Aylar sonra...Okulun bitmesine çok az kalmıştı. Aylardır sadece yoğun bir şekilde ders çalışıyor ve kütüphane laboratuvar arasında mekik döküyordum. Projemi tamamlamış yarışmaya göndermiştim. Evet hayallerim ve ideallerim çok büyüktü. Aşk beni gerçek hayattan koparmamalıydı. Mantığımı duygularıma patron yaptıktan sonra geriye olacakları izlemek kalıyordu.
Üniversite sınavına girmeme bir kaç hafta kalmıştı. Yoğun bir çalışmanın ardından sınavda iyi bir performans göstermek emeklerim karşılığındaki ödülüm olmalıydı.
Havalar ısınmaya başlamış bahar yerini sıcak güneşin kollarına bırakmaya başlamıştı. Beren bir kaç ayda kendini ancak toparlayabilmişti. O geceden sonra bu konu hakkında hiç konuşmadık. Sanki Burak gelip bana o gece bir şeyler anlatmamış gibi her şey olağan haliyle devam ediyordu.
O günden sonra Ali ile arama mesafe koymam gerektiğini düşündüm ve nasıl yapacağını bilmezcesine zoraki hem arkadaşımız hem de değilmiş gibi davranmaya çalıştım. Bu mesafe onu rahatsız ediyor olacak ki bir gün gelip bana açık açık sordu. "Senin benimle ilgili bir sorunun mu var?"
Böyle bir soruyu beklemiyordum şaşkın halde kaşlarımı kaldırdım.
"Ne sorunu ?"
"Onu sen söyleyeceksin. Haftalardır soğuk davranıyorsun. Beren de öyle. Neler olduğunu anlatır mısın?"Derin bir nefes alıp gözlerimi etrafta gezdirdim. Ali'nin gözleri hariç her yere bakmaya çalıştım. Ne diyebilirdim ki! Burak bana bir şeyler anlattı. Beren de bunları öğrenmek zorunda kaldı. Beren duyduklarına çok üzüldü ve dolayısıyla ben de çok fazla üzüldüm çünkü Beren seni, ben ise Burak'ı seviyorum. Burda yanlış olan bir şeyler mi var deseydim acaba!
O günden sonra Burak'la bakışmaktan öteye gidememiştik. Evet ben onu seviyordum. Başlarda sadece hoşlanıyorken, hoşlanma, zamanla yerini ağır duygulara bıraktı. Onu gördüğümde nefesim kesiliyor, vücudumda hareketlenmeler oluyordu, ki buna kelebekler de diyorlar, anladım ki bir süre sonra, her an onu düşünerek geçirdiğim bitmek bilmeyen günler içinde, yarın olsa da onu sadece bir kez görebilsem dediğim koca bir kaç ay süresince evet aşık olmuştum. Bakışlarımı ondan saklamıyordum. Çünkü ona bakmak onu her saniyesini kaçırmayarak görmek istiyordum. Beren'in mutsuzluğu kısa sürdü. Ali'den hiç bahsetmiyordu. Sanki unutmuş gibiydi. Sürekli elinde telefon bir şeylerle meşgul oluyordu. Önceden her şeyi bana anlatırken artık sadece şakalaşıyordu. Ciddi hiçbir mevzu da benimle konuşmuyordu. Üzüntüsünün bu kadar kısa zamanda bitmesi beni şaşırttı. Evet üzülmesini istemiyordum ama bu kadar çabuk unutması normal değildi. Önceden elindeki telefon yerine benimle dertleşirken şimdi sadece o telefonla vakit geçiriyordu. Onun dışında bensiz, benden uzak dışarda başka arkadaşlarıyla vakit geçiriyordu.
Ona biraz daha vakit vermeliyim derken aylar geçti.
Okulun son günü geldi çattı. Burak merdivenlerin aşağısında elinde bir külah dondurmayla bekliyordu. Bir yandan etrafı izliyor bir yandan dondurmasını yalıyordu.
Ben de Beren'i bekliyordum. Bir kaç saat işim var diyerek beni okula bıraktıktan sonra bir yerlere gitti. Ben gölgede merdivenin kenarına yaslanmış beklerken Burak güneşin altında her an gidecekmiş gibi duruyordu.
Son gün dedim kendi kendime.
Ve yanına gitmeye karar verdim. Adımlarımı o yöne çevirip aylardır tek kelime etmediğim adamın yanına gidiyordum. Kafamın içinden geçirdim ne konuşacağımı. Karar vermiştim son gündü ve belki onu bir daha göremeyecektim.
"Selam Burak."
Başını bana doğru çevirdi külahın etrafına yayılan sıcaktan erimiş kakaolu dondurmasından yalarken.Şaşkındı. "Selam" Gözleri kocaman açılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOLEJLİ
Teen FictionAdım Eylül. Herkes gibi sıradan bir hayatım varken bir sınavla adrenalinin bana göre dibine vurduğumu düşünüyorum. Çünkü gerçekten çok sakin bir hayata sahiptim kolej hayatımdan önce. Ve bunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Anlatmak anlatırken bazen g...