkları sekiz milyon (şimdinin parası ile sekiz tl olur)bursları vardı ve bazı art niyetli kızlar sürekli Şerife' den borç para isterler oda kimseye hayır diyemediği için her defasında verir ama asla geri alamazdı Şerife'nin haberi olmadan Zeynep bu uyanık kızları yurdun karanlık köşelerinde sıkıştırır onlarda koşa koşa gelip borçlarını öderlerdi.
İkisi de şiiri çok severlerdi.Hatta kendilerine uyarladıkları bir şiir bile vardı.Şerife Zeynep beni bekle gece ağaçlarına yağmur çiseliyorum derdi,oda cam tozu su beyazı yalnızlığını mutlaka değiştireceğim derdi şiirin devamını da yurt hayatına uyarlamışlardı.Yıllar sonra İstanbul'a gidecekler aşiyan mezarlığında şairlerle buluşacaklarını hayal ederlerdi.Arkadaşlıklarının hiç bitmeyeceğini düşünüyorlardı. Onlar geleceğe dönük planlar yaparken hayatın planlarından haberleri yoktu ,zaman gelecek ikisi de birbirinin ismini duymaya tahammül edemeyecekti.Hayat onlara dün çok sevdiklerinden,bugün nefret etmeyi öğretecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SERÇENİN GÖZYAŞI
Ficción GeneralHata bir anlık,çaresizliğin getirdiği, hataların ödettiği bedeller ise bir ömürlüktür .Hayata tutunmak için insanın, asla arkasına bakmaması gerekir, ama arkamızda bıraktığımız sadece geçmişimiz olmalı, sevdiklerimiz değil ,koşarak geçmişimizden...