Yoongi kıyafetlerin içerisinde huzursuz görünüyordu, oysa umursamaz görünmesi gerekiyordu.
"Bu rahatsız edici şeyleri sadece zenginler giyer."dedi. Biliyordum ve bilmekten nefret ediyordum.
Kamera'nın odağından kafamı çıkartarak ona baktım. Kusursuzdu. Onu seçtiğim için kendime teşekkür ettim.
"Artık sende zengin sayılırsın, empati kurup sadece onlar gibi umursamaz görünmeye bak."dedim.
Güldü, "İki elini beline koymuş dikildiğinde, öğretmenlere benziyorsun Hare Jin."dedi.
"Odak noktan çok dağılıyor, sadece umursamaz görün. Bunu hep yapıyorsun."dedim. Sakin kalmaya, onu da sakin tutmaya çalışıyordum.
Birden nasıl bir pot kırdığımı fark edip başımı öne eğdim.
"Sen bunu nereden biliyorsun?"dedi.
"Seninle tanıştığımdan beri böylesin."diyerek kamerada yerimi aldım. Bir nevi saklanmıştım. En azından beynim hızlı çalışıyordu
"Hare Jin, ben bana verilen çeke bile yazabilecek en büyük rakamı bir ve üç tane sıfır olarak gören bir adamım. Bana zengin muamelesi yapma."dedi.
Yeniden kameranın arkasından çıkarak şaşkınlıkla gözlerimi açtım,"Sadece o kadar mı yazdın?"dedim.
"Hayır,"dedi."Salak değilim. İş bitince dolduracağım."
Kameranın arkasına geçerek,"Sadece zengin taklitlerinden yapsan da olur."dedim.
"Pekala, şu an cidden çabalıyorum. Ama bil diye söylüyorum ben ne bir model ne de bir oyuncuyum."dedikten sonra pozunu verdiğinde, işte olmuştu. Mükemmeldi. Her anlamda.
"İşte bundan bahsediyorum lütfen bozma, başka açılardan da çekeceğim."dediğimde bir tek mimiği oynamadı.
O ne derse desin doğuştan profesyoneldi.
"Pekala, bu kombin ile olabilecek en düzgün pozları çektim, kostüm değişelim!"dedim görevli kızlara.
Yoongi homurdanarak platformdan indiğinde ne kadar zahmetli bir iş olduğunu, çek'e yazacağı miktarı arttırdığını söyledi.
Onu hayranlıkla izlerken yanıma yaklaşan Taehyung bana peçete uzattı.
"Ağzının suyu akmış."dedi.
Peçeteyle kafasına vurdum.
"Cidden, derdin ne senin?"dedim.
Güldü,"Bay Jung'un oğlu Hoseok Bey geldi."dedi.
"Yani?"dedim kaşlarımı kaldırarak.
"Bilgilendirme."dedi Taehyung da bana kızarak,"Bunun için para ödüyorsun bana."
"Aslında haklısın, evimde de kalıyorsun. Maaşını mı azaltsam senin?"dedim.
"Bulaşıkları da sen yıkarsın o zaman."dedi kollarını göğsünde birleştirerek.
"Düşündüm de iyi bir fikir değil."dedim.
İkimiz de güldük.
Taehyung şu dizilerde patronun sadece şoförü değil aynı zamanda arkadaşı olan çalışanlar gibiydi. Tek fark bizim birlikte büyümüş olmamızdı. Kazandığım parayı da neredeyse bölüşürdük. Çünkü bana yaptığı sadece menajerlik, arkadaşlık değildi. Aynı zamanda küçük ağabeyimdi. Büyük abim Seok Jin daha çok bize ebeveynlik yapardı.
"Keyfiniz daim olsun."dedi Hoseok aramıza katıldığında.
"Hoşgeldin."dedim gülümseyerek.
"Şu anda çok hoşbuldum, çekimlerden tatmin olmuş gibi bir halin var."dedi.
Taehyung,"Beş kombinin üçü bitti."dedi.
"Harika."dedi Hoseok gülümseyerek."Modelimiz nerede?"
"İşte burada."dedim bize doğru ilerleyen Yoongi görüş alanıma girdiğinde.
Yoongi platforma geçip ona pozunu anlatmamı beklemeye başladı.
"Lütfen rahatına bak."dedim Hoseok'a izleyici kısmını işaret ederek.
"Zevkle."dedi.
Taehyung'u da yanına alarak, anlattıklarını dinleyerek uzaklaştı.
Yoongi'inin yanına giderken ellerim terledi. Bu son zamanlarda sıkça yaşadığım bir duyguydu.
"Huh, bu ağır bir ceket olmalı."dedim.
Sikkınlıkla mefes verdi, "Evet öyle, şunu bir an önce bitiremez miyiz?"dedi.
"Pekala, sabırsızsın."dedim.
"Sadece talimatları ver."dedi umursuzca.
"Pekala ilk konseptin kaybetmekti, ikincisi pişmanlıktı, üçüncüsü umursamamazlık ve şimdiki ise suçluluk."dedim.
"Yani?"dedi kaşlarını kaldırarak.
"Hayatında telafi etmek istediğin bir şeyler yok mu?"dedim.
"Var."dedi.
Konuşmak istemiyordu.
"Pekala, bu olaylarda yaşadığın paniği ve bu olayları değiştirmek senin elindeyse, değiştirme istediğini bize göstermelisin."dedim.
"Çok anlaşılmaz cümleler kuruyorsun ama anladım var sayıyorum."dedi.
Kafamı sallayıp kameranın başına geçtim.
Yoongi kafasında kurduğu pozisyonda poz verdi.
Olmuştu işte.
Neşeyle"Harikasın!"dediğimde fazla neşeli olduğum için kendimi sakinleştirdim.
Ama o beni mutlu ediyordu.
"Şimdi başka bir pozisyondan alayım."dediğimde sağa dömüş olan yüzünü kameraya çevirerek tam da istediğim pozu verdi.
"Kendimle gurur duyuyorum."dedim istediğim fotoğrafı yakaladığımda.
"Benim sayemde."dedi ukalaca sırıtarak.
Gülerek bu sırıtışını da fotoğrafladım.
"Sıradaki kombin!"diye bağırdığımda Yoongi ofladı.
"Şuradan her inişimde bir sıfır arttırıyorum."diye söylendi.
Onu hayranlıkla izlemekten başka bir hayati fonksiyonumu gerçekleştiremiyordum.
Söylene söylene diğer kıyafetleriyle geldiğinde giydiği takım elbise nefesimi kesti.
"Ah,sanırım tüm gün bu kıyafetlere dayanamacağım için zengin değilim."dedi.
"Tanrı'nın adaleti."dedim.
"Ah, boş versene."dedi hazırlanan koltuğa oturarak.
"Pekala."dedim. Dekorun konduğu yükseltiye ayağımı koydum."Yapman gereken soğuk durmak. Fotoğrafa bakanlar bir kraliyet üyesi soğukluğu hissetmeli."dedim.
Alayla güldü.
"Dalga mı geçiyorsun?"dedi."Ben tek odalı bir evde yaşıyorum, hangi kraliyet bu?"dedi.
"Sadece dene demekten yoruldum."dedim omuzlarımı indirerek.
Ona bakmaya doyamıyordum ama, aynı zamanda utanıyordum.
Kameranın arkasına geçtiğimde "Bu nasıl?"diyerek poz verdi.
Düşüncemi seslendirerek, "Hayallerimdekinden bile güzel."dedim.
Oysaki hayal edilemeyecek kadar güzeldi.