6: evsiz

4.4K 425 65
                                    

"Seni evine bırakabilirim."dedim. Ama heyecandan araba kullanabileceğimi zannetmiyordum.

Çekimde giydiği kalın kazağa, 37 kat merdiven eklendiği için terlemiş olan Yoongi gözlerini kapatıp soluklandı. Her leye söylendiği gibi buna da söylenmesi gerekiyor olsa da o kadar yorulmuştu işte.

İş yeri konsepti için geldiğimiz iş yerinde asansörün bozulması ile 37. kattan yürüyerek inmiştik.

Zaten sıcaktan buharlaşacakmış gibi görünen Yoongi bayılıp kalacak diye korkuyordum.

"Harika olur diyecektim ama sanırım nereye gideceğim ile ilgili hiç bir fikrim yok."dedi.

Bu cümlenin çekimin ortasında gelen telefonla ilgisi olduğunu düşündüm.

Gelen telefonla suratı kireç gibi olmamıştı ama eli ayağına dolaşmış ilgisi, dikkati dağılmıştı, odağı kaydığı için de çekim pek iyi gitmemişti.

"Evden mi atıldın?"dedim tahminde bulunarak.

Şaşkınca bana baktı.

"Nasıl anladın?"dedi.

Gülerek sırtımdaki çantanın kulpuyla oynadım."Gidecek yerim yok dedin."dedim.

"Doğru."dedi.

Ellerini dizlerine dayayarak eğildiğinde nefesini düzenlemeye çalışıyordu.

"Çekini neden kullanmıyorsun?"dedim.
Kafasını eğdiği yerden kaldırmadan,"Onu iş bitince kullanacağım."dedi.

Reddedeceğini bilerek, "İzin ver kiranı ben ödeyeyim o zaman. Borç olarak düşün."dedim. Onun için bir şeyler yapmak için çıldırıyordum.

Tahmin ettiğimi yaparak hiddetle doğruldu ve "Hayır."dedi.

"O zaman, paranı alana kadar seni bizim evimize götüreyim."dedim.

Bunu sonuçlarını düşünmeden söylemiştim. Onu eve götürmem kendimi ifşa etmem demekti. Daha kötüsü Seok Jin oppa tuvalini çizdiğimi kesin yumurtlardı.

"Eğer dalga geçiyorsan bile başka seçeneğim yok."dedi.

Yutkundum.

"Yine de seni eve ben bırakıyorum."dedim. Esprim o kadar soğuktu ki kan ter içinde olsak bile soğuk hava hissedilmişti.

"Pekala."dedim. Çantamın askılarıyla oynayarak nefesimi düzene soktum. "Gidelim mi?"

Doğrularak,"Olur."dedi.

Otoparkı adeta bir labirentmiş gibi dolanarak sonunda arabaya geldiğimize bir an önce eve gitmeyi hem istiyor hem istemiyordum.

Taehyung'a mesaj atarak etrafı düzeltmesini talep edebilirdim ama telefon araca bağlıydı ve ön koltukta, yanımda oturan Yoongi mesajlarımı görebilirdi.

"Hare Jin?"dedi otoparktan çıkarken,"Bu işe uygun olduğumu nasıl anladın?"

Yutkundum, bu gün beni mi sınıyordu?

"Bir an için dedim ki, kesinlikle onunla çalışmalıyım. Ve ayaklarım daha ben komut vermeden sana ilerlemeye başladı."dedim.

"Bana ne kadar yardımın dokundu bilemezsin."dedi."Gerçekten minnettarım."

Gülümsedim.

Oysa ben senin yanında nefes aldığım için bile minnettarım.

*

"Misafim var!"diye bağırarak içeri girdiğimde Yoongi yaşadığım yeri inceliyordu.

Seok Jin merdivenlerden inerken dikkatle Yoongi'ye bakarak onu tanımaya çalıştı. Onun tuvaldeki kişi olduğunu anladığında eliyle üst kattaki odamı işaret ettikten sonra parmağını Yoongi'ye yöneltti.

İyi ki Yoongi girişteki fotoğraf ve tuvalleri inceliyordu, Seok Jin'i görmemişti.

Seok Jin'i hızla kafa sallayarak onaylandıktan sonra, "Oppa, bu Yoongi."dedim.

Yoongi bana bakarak,"Oppan mı?"dedi.

Kafa salladım.

Seok Jin, Yoongi ile selamlaştı.

Taehyung, salon ile holün bağlandığı kapıdan heyecanla çıkarken, aynı heyecanla "Yoongi Hyung!"dedi.

Onun hyung dediği Yoongiye benim oppa dememem bu ortamda biraz tuhaf kaçmıştı.

"Tam zamanında geldin. Biz de bu gün Hare Jin için pizza almıştık."dedi Taehyung.

"Harika zamanda gelmişim desene."dedi Yoongi.

"Evet,"dedi Taehyung. Seok Jin ve ben arkadan ilerlerken Tae heyecanla, Yoongiye ev düzeniyle ilgili anlatımlarını yapmaya başladığında Yoongi sıkıntıdan bayılacak sandım.

"Bizim eve böyle şeyler pek girmez, Hyung'um geleneksel yemekleri daha çok sever, evde de yemekleri o yaptığı için o ne isterse onu yeriz genelde."dedi.

Yoongi onunla pek ilgilenmiyordu. Yol boyunca uzanan tuvallerime daha ilgiliydi.

İşte bu kaçınılmaz sonun bir habercisiydi.

Mutfağa girdiğimizde pizzalların kutuları bile karnımın zil çalmasına sebep oldu.

Mutfağın ortasındaki bar masasının etrafında oturduğumuzda Yoongi'nin neden burada olduğunu açıklama vakti gelmişti.

"Yoongi'nin evi ile ilgili problemleri var, bu yüzden biraz misafirimiz olarak kalmasında bir sakınca görmüyorum."dedim.

Pizza kutularını açan Seok Jin duraksadı.

Biraz bana baktıktan sonra Yoongi'ye dönüp, "Tabi ki yok."dedi.

Taehyung da bana şimdi faka bastın bakışları yollayarak benimle eğleniyordu.

Yoongi bizim bu hallerimize anlam veremese de umursamaz bir biçimde tek derdi pizzaymış gibi Seok Jin'in servis ettiği pizzaları iştahla yiyordu.

Biraz sessizce yemek yedikten sonra aklına bir şey gelmiş gibi çabucak lokmasını yutup konuşmaya hazırlandı.

"Ben.. ah ne aptalım,"dedi. Elini anlına vurduktan sonra devam etti, "Beni ağırladığınız ve yemeğinizi paylaştığınız için teşekkür ederim. Her ne kadar emrivaki yapsam da."

Seok Jin gülümseyerek, "Bu ev yeterince büyük."dedi.

Seok Jin her gün şirket toplantılarında kullandığı nazik üslubunu kullanıyordu.

Yoongi teşekkür etti.

Biraz daha sessizce yemek edikten sonra Yoongi yine bir şey sormak için hazırlandı.

"Hare Jin,"dedi bana dönerek,"Senin şu ressam Kim Hare Jin olma ihtimalin yüzde kaç?"dediğinde Taehyung boğulacak gibi öksürdürdü.

-

yorum yaparsanız çok güzel olur~~

Yoongraph ; 𝐦𝐲𝐠 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin