Biliyorum çok uzun zamandır yokum ama İnanın her şey üst üste geliyordu. Bölüm normalde 3145 kelimeydi fakat kısaltmıştım tamamını atma kararı aldım. keyifli okumalar ♥
Ne zaman ki hayatını onun önüne sermişti o zaman her şeyin değişeceğini anlamıştı.
Yüzüne çarpan sert rüzgar saçlarını savurup yoluna devam ediyordu.Hafifçe yağmur yeryüzüne iniyor ve adamın yüzüne hiddetle çaarpıyordu. Montunun ceplerine soktuğu eliyle sahil kenarında öylece yürüyordu Ateş. Hava çoktan kararmış ve etrafı siyahlık esir almıştı. Siyah olmasına rağmen kafasını gökyüzüne çevirdi ve her an boşalacakmış gibi duran gri bulutları seçti. Şiddetli bir yağmur yağacaktı bu gri bulutlardan belliydi ve bunu anlayan insanlar evlerinin yolunu tutmuşken Ateş,sahilde boş,dalgın ve yavaş bir şekilde yürüyordu. Ona güvenmediğini söylemişti değil mi ? Duru,ona güvenmiyordu.
''Bu yüzden!'' diye soludu.Sesi pürüzlü ve bir o kadar kısık çıkmıştı. ''Bu yüzden beni sevmiyor.!'' mırıldanması boş sahilde yine kendi kulaklarını doldururken derin bir nefes aldı. Ona güven kazandıramamıştı demek. Kendi içinde bir savaşa girmişti Ateş. Nasıl olurda kızın böyle hissetmesine sebep olmuştu? Huzursuzdu. Tilki denen o kahpe piç kurusu ona zarar vermekle tehtid etmişti. Ütopyasına kimse zarar veremezdi,dokunamazdı. O,onun ütopyasıydı.Korumalı,kendilerinin kurduğu hayatın baş rolüne onu almalıydı.
Elmacık kemiğinin hemen üstüne düşen yağmur tanesine rağmen yürümeye devam etti.
Bir şeyler elde etmeliydi.O polis hakkında bir şeyler bulmalı ve bulduklarını en iyi şekilde değerlendirmeliydi. O şerefsizlere hak ettikleri yere götürmeliydi.Hapishaneye!
Kendisi için,Duru için..
Duru ismi aklından geçtiği an istemsizce içinde bir kargaşanın olmasına neden oldu. Bu kızı neden bu kadar benimsemişti bilmiyordu. Öyle ki; Her an onun yanında olup kokusunu ciğerlerinin en ucra köşesine kadar yollamak istiyordu,o farklıydı. Onun ilk gördüğü andan beri ona farklı geliyordu. Onun yanındayken zaman Ateş'e inat daha da hızlı geçiyordu sanki.İnsan karşısında olan birisini özleyebilir miydi? Gözlerinin içine baktığı kızı,hemen yanı başında olmasına rağmen özlüyodu Ateş. Ona delice sarılmayı istemek,delilik değil bir tutkuydu.Fazlaca istemek. Bunun neresi delilik olabilirdi ki ?
Kollarının arasında yerini almış olacak olan o kız oksijen görevi görecekti.Bir oksijen kadar değerli olacaktı.Nefesini,nefesinden alacaktı Ateş.Boynunun yumuşaklığı aklına geldi,hemen ardından ise dudaklarının altında atan nabzı gelmiş ve yüzünde ki mimikler oynamaya başlamıştı. Gözleri kısılıp,dudakları yukarı kıvrılmış olan Ateş,Duru'nun boynunu düşündü. Boynu tapılması gereken canlı bir bedenin,teniydi. Ona dokunmak istiyordu. Ona usulca dokunarak,kalbinin ritmini bozmak hoşuna gidiyordu.Öyle ki;Genç kıza her yaklaştığında kitlenip kaldığını ve bir şey yapmadığını görmüştü. Evet bir kaç kez kötü şeyler yaşamıştı ama onun boynuna yaklaşıp defalarca kez kokusunu soluma fırsatı yaşamıştı. O an,kızın göğüs kafesinin hızla inip kalktığına şahit olmuş ve kızın heyecanlanması onu mutlu etmişti.
Kızı araştırdığında Atahan'ların kızı olduğunu gördüğünde çok şaşırmış fakat bunu hemen kıza söylememişti.O gün iş yerinde 4.günün sonuna gelindiğinde Mert ile yapılmış olan kavga ile onu şirketten uzaklaştımıştı.Söylemek istemezken dayanamamış ve sonunda patlamıştı.
Ne zaman babasının gömüldüğü gün,hayatını onun önüne sermişti o zaman her şeyin değişeceğini anlamıştı.
Peş peşe yüzüne çarpan yağmur damlalarına küfürler savururken bu işin sonunda ne olacağını sonra düşünmeye karar vermiş olan adam,arabasına doğru ilerledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuşkularla Dans #wattys2018
Teen Fiction"Sen?" bir soru dökülürken aslında tanıdığını belli ediyordu. "Ta kendisiyim." diyen adam elinde ki kabloyu kızın çıplak kollarına değdirdi. Saç diplerinden başlayıp parmak uçlarına kadar içinden geçen akım onu titretirken ,vücudunda hissettiği acı...