Uyandığımda evde annemin olmadığını fark etmem canımı sıkmıştı. Akşam olanlardan sonra bütün gece odadan çıkmamış arada bir gelen ağlama seslerinin dışında seslenmelerime karşılık alamamıştım. Sabah erken kalkmış olmama rağmen annem benden önce davranıp, tahminim gün ağarmadan çıkmıştı. Peki ama nereye gitmişti o saatte?Odama çıkıp telefonumu aldıktan sonra mutfağa indim. Sandalyeye oturup bir süre telefonun ekranına boş boş baktıktan sonra Beren'i aramaya karar verdim.
Uzun uzun çalmasına rağmen cevap veren olmadı. Mesaj atma fikri geldi çok geçmeden aklıma.
Beren, acil konuşmamız gerek. Annem bütün gece ağladı. Kendini odaya kapattı. Dün akşam neler oldu öyle? Annem ve sen ne konuşmuş olabilirsiniz? Düşünmekten kafayı yemek üzereyim. Hemen buluşmalıyız.
Mesajı attıktan sonra bir kaç dakika olduğum yerde bekledim. O sırada kapı zili çaldı.
Yerimden fırlayıp kapıya koştum. Delikten bakmayı düşünmeden aniden açtım kapıyı.
"Beren?"
"Dün akşam bir anda çıktım Eylül. Özür dilerim ama öyle yapmalıydım." dedi gözlerini devirerek.
"Ne demek yapmalıydım? Neler olduğunu artık anlatacak mısın?"
"Hayır ben anlatmayacağım. Seni bir yere götüreceğim. Hazırlan hemen!"
"İyi peki öyle olsun." diyerek üstüme bir şeyler almak için yukarı çıktım. Hızla aşağı inip arabaya atladığımız gibi yola koyulduk.
Yol boyunca bir kaç benzer soru sordum ama cevapları da bir o kadar benzer olduğu için susmayı tercih ettim. Sonrasında hiç konuşmadan Eylül'ün evine geldik.
Beren önde, ben arkada eve doğru yavaşça yürüdük. Kapıyı, ton ton Şebi açtı ama bu sefer yüzünde o tatlı ve sevecen gülümseme yoktu.
"Sen otur şöyle Eylül. Ben birazdan geleceğim." dedi ve salondan ayrıldı. Beren.
Dirseklerimi dizlerimin üzerine koyup ellerimi yanaklarıma yerleştirdim. Fazlasıyla sıkılmış durumdaydım. Her ne oluyorsa bir an önce bilmek, bu saçma sapan durumdan kurtulmak istiyordum. Bir kaç dakika sonra Beren geldi ve eliyle salonun kapısını işaret etti."Burdan gidelim."
Ayağa kalkıp onu takip ettim.
"Bu olanlar çok saçma Beren. Ne oluyorsa anlat artık. Sıkıldım."
"Biraz daha sabret. Az kaldı öğreneceksin. Ayrıca benim durumum seninkinden çok daha zor. Biraz anlayışlı ol."
"Ne anlayışı ya? Şu halime bakıyor musun sen? Ordan oraya, sebebini bilmediğim bir durumdan dolayı sürükleniyorum. Kafamda milyonlarca soru, annem bir taraftan ne durumda haberim yok. Yani ne anlayışından bahsediyorsun?"
Gerçek manada öfkeden deliye dönmüştüm. Cümlem bitmek üzereyken ayağım basamağın birine takıldı ve Beren'in yardımıyla toparlandım.
"Teşekkür ederim."dedim ve çıkmaya devam ettim.
"Rica ederim Eylül. Bak sakin ol tamam mı?"
Merdivenin diğer ucu uzun bir koridora açılıyordu. Koridor boyunca yürüyerek koridorun sonuna kadar geldik. En sondaki odanın kapısının önüne geldiğimizde biraz durup birbirimize baktık.
"Kim var burda?"dedim elimle odayı göstererek.
"Bu odada babam yatıyor. Çok hasta ve doktorlar öleceğini söylüyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLEJLİ
Teen FictionAdım Eylül. Herkes gibi sıradan bir hayatım varken bir sınavla adrenalinin bana göre dibine vurduğumu düşünüyorum. Çünkü gerçekten çok sakin bir hayata sahiptim kolej hayatımdan önce. Ve bunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Anlatmak anlatırken bazen g...