RÜYA

140 13 1
                                    


İnsanların soğuktan kendini eve kapattığı; kuşların ,kedilerin, köpeklerin hatta bilumum tüm canlıların buldukları kuytu köşelerde hayatta kalma mücadelesi verdikleri, bir geceyi aydınlatan sokak lambalarının aydınlığında, ne aradığımı bilmeden yürüyordum .Soğuğa rağmen üşümeden ağır adımlarla yürüdüm yürüdüm yürüdüm. Daracık sokaklar birbirine bağlanıyor, yürüdükçe daha da daralıyor sonra bir an durdum; çünkü yol bitmişti yol biter mi? bitiyor demek ki geri döndüm başka bir çıkış bulmak için ,karanlığın içinde karşımda bir sülüit belirdi aslında korkmam gerekiyordu ama korkmadım kim olduğunu seçebilmek için daha dikkatli baktım kırk beş yaşlarında uzun boylu lüle lüle sarı saçlı, gülümsediğinde kocaman dişleri olan bir kadın. Bana bakıp dondurucu havayı ısıtan sımsıcak gülüşüyle gülümsüyordu. Birkaç adım yaklaştım kim olduğunu anlamak için sonra birden kadın arada ki mesafeyi hızlıca kapattı ve uzun kollarıyla sımsıkı sarıldı bana. Biraz geri çekildi yüzüme baktı birkaç saniye sonra tekrar sarıldı anneni hiç özlemedin mi dedi.

Ben o kadar şaşkındım ki birden tüm vücudum titremeye başladı biliyordum bunun sebebi soğuk değildi adını koyamadığım ve daha önce hiç hissetmediğim bu histi, üşümeme sebep. Kadının yüzüne daha dikkatli baktım bu kadın anneme hiç ama hiç benzemiyordu ama bakışlarında dokunuşunda anne şefkati dedikleri şey vardı.

Sahi anne şefkati nasıl bir şeydi ki?

Peki ben hiç bilmediğim bu duygunun adını zihnimde nasıl koyabiliyordum . Neden kendimi bu kadar güçsüz hissediyorum oysa sevgi güçsüzleştirir mi hiç insanı?

Bir an zihnimdeki hiç tanımadığım bu kadına sıkı sıkı sarıldım .

Anne kokunu nasıl özlemişim bir bilsen

İnsan annesinin kokusunu nasıl özler bu unutulabilen bir şey değildir ki

Ben sana ne desem ki şimdi nasıl anlatsam anne kokusunu şair değilim ki dizelere döksem içimi, bir nakış gibi mısralarıma işlesem özlemini .Anne kokusu işte ıhlamur gibi adaçayı gibi insana huzur veren bir koku işte, ben sana nasıl anlatsam varken yokluğuna alışmanın nasıl bir şey olduğunu, diğer insanlar için sıradan olan şeylerin benim için lüks olduğunu, ellerin tarafından hiç okşanmamış başımın kimsesizliğini, saçlarımı taramayı, banyo yapmayı, tırnaklarımı kesmeyi, çamaşırlarımı yıkamayı kendi kendime nasıl öğrendiğimi anlatmaya yetecek kelimelerin lügatta olduğuna inanmıyorum. Evde bedenen var oluşunu ama ruhunun yokluğunun verdiği huzursuzluğu terlediğimde sırtıma havlu koymana çektiğim özlemi, sevmediğim yemek olunca bak o tabak bitecek diyen tehditkar sese, yada betona oturma üşüteceksin diyen bir sese olan özlemimi yaramazlık yaptığım da bak babana söylerim diye tehdit etmeni yada vazgeçtim onu söyleme zira babamın varlığı bizim için bir tehdit zaten

Annem olarak adlandırdığım bu suret kocaman gülümsedi bana avuçlarının içine aldığı yüzüme iyice yaklaştı bütün bunlar seni sen yapan şeyler güzelim seni güçlü yapan şeyler bunları sakın bir eksiklik olarak görme. Ayrıca ben seni hiç ama hiç bırakmadım hep yanında hayatındaydım.

Öyle mi bunca yıl ben bunu neden hiç fark edemedim.

Ben hastalandığımda sen yoktun,acıktığımda susadığımda düşüp dizimi yaraladığımda okulun ilk gününde hatta okulun son gününde ilk okulda arkadaşımın annesi bana haksız yere kızdığında, yerlimalı haftası herkesin annesi geldiğinde de sen yoktun okul birincisi olduğumda ilk aşık olduğumda gururum kırıldığında iftiraya uğradığımda da yoktun hangi yöne gideceğimi bilemeden yol ayrımlarında günlerce tek başıma beklerken ,hatalarımı itiraf etmek istediğimde de yoktun benim sığınacak limanım senin kolların olması gerekirken sen yoktun şimdi kalkmış bana ben hep senin yanındaydım mı diyorsun bu çok saçma

Ayrıca ben güçlü falan olmak istemiyorum güçlü olmak için bu kadar üzülmem bu kadar çok yara almam gerekiyorsa ben zayıf olmak istiyorum anne

Bunu sorgulamaktan vazgeçtiğin zaman herşey senin için daha kolay olacak beni ve babanı yargılamayı bırak hiç kimse anne babasını seçemez aileni sırtında bir kambur olarak görmekten vazgeç farklı olsaydı daha iyi olurdu belki ama senin ailen bu kızım biz buyuz ne kadar üzülsende kızsan da yargılasan da hayatta değiştiremeyeceğin tek gerçek biziz bırak sorgulamayı herşey olduğu gibi olduğu yerde kalsın sen daima önüne bak geleceğine bak inan bana herşey daha kolay olacak senin için o zaman kalbin bu kadar acımayacak inan bana ve sakın unutma her ne kadar sana gösterememiş olsam da ben seni bu dünyada ki herşeyden daha çok seviyorum..

Gözümü açtığım da heryer kapkaranlıktı uyku ile uyanıklık arasında gidip geldim rüya görmüştüm kalktım yatakta oturdum hayalle gerçek arasında gidip geldim bu hayatımın ikinci dönüm noktasıydı.

SERÇENİN GÖZYAŞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin