Herkese merhaba uzun bir bölümle karşınızdayım. Nasılsınız bakalım ballar,karneler nasıl?
Güzel bir tatil geçirmenizi umuyorum :)OKUYUCU İÇİN DESTEEEKKK :)
Bu bölümü @Hiphopract ithaf ediyorum. Keyifli okumalar :)
Oy ve yorumları unutmayınız :)''Ve sen Ütopya, içinde oluşan bu kuşkuyu hiç haketmemiştin.Sana bunu yaşatanları ortaya çıkaracağım.''
Yatağın içinde etrafına boş bakışlar atan Duru,duyduğu sesleri anlamaya çalışıyordu.Uğultu beyninin içini resmen işgal etmişti.
Bir şeyler söyleniyordu evet ama bunu kız anlayamıyordu. O kadar karışıktı ki cümleler,sesler gittikçe artan dev bir orkestranın içindeydi sanki.
''Yapacaksın!''
''Zavallı kız seni.''
gülüşmeleri duydu kız. Neden zavallıydı? Neyi yapacaktı?
''Kuşkularının peşinden gitmelisin!''
''DEVAM ET BÖYLE!''
Beyni yabancı sesleri değilde anne ve babasının seslerini anlarken terlediğini hissetti kız. Annesinin sesi kulaklarında çınlıyordu.
''Anne?''' Biraz durdu ve etrafına baktı..Tek görebildiği kör etmeye kararlı bir karanlıktı.
''Kuşkunun peşinden git,Dünyam,bir şeylere ulaşıyorsun.''
Babasının sesi karanlıkta yankılandı ve kızın kulaklarına ilişti. Doğru mu ilerliyordu? Yoksa zihninin karanlık oyunlarından biri daha mıydı bu ?
''Bana yardım et baba!'' sesi artık daha kuvvetliydi.
Elleri titriyorken bu sefer etrafında dönüyordu. ''Karşıma çıkın anne ve baba! size ihtiyacım var!''
Duru'nun isyanı son derece fazlaydı. Özlemişti onları. Kaç gün geçmişti onları karşısında görmeyeli? Hafta mı demeliydi ay mı veya yıl mı ? Uzun zaman olmuştu görmeyeli belki de bu yüzdendi özlemin en tarifsiz acısı.
Karanlı oda onu ürkütüyorken birden bire sağ tarafından beyaz bir ışık belirdi.
Gözlerini hızla kapatıp elini kendisine siper ederken neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Gözlerini biraz araladı ve neler olduğunu görmeye çalıştı. Sol tarafından arkasından ve önünden gelen ışıkların ortasında kalmıştı. Gözleri yanmıştı. Karanlığa alışmış olan gözleri birden bire dev ışıkların etkisinde kalmış ve bu gözlerine acı biber sürülmesi kadar yakmıştı canını ''Kes şunu!'' bir hırsla bağırırken bir gökgürültüsü duydu. Kulakları sağır edebilecek güçteydi.Bir çığlık koptu dudaklarından.
''Anne kurtar beni!'' nereye koştuğunu bilmeden koşmaya devam ederken elini kulaklarına götürmüş yeni bir gökgürültüsünü duymayacağını ummuştu.
''Anne! Baba!'' birisinin kolundan tuttuğunu hissediyordu Duru. Ama o kadar şiddetli ağlıyordu ki kim olduğuna dahi bakamıyordu. Mavi gözbebeklerinin önü tuzlu sıvı ile dolmuşken karşısında ki kişiyi seçemiyordu. Biri önüne düşmüş ,gözyaşlarından dolayı ıslanmış olan saçları yüzünden almaya çalışırken bir kez daha gökgürültüsü duyuldu.Aynı anda kız uzun bir çığlık attı.
Aniden gözlerini açan Duru,derin soluklar alıyordu.Bacaklarını kendine çekmiş ve dirseklerini dizlerine dayayıp parmaklarını saçlarına geçirmişti. ''Geçti, güvendesin. Bir kabustu ve geçti.''
Sürekli aynı şeyleri söyleyen Ateş'e baktı kız ve aynı anda ona sarıldı. Gözlerinin dolduğunu hissediyordu.
Bedeni korkuyla titriyor ve ağlıyordu. Korkmuştu kız. O kadar sıkı sarılmıştı ki Ateş'e onunda kendisini bırakmasını istemiyor gibi. Eğer sıkıca sarılırsa o da gitmezmiş gibi. Hıçkırıkları birbirini izlerken adamın boynuna daha sıkı sarıldı. Bir kaç dakika boyunca ağladıktan sonra sakinleşmişti. Adamın saçlarını okşadığı parmaklar sakinleşmekten başka bir şans vermemişti kıza.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuşkularla Dans #wattys2018
Teen Fiction"Sen?" bir soru dökülürken aslında tanıdığını belli ediyordu. "Ta kendisiyim." diyen adam elinde ki kabloyu kızın çıplak kollarına değdirdi. Saç diplerinden başlayıp parmak uçlarına kadar içinden geçen akım onu titretirken ,vücudunda hissettiği acı...