Yoongraph ; 𝐦𝐲𝐠

9: "boya onu"

Barınaktan içeri girdiğimizde Hoseok ile karşılaşmayı beklemiyordum.

Yol boyunca yüzümden gülümsememin eksik olmamasının sebebini Yoongi'nin keyfinin yerinde olmasına bağlasam da aslında onun sadece yanında olmak bile içimde deliler gibi mutluluk hareketleri yapma isteği uyandırıyordu.

Hoseok, Jungkook ve onların üçüncü arkadaşıyla konuşurken sırtı bize dönüktü. Yoongi'ye baktığımda o bu durumu umursamadan arkadaşlarının yanına ilerledi.

Bende yanlarına geldiğimde Hoseok'un omzuna hafifçe dokundum. Kucağında Yoongi'ye sorduğum o beyaz köpekle bana döndüğünde vereceğim tepkileri karıştırıyordum.

"Sen..?"dedim elimle köpeği işaret ederek.

"Sana da merhaba Hare Jin. Bu Dizzy."dedi.

Gülümseyerek Dizzy'i sevdim. "Biz tanışıyoruz zaten."dedim.

Hoseok şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı, "Nereden?"dedi.

İsimini bilmediğim çocuk, "Eskiden buraya gelip onunla ilgilenirdi."dedi.

Onun da bu bilgiye sahip olmasından dolayı duyduğum şaşkınlık yüzüme yansımış olacak ki gülümseyerek tedavi masasının üzerinden elini bana uzattı, "Jimin ben."dedi.

"Hare Jin."dedim elini sıkarken.

"Evet, zaten biliyordum."dedi. Ne kadar da çok gülümseyen biriydi.

Yoongi ne ara Jungkook'u alıp uzaklaştı bilmesemde sonunda birşeyler konuştuklarını anlayabileceğim bir biçimde yanımıza geldiler.

Yoongi defterlere bakarak,"Sayım işlerini biritdiniz mi?"diye sordu.

Jimin ona dönerek, "Hallettik."dedi. Jungkook atılarak, "Yeni doğan yarulara da aşıları yaptık."dedi.

Bakışlarını incelediği defter sayfasından kaldırmadan, "Güzel,"dedi Yoongi. Daha sonra Hoseok'a dönerek, "Pekala Bay Jung, Dizzy'nin nesi var?"dedi. Sanki daha önce tanışmamışlar gibi soğuk bir yaklaşım içerisinde olması beni şaşırttı.

"Öncelikle, Hoseok diyin lütfen. Bunu hep söylüyorum."dedi Hoseok Dizzy'i masaya yatırırken."Neredeyse yemek yemeyi kesti, buna bağlı olarak da hiç dışkılamıyor."dedi.

Yoongi yeniden deftere baktı, "İki ay önceki gibi mi yoksa..?"dedi.

İki ay mı?

"Siz tanışıyor muydunuz?"dedim.

Hoseok gülümseyerek, "Evet. Bunda bu kadar şaşırılacak ne var?"dedi.

Önüme dönerek "Bilmem."dedim. Aslında çok şey vardı. Neden Yoongi'nin şirkete model olarak tanıtılmak için ilk gelişinde tanıştıklarını söylememiş olması gibi şaşırılacak bir durum var.

"İki gün bizde kalmalı bence."dedi Jimin."Son iki seferde ancak öyle eskisi gibi olmuştu."

Son iki sefer mi? Ne zamandan beri tanışıyorlardı böyle?

Yoongi biraz düşündü, "Pekala öyle olsun. Yine şımarıklıktan mı yapıyor görelim."dedikten sonra defterini kapatıp yan taraftaki barınaklara ilerledi.

Jungkook gülümseyerek,"İşlerini aşkla yapıyor."dedi. Daha sora peşinden gelmediği için Yoongi "Jungkook!" diye azarlarcasına çağırdığında anında yok oldu.

Jimin önce biraz boş boş bize baksa da son anda yeni aklına gelmiş gibi Dizzy'i kucakladı."Ben de Dizzy'i götüreyim."dedi.

Dizzy Jimin'in kucağında giderken hoşçakal derecesine havladığında ona el salladık.

"Buradan çekim alanına mı?"dedi Hoseok.

"Aslında hayır,"dedim çantamdan dosyaları çıkartarak,"Size ilk örnekleri getirmek için şirkete gelecektim."

Gülümsedi."Bende zaten oraya gidiyordum, birlikte geçelim mi?"dedi.

"Tabi olur."dedim.

*

"Muazzam. Gerçekten beklediğimden daha başarılı bir çalışma."dedi Hoseok.

"Sevindim."dedim. Koltukta sabırsızca kıpırdandım.

Hoseok fotoğrafları masaya koyarak bakışlarını bana çevirdi."Ama.."dedi.

Amayla başlayan cümleleri sevmezdim.

"Ama, siz ressamsınız değil mi?"dedi.

Bu konuda mütevazı olmayacaktım. Arkasında duran tabloyu işaret ederek,"Bu tablo sizin için yeterli bir kanıt olur mu?"dedim.

Gülümseyerek,"Formalite bir soruydu."dedi.

Kollarımı indirerek,"Ne istediğinizi anlayamadım?"dedim.

Hoseok parmaklarını birleştirdi, "Daha sanatsal çalışmanı öneriyorum, bu fotoğrafların yanı sıra fotoğraflar arasında sadece sanatsal olan fotoğrafları da kullanabiliriz."dedi.

"Hala anlayamadım?"dedim.

Gülümseyerek, "Daha açık konuşmam gerekirse modelini tuval gibi kullanabilirsin."dedi.

Bu uçuk kaçık fikri yanlış anladığımı var sayarak tekrar soru sorma ihtiyacı hissettim,"Yoongi'ye ne yapmalıyım?"dedim.

Hoseok sandalyesine yaslanarak,"Boya onu."dedi.

Sanırım geçici sağırlık yaşıyordum.