Taehyung'un sırıtması beni deli ediyordu.
"Sadece şu kafe hala çalışıyorsa sebebi sensin."dedi. Bulunduğumuz kafeyi kastettiğini belli etmek adına parmağını masaya vurdu.
"Bunu dert etmiyorum."dedim. Bakışlarımı sabitlemiş, yine onu izliyordum.
"Çünkü, onun için değiyor. Değil mi?"dedi.
"Değiyor."dedim. Defterimdeki çizime ekleme yapmak için eğildim.
"Burada bu taslakları yapıp evde odana kapanıyorsun Hare. Onu Tuval yapıyorsun değil mi?"dedi. Elini yumruk yapmış çenesinin altına koymuştu.
"Evet."dedim omuz silkerek."Bunu senden saklamıyorum ki, odama gelip bakabilirsin."
Bu sefer o omuz silkti.
Kaşlarımı çatmış çizimime daldığım sırada masamızda bir sandalyenin çekilmesi ile kafamı kaldırıp gelene baktım. Gelen çocuğu önce tanıyamasam da daha sonra Yoongi'ye iş teklif ettiğimde yanında olan çocuklardan biri olduğunu hatırlamam uzun sürmedi.
"Selam."dedi.
"Merhaba?"dedi Taehyung sorar bir biçimde.
Çocuk gülümsedi, "Ben Jungkook, Yoongi Hyung'un arkadaşıyım."dedi.
"Onu biliyoruz."dediğimde kafasını bana çevirdi."Buraya geliş sebebin nedir?"
"Yoongi Hyung fark etmemiş olabilir ama ben senin kim olduğunu biliyorum."dedi çocuk bana bakarak. "Neden kimliğini gizliyorsun?"
Birden afallasam da hemen teslim olmamak için,"Karıştırıyorsun. Benim sandığın kişiyle bir alakam yok."dedim.
"Neden? Sen şu kolejli kız değil misin?"dedi.
Kaşlarımı çattım,"Hangi kolejli kız?"dedim.
"Hayvan barınağına geliyordun, lisedeyken."dedi.
O zaman bu çocuğu tanıdım.
"Sen şu köpekleri tedavi eden çocuksun."dedim."Evet, hatırladım."
Gülümsemesi genişledi,"Evet Yoongi Hyung'da benimleydi. Onu hatırlamıyor musun?"dedi.
"Evet, şimdi hatırladım sanırım."dedim.
Taehyung bizi anlamaya çalışır bir ifade takınmıştı.
"Hani okuldan sonra evden kaçıp barınağa gittiğim bir dönem vardı, lisenin ilk yarıyılı."dedim Taehyung'a.
Tam da o zaman tuvallerim satılmaya başlamıştı, on dört yaşındaydım. Zaten barınağa gitmeyi bırakmanın sebebi de kazandığım şöhretti.
Taehyung aydınlandı, "Evet. Hatırladım."dedi.
"Jungkook ve Yoongi köpekleri tedavi ederlerdi."dedim.
"İlginç bir işmiş doğrusu."dedi Taehyung.
"Evet öyleydi, ben üniversiteye başladığım için işi bıraktım ama Yoongi hyung hala orada çalışıyor, bir uğramalısın."dedi Jungkook.
"Ah hala çalışıyor mu?"dedim şaşkınlıkla.
"Evet, artık ücret almıyor ama hala orada."dedi.
Taehyungla bakıştık.
Belki artık okuldan sonra diye bir zaman dilim yoktu, belki artık evden kaçmamam için bir bahaneye de ihtiyacım yoktu ama yine gideceğim yer aynıydı. Fakat bu sefer sebebim farklıydı.
*
Taehyung sızlandı,"Neden Seok Jin hyung oppa ama ben değilim?"dedi.
Kolunun altında yayılarak oturduğum Seok Jin'e daha çok sokuldum."Senin isminde hyung var zaten o yeterli."dedim.
Seok Jin at kuyruğumdan çekiştirdi. "O da ağabeyin."dedi.
"Olsun."dedim saçımı düzelterek.
Güldü,"Sana Japonya'dan çok istediğin yeni resim setini getirdim. Çalısmalarına tam gaz devam et, sanat severler dört ay sonraki sergide en az üç tuvalini beklediklerini söylüyorlar."dedi.
"Tamamdır oppa. Nerede?"dedim.
"Çalısma odanda."dedi.
"Sen çalışma odama mı girdin?"dedim utanarak.
"Evet, haydi şu tuvaldeki çocuğu konuşalım, kim o?"dedi.
"Hare'nin modeli."dedi Taehyung gülerek.
"Sadece modelin değil galiba güzelim."dedi Seok Jin.
Kızardım."Değil."dedim.
"Doğruyu söyle, erkek arkadaşın mı?"dedi.
Heyecanla ellerimi iki yana salladım."Hayır, Hayır oppa!"dedim.
Bu hallerime güldü."O zaman ne?"dedi kaşlarını kaldırarak.
"Onu seviyor!"diyerek bağırdı Taehyung. Bu halimle çok eğleniyordu.
Seok Jin'in yanından kalkarak Taehyung'un koltuğuna atladım. Onu gıdıklamaya başladığımda evde kahkaha bombardımanı yaşanıyordu.
"Çok mutlu oldun bakıyorum!"diyerek onu her gıdıklayışımda kahkaha seviyesi yükseliyordu.
*
"Kolay gelsin."diyerek çalıştığı alana girdiğimde şaşırdı.
"Hare Jin?"dedi.
"Merhaba."diyerek mahçup bir biçimde gülümsediğimde hala şaşkın görünüyordu.
"Burada olduğumu nereden öğrendin?"dedi Yoongi.
Yanına doğru ilerledim."Şey, geçenlerde Jungkook ile karşılaştım."dediğimde güldü.
Sadece kalbim ne zaman iflas edecek diye bekliyordum.
"Şu velet.."dedi önündeki mama kaplarını dizerken.
"Evet, lisedeyken burada beni gördüğünden bahsetti. Daha sonra hala senin burada çalıştığını öğrenince.."dediğimde beni ilk kez incelediğini fark ettim.
"Sen şu kolejli kızsın. Buraya pek kolejden gelmezler. O yüzden seni hatırlıyorum. Ama sen söyleyene kadar hiç anlayamamıştım, fotoğrafçı oldun demek. "dedi.
"Evet, sende buradaydın o zamanlar. Geeçi hala buralardasın işte."dedim.
"Evet, uzun süredir buradayım."dedi.
Barınaklardan birini işaret ettim, "Burada beyaz bir köpek vardı. Ne oldu ona?"dedim.
"Ah sahiplendiler."dedi.
"Sevindim."dedim.
Bakışlarımı barınaktan ,ona çevirdiğimde gülerek bana baktığını gördüm.
Gerçekten hem bana ilaç gibi geliyordu, hemde kalp ritmimi alt üst ediyordu.