11.Bölüm-Şüphelerin geçmişi

334 125 177
                                    

Mutimedya: . Bu güzel kapak için @golgemsii ye teşekkür ederim.♥

Bölüm şarkısı: Zakkum-Ben ne yangınlar gördüm.

(Duru)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Duru)

Fazla uzatmadan keyifli okumalar diliyorum ,seviliyorsunuz. ♥

♥♥♥♣

"Ben sana basit bir yangından bahsetmiyorum ben sana yangınımızla etrafı yakmayı vaadediyorum.''

Genç kız burnuna gelen koku ile gözlerini yavaş yavaş açarken bedeninde hissettiği yorgunluğa anlam veremiyordu. Yatağında uyuya kalmıştı fakat aldığı bu zehirli koku onu uykusundan uyandırmıştı. Gözlerini zar zor açmaya çalışırken soluduğu bu iğrenç koku yüzünden bir kaç kere öksürdü. Öksürükleri hassas boğazını tahriş edecek güçteyken gözleri usul usul aralanıyordu. Mavi irislerinin görüş alanına giren yangın görüntüsü ile gözlerini hızla açtı. Yatak odasındaydı evet ama etrafı saran duman, dolabının alev almasından kaynaklıydı. Ne yapacağını bilemeden kalkmaya çalıştı yattığı yerden fakat uyguladığı onca güce rağmen kılını dahi kıpırdatamıyordu.

Bir kaç kere kuvvetli bir şekilde öksürdükten sonra "İmdat!" diyerek bağırdı ama sesi çıkmıyordu.
Gözlerinin dolduğunu hissediyordu. Sızlıyordu! İrisleri dumanın etkisinde kaldıkça bir sızı ortaya çıkartıyordu. Halısının yangına 'Merhaba!' Dediğini gördüğü an bir kez daha bağırmaya çalıştı.

"Yardım edin!"

Ateş gittikçe yükseliyordu.Lanet olası vücudu felç geçirmişcesine hareket dahi edemezken ne yapacağını bulmaya çalışıyordu. Zar zor kaldırmayı başarmış olduğu kafası,yanmış dolap kapağının yere düştüğünde çıkartmış olduğu sesten korkup tekrar yatağa düşerken bir umut yine bağırdı.
"İmdat! Savaş,yardım et bana!"

Yanaklarından akan gözyaşları yastığını döverken ateşin sıçramış olduğu yatak ucuyla bir çığlık koyverdi.
"Hayır,Hayır!"
İlk başta bir inilti diyebilecek kadar güçsüz çıkan sesi yaşamak için verdiği mücadelenin etkisi ile bir kükreyişi anımsatmıştı.

"Yardım edin!"

Bedenini bir kez daha kıpırdatmaya çalışıyor fakat başaramadıkça gözyaşları akın akın yanaklarına geliyordu. Ölmek için daha gençti. Kafasında onlarca düşünce varken,anne babasının edebi mutluluğa yollayamamışken ölemezdi.

"Hayır!"

Her bağırdığında boğazına akın eden toz bulutları onu bir kez daha öksürtürken,derin bir şekilde yutkundu. Başı dönüyordu. Koku ciğerlerine her ulaştığında biraz daha kızı mayıştırırken bedenini hareket etmek için olağanüstü bir güç uyguluyordu.
"Ölemem,hayır!"

Kendi kendine sunduğu bu cümle kendisine, güç olarak dönmesini istese bile gözleri çarşafını çoktan sarmış olan yangındaydı. Kendisine ulaşılmasına bilimler kalmışken sıcaklığı hissediyordu. Yanacaktı! Ölecek! Ve sonsuzluğa gömülecek!
Yanaklarından akan gözyaşları onu daha da yıkarken yalnızlığına bir kez daha lanet etti. Böyle mi bitecekti bu hayatı ? Yanarak mı? Ölmekten korkmuyordu,ölme şeklinden korkuyordu. Davası bitmemişti. Daha savaşmalıyken ateş bedenini sardığında hayata gözlerini yumacaktı.
Hayır,hayır! Biri kurtarmalıydı onu. Her şeye yaklaşılmışken böyle ölemezdi. Gözleri yangını bulurken bir kez daha öksürdü. Şakaklarından damlayan ter damlacıklarının bu ateşi söndürmesini istedi. Bir mucize olmalıydı.
Derin bir kaç öksürüğün arkasından gözlerini sıkıca kapattı.

Kuşkularla Dans #wattys2018 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin