"Sabit durur musun?"diye söylenen bu sefer bendim.
Klasik Yoongi ise atak yaparak yine söylendi, benüm aksime o söylenmeden duramıyordu.
"Keşke gizli gizli takip ederek çizime devam etseydin."dedi.
"O kadar hata yapmışım ki neredeyse beş kat daha boyadım, ne diyorsun sen?"dedim fırçayı burnuma hizzalayarak.
Göz devirdi.
Sonunda asıl işimi yapmanın verdiği rahatlık üç saatlik bir uykuya bedeldi. Üstelik artık Yoongi'nin tuvalini bitirmek için zihnimi zorlayarak derinlere inememe gerek de yoktu, gönül rahatlığıyla onu kullanabiliyordum.
"Hare Jin, bu gün bu kadar yetmez mi? Cidden sıkıntıdan patalayacağım şimdi."dedi. Kaçları çökmüş, omuzları düşmüştü.
Ona yalvaran gözlerle baktım,"Biraz daha lütfen~" dedim.
Derin bir nefes aldı.
Hevesle büyük tuvalin ardına geçtim. Biraz daha çalıştıktan sonra yeniden ona bakmak için kafamı eğdim ama orada yoktu.
Kafamı onu aramak için sağa sola çevirdiğimde arkadan bana sarılan kişinin o olduğunu biliyordum.
"Harika şeyler yapıyorsun."dedi çenesini başıma yaslamış tuvaline bakıyordu,"Fotoğraftan bir farkı yok neredeyse."dedi.
"Beğendin mi?"dedim.
"Aksini söylemek mümkün değil."dedi.
Kafamı çenesinin altından çıkartıp yüzüne baktım.
"Eksiklerini mi arıyorsun hala?"dedi gülerek.
Hayran bir biçimde,"Hayır."dedim.
"O zaman ne?"dedi gülümsemesini devam ettirirken kaşlarını kaldırarak.
"Bir insanın bu kadar kusursuz olması yasaklanmalı diye düşünüyorum."dedim.
Kafasını iki yana salladı,"Öyle bir şey yok."dedi.
Vücuduma sardığı kollarını çözdü, "Kimse mükemmel değildir."
"Tabi ama, benim için sen öylesin."dedim bende sırtımı tuvale dönerek.
Güldü,"İnanılmaz bir şeysin, Seok Jin hyung da senin gibi böyle inatçı mı?"dedi.
"Yemeğe inelim de kendin gör."dedim elinden tutarak.
Beni takip etti.
*
Yoongi'nin saçları boyanırken son olarak kataloğu kontrol ediyordum.
Tam anlamıyla mükemmeldi. Her sayfada Yoongi'nin tam boy fotoğrafları vardı. Benim çalışmam gibi gözükse de aslında fotoğraflarla oynamamıştım bile. Yoongi ona söylediğim her duyguyu, ruh halini kameraya mükemmel bir şekilde yansıtmıştı.
"Heyecanlı mısın?"dedim kafamı katalogdan kaldırmadan, "Yarın hakkında."
"Evet. Yani heyecanlı olmam zannediyordum ama, pek öyle olmadı."dedi.
Güldüm,"Ben orada olacağım."dedim.
"Evet, bu kendimi rahatlatabileceğim bir nokta."dedi. Kafasını hareket ettirmemesi gerektiği için doğrudan aynaya bakıyordu. Böyle gergin ve ciddi kelimelerle konuştuğunda ne kadar stresli olduğunu anlıyordum.
"Rahatla, direkt karşı tarafa oturacağım."dedim.
"Güzel."dedi yeniden. Konuşmayı o kadar istemiyordu ki..
"Hoseok da kuliste olacak, eminim sana yardımcı olacaktır."dedim inatla. Konuşup rahatlayabileceğine inanıyordum.
"Evet, bugün provaya geldi."dedi.
"Öyle mi?"dedim. Dirseğimi makyaj masasına koyarak yanağımı avuç içime yasladım.
"Evet, endişelenmene gerek yok gibi bir konuşma yaptı."dedi."Falan işte, pek etkisi olmadı."
"İfadesizce yolda yürüyeceksin işte, inan bunu hep yapıyorsun."dedim.
Güldü,"Eminim, benden iyi biliyorsundur."dedi. Gerginliğini atmış olacak ki benimle eğlenebiliyordu.
Alt dudağımı büktüm."Neden böyle dedin ki şimdi?"dedim.
"Ah, şöyle durma. Hareket etmem gerekiyor o yüzden şu an sana dokunmamak için zor duruyorum."dedi.
Hemen oturuşumu dikleştirdim.
"Ne dersem de hemen yapıyorsun, aferin sana akıllı kız."dedi bu sefer.
"Sadece senin rahatsız hissetmeni istemiyorum. Bir nevi kendime çalışıyorum yani."dedim kataloğun kenarıyla oynarken.
Yoongi bir şey söylemek için ağzını açsa da stilist kız onu çağırdığında gitmek zorunda kaldı.
Biraz daha kataloğu incelemeye devam ettim. Daha sonra Hoseok ve Taehyung sohbet ederek bulunduğum odaya geldi.
"Yoongi yok mu?"dedi Tae.
"Hayır, saçı için çağırdılar."dedim.
"Hazır boya işine girmişken seninkini de boyasaydık Hare."dedi Hoseok.
"Onunkiler zaten boya."dedi Tae.
"Sanki seninkiler değil."diye çıkıştım.
Tae güldü.
O anda Yoongi de yapılı saçlarıyla geldi. Siyah ona çok yakışmıştı.
"Uzunca bir süre saç boyatmayı düşünmüyorum."dedi sandalyesine otururken.
"Kendi rengin mi?"dedi Hoseok.
"Evet, birebir."dedi aynada saçlarını karıştırarak.
"Bende mi öyle yapsam acaba?"dedi Tae.
"Bu hali güzel bence."dedim."Kumral sana yakışıyor."
"Sana da bu renk yakışıyor."dedi Hoseok.
"Evet,"dedi Yoongi de."Cidden ne renk bu ya?"
"Aslında, tuhaf belli açıdan patlıcan moru gibi, belli açıdan lacivert."dedim.
"Nerde boyatıyorsun? Harika."dedi Hoseok.
"Seok Jin oppanın kız arkadaşının güzellik salonu. Gelmek ister misiniz beyler?"dedim.
"Uh."dedi Tae.
"Siyah diyip geçemiyorsun değil mi?"dedi Yoongi.
"Genelde öyle yapıyorum. Size açıklayayım dedim."dedim.
Hoseok,"Yemek yiyelim mi?"dedi.
Yoongi de,"Siz hep böyle bir birinize yemek mi ısmarlıyorsunuz?"dedi.
Hoseok gülerek "Evet." dedi.
Birlikte yemek yedik.
lütfen görüş ve fikirlerinizi ypoum yapın çünkü bir - iki bölüm sonra final olacak. Yorum yaparsanız final de ona göre şekillenir. Görüşürüz, sevgiler~