" Do Kyungsoo "
Kyungsoo kendi sınıfından niye sürekli dışarı çıktığını anlamadığı Minseok'u, başını koyduğu sıradan kaldırıp boş bakışlarla baktı.
" Kim Jongin ile yakınsınız değil mi? "
Kyungsoo, onu böyle bir şey için uyandırdığından dolayı oldukça sinirlenmişti. Kızgınlıkla minik bir kıkırtı çıkardı ağzından ve sırasını arkaya iterek ayağa kalktı.
" Ya~ sanane bundan." Bir adım atıp Minseok'un üzerine yürüdü. Resmen burnundan soluyordu, tıpkı kızgın bir boğa gibiydi.
" Hayır, hayır. Beni yine yanlış anladın Kyungsoo~ah."
" Ne? " Kyungsoo'nun sinirden sesi biraz fazla çıkmıştı. Minseok daha fazla korkarak kaçmak yerine yavaş adımlarla Kyungsoo'nun kulağının dibine kadar girdi bir sır vermek istercesine.
" Kim Jongin B2'de, son sınıflar tarafından sıkıştırıldı. Onu fena dövecekler g-"
Kyungsoo, Minseok'un sözünün bitmesini beklemeden bir hışımla çıktı sınıftan. Onu bu kadar çok sinirlendiren birini neden bu kadar çok düşünüyordu ki? Onun fena bir pataklanmaya ihtiyacı vardı üstelik.
Minseok, Kyungsoo'nun endişeli ifadesiyle birlikte koşarak çıktığını gördükten sonra sevimli bir sırıtmayla yanında duran sıraya attı kendini keyifle. Kyungsoo zaten sinirliyken onu biraz daha sinirlendirmişti başta ama.
Ahh, aşk böyle bir şeydi galiba. Minseok' bunun tadını ne zaman alacaktı ki?
Kyungsoo koridorda çarptığı kişilerin onun arkasından saymasını bile umursamadan son sürat koşmasına devam ediyordu. Bu şekilde dışarıdan kesinlikle bir deliye benzediğine emindi. Ama bunu pek fazla düşünecek zamanı yoktu.
Asansöre oldukça uzak kaldığından 3. kattan B2'ye kadar bütün katları merdivenlerden inmişti. Hızlı olmaya çalıştığından bir ara neredeyse düşüyordu bile. Sonunda b2'nin koridoruna ayak bastığından hızını biraz yavaşlatmayı denedi. Uzun koridorları boylu boyunca birkaç kez gezmiş ama hiç kimseye rastlamamıştı.
"Aish! " Kyungsoo sinirlenerek önündeki yarı açık kapıya sert bir tekme attı.
İçinden lanetler etmeye devam etti bir süre daha. Hızla atan kalbini biraz sakinleştirmek adına arkasında ki duvara yasladı bedenini. Derin nefesler alıp verirken Minseok'un ona bir oyun oynayıp oynamadığını düşündü bir yandan da. Kyungsoo'yu oldukça iyi tanıdığından buna cesaret edemezdi ama.
Birkaç dakika sonra kalbi eski ritmine ulaştığında bütün öfkesini gidermek için kendini hazırlayıp yürümeye başlayacaktı ki birinin onu ceketinden çekmesiyle kendini tekrar duvara yaslanır bir şekilde buldu yeniden.
" Kim Jongin " Kyungsoo onu bulmak için buraya gelmişti ama yinede bir aptal gibi karşısında onu görünce afallayıp kalmıştı. Jongin yüzünde ki alaycı sırıtışla ona bakmaya devam ediyordu.
" Demek benim için bu kadar endişeleniyorsun ." Sesindeki ima o kadar belliydi ki Kyungsoo'nun kaşlarını çatmasına neden oldu.
" Seni benden başkası dövemez. " Kyungsoo'nun kızgın olduğu sesinden de anlaşılıyordu. " Beni buraya sen mi çağırdın? "
Jongin başını evet der gibi salladı bir kez.
" Neden? "
" Başını çok belaya soktuğun için senin adın gezi listesinde yok." Diyerek başladı sözlerine Jongin, kendini biraz geri çekmeyi de unutmadı.
" Nedense buna hiç şaşırmadım. " Kyungsoo'nun kızgın bakışlarının yerini her zamanki boş bakışları almıştı.
" Benim adımda yok." Jongin'in umursamaz tavırları yeniden ortaya çıkmıştı.
" Senin adın yok mu? " Bugüne kadar hiçbir belaya bulaşmayan Kim Jongin'in adı nasıl listede olmazdı? Kyungsoo onun bu okulda neden okumak zorunda olduğunu bile tam olarak anlayamamıştı.
" Senin aramana cevap vermek için telefonumu elime aldığımda, Shilba' ya yakalandım. Telefonumu elimden almakla kalmadı geziden de ismimi sildi. " Jongin sahte olduğu çok belli olan bir sinirle ona döndü.
Kyungsoo ise çoktan kendi düşüncelerine dalıp gitmişti. Demek o gün bu yüzden Jongin telefonuna cevap vermemiş ve ondan sonra da aramamıştı. Ama geriye cevaplanmamış bir soru kalıyordu.
" Sana çatıda beni beklemeni söylemiştim " diye birden atladı Kyungsoo eski kızgınlığından bir pay alarak.
" Ya ~ hasta olduğumu bilmiyor musun? O soğukta 10 dakika boyunca seni bekledim, hızlı olmalıydın. "
Kyungsoo bunu duyunca birden tamamen yumuşadı Jongin'e karşı. Jongin'in hastalıktan yeni kurtulduğu kafasından tamamen çıkıp gitmişti nedense.
" Beni kızdırdın. " Kaşlarını çatma sırası Jongin'e geçmişti. Kyungsoo ise yüzündeki sırıtmayla ona döndü.
" İkimizde geziye gitmiyoruz yani." kyu4 tekrar kendi düşüncelerine dalmışken Jongin onu kendine getirdi.
" Ya ~ o küçük kafandaki kurduğun planlardan hemen vazgeç. " Jongin ellerini cebine atarak bakışlarını başka bir yere odaklayıp yavaştan yürümeye başladı. Kyungsoo'da onun arkasından sallanarak devam etti.
" Kim Jongin. "
" Ne? "
" Yarın, 11'de 4. kapıda ol. " Neden kendini Jongin'in yanında bu kadar mutlu hissediyordu?
Kyungsoo başka bir şey söylemeden Jongin'i gerisinde bırakarak hızlı adımlarla uzaklaştı oradan.
~ ~ ~
" Kim Jongin ." Jongin'in bütün neşesi Baekhyun' un sesini duymasıyla aniden uçup gitti. Birkaç dakika öncesinde Kyungsoo'nun yanından ayrılmıştı.
" Ne? "
" Hafta sonu geziye gidiyoruz. " Baekhyun ' un suratındaki sevimli ifadeyi gördüğünde alaycı bir gülüşle bakışlarını ondan çekip çıkışa yürümeye devam etti.
" Telefonumla yakalandım. Bu yüzden adım listeden silindi. " Ve bunun içinde oldukça mutluydu.
" Merak etme, ben hallettim. "
" Ne dedin? " Jongin tekrardan ona döndü adımlarını aniden keserek. Yüzünden oldukça şaşkın olduğu anlaşılıyordu.
" Müdür Lee So Man ile konuştum. Ve adını tekrar listeye yazdırmasını söyledim." Baekhyun tek kaşı havada çarpık bir gülüşle Jongin'e bakıyordu. " Biliyorsun, her istediğimi yaptırabilen bir insanım. "
" Benim hakkımda kararları almak senin işin mi? Neden her şeye burnunu sokuyorsun? " Jongin'in korkunç bakışları tekrar yerine oturdu. Bir adım atıp Baekhyun'a yaklaştı. Başını biraz daha eğip burnunun dibine kadar girdi ardından.
" Neden bu kadar sinirlendin? Başka bir planın mı vardı yoksa? " Baekhyun şüpheci gözlerini Jongin'in üzerinde tuttu bir süre.
" Sana ne bundan. Seni ilgilendirmiyor. " Jongin, Baekhyun ' dan kaçmak için tekrar yürümeye başlamıştı ki birkaç adım atamadan kolundan tutulup geri çekildi aniden. Jongin, Baekhyun'un bu hareketine kızgınlık ve şaşkınlık içeren bir bakışla döndü. " Ya~ ne yaptığını sanıyorsun? " Jongin'in sesi farkında olmadan öfkesinden dolayı bir hayli fazla çıkmıştı. Ve buda etraftakilerin ilgilerini biranda oraya odaklamasına neden oldu.
" Planının ne olduğunu bilmesem de, onunla buluşacağından adım gibi eminim. " Baekhyun kolunu Jongin'den çekti yavaşça." Sana söylediklerimi unutma Kim Jongin. "
" Ne istiyorsun? " Jongin aklındaki soruyu direkt olarak söylemişti.
" Pazar günü geziye gel. Eğer seni göremezsem... " Baekhyun sevimli bakışlarını tekrar ortaya çıkardıktan sonra yavaş adımlarla oradan uzaklaştı Jongin'i arkasında bırakarak.
Kim Jongin büyük bir çıkmazsın içine girmişti. Şimdi ne yapacaktı? Ne yapması gerekiyordu?
O geziye gitmesi, Kyungsoo'yu tamamen arkada bırakması anlamına geliyordu. Ama gitmezse de. Kyungsoo'yu Baekhyun'dan koruyabileceğini sanmıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Brat SchooL (✓)
FanfictionOkulun Tanıtımı ; # Müdür Lee So Man' ın ağzından # " 0kulumuza genellikle depresyon , öfke ve saldırganlık , madde ve alkol bağımlılığı şikayetiyle gelen bir çok öğrencimizle dolu . Okulumuzun arka kısmında bulunan bina ise yatakhane . Aslında yatı...