take me down to the fighting end

93 12 11
                                    

Dudaklarında huzur buluyordum.

Yıllardır onun dudaklarına susamış gibi içiyordum onları.Yanından tek bir saniye bile ayrılmama izin yoktu,bu beni dünyanın en mutlu insanı yapsa da,biliyordum ki bu çıkışın bir inişi de vardı.

Mathilda ölmeden mutlu olamazdık.

Benden yıllarca küçüktü,ondan çekinmem komediydi belki de.Ama katilim olmak üzereydi ve tehlikeliydi.

Korkunç derecede tehlikeli.

Karşımdaki koltukta kucağında laptopla ilgilenen sevgilime baktım.Onu sevgilim olarak düşünmek bile beni yeterince heyecanlandırıyordu,o bir şeylerle ilgilenirken onu izlemek en sevdiğim filmdi.

"Bence David'le konuşmalıyız," dedim birden Oliver'a.Laptop'tan başını kaldırdı ve iki saniye gözlerimi inceledi,ciddi olup olmadığımı tarttı kendi içinde.

"Özledin mi?" dedi ve başını alaycı bir şekilde iki yana sallayıp laptop'a geri döndü.Hala kendine yediremiyordu anlaşılan.

"Bunun mümkün olmadığını biliyorsun.İşimizi daha çabuk bitirirdik-"

"İşimiz diye bir şey yok." dedi kesin bir ses tonuyla,kafasını ekrandan kaldırıp bana ciddi bir şekilde bakarken."Tek başıma halledeceğim."

"Tek başına olmanı istemiyorum."

İstemsizce gülümsedi ve laptop'u koltuğa koydu.

"Onlarca insanı tek başıma katlettim,Mia.Bunu da halledebilirim."

"Halledemeyeceğini söylemiştin."

Kaşlarını çattı ve kafasını yana eğdi."Tam olarak ne zaman?"

"Hatırlamadığını biliyordum." dedim ve telefonumu elime aldım.Bir şeylerle oyalanmış görünebilmekti amacım.

"Ne zaman böyle bir şey-"

"Sana o gece seni sevdiğimi söylemiştim." dedim bir çırpıda."Ama çok sarhoştun.Seni yargılamıyorum."

Laptopu yanına koydu ve koltuğumun dibindeki sehpaya oturdu,tam karşımdaydı gözleri.Telefonu kilitleyip yanıma koydum ve gözlerine kenetlendim.

Ah,bu gözler bana enerji veriyordu sanki.Seratonin salgılıyordu vücudum onları görünce,kalp atışım üçe hatta dörde katlanıyordu..

"Hatırlıyorum." dedi usulca,ses tonu beni ürkütmek istemezcesine sakindi."Fakat bir rüya olarak."

Elimi tuttu ve küçük dudaklarına götürdü.Usulca öptü elimin üstünü,sonra yüzüme döndü ve yaramı okşadı.Yaram hissizdi,fakat o dokununca yanıyordu sanki.

"Duyduğum en güzel cümlelerdi,ancak bir rüya olabilir diye düşünmüştüm."

"Gerçekti."

"Artık biliyorum."

Yüzüme yakınlaştı ve dudaklarımla buluşturdu kendininkileri.Elimi ensesindeki saçlara götürdüm,hep sevmiştim saçlarını.Lisede kısayken bile dokunmak için bahane arardım onlara.

Oliver bana karşı hep nazikti,şimdi olduğu gibi.Öperken,severken,dokunurken...hep ben kırılganmışım gibi dikkatliydi.Saçlarını bıraktım ve ondan uzaklaştım.

"Ben de bu işin içindeyim,ne dersen de."

"Mia..."Sinirli bir şekilde zikretmişti ismimi.Bu güzel anı mahvetmiş olmama mı kızıyor olmalıydı.

"Hayır.Bana kızamazsın.Senden uzaklaşmamı bekleme.Ya beraber halledeceğiz,ya da beraber."

Oliver cebine attı elini.Küçük bir şırınga çıkarttı ve bana gösterdi.

"Bunu kullanmaya zorlama beni."

Saçlarımı boynumdan çektim ve boynumu ona döndüm.

"İstediğini yap." dedim ve gözlerimi yumdum,biliyordum ki bir şey yapacak değildi,beni incitmezdi.

"Daha önce yapmıştım." dedi Oliver,iğneyi yerine koyarken.Dudaklarını açtığım boynuma değdirdiğinde içim ürperdi.

"Sinirden kendimi yaralıyordum,beni durdurabilmek içindi."Yapmacık bir şekilde gülümsedim ve tekrar ona döndüm.Dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum ve,"İkimize de bir şey olmayacak.Söz veriyorum."

"Bunun nasıl bir şey olduğunu bilmiyorsun Mia." Başını iki yana salladı."Seni hastane yatağında gören bendim.Seni acı içinde bırakan da."

"Hayır-"

"Benim yüzümden oldu Mia.Yüzünü bu hale getiren benim."

"Değilsin,Oliver,defalarca söyledim!"

Başını öne eğdi ve şakaklarını sıktı.

"Nereden bilebilirdik ki.O kevaşenin küçük bir kardeşi olduğunu,olsa bile psikopatın teki olduğunu nereden bilecektin?Tamam,bunları biliyordun diyelim.Benim iş yerimi bulup geleceğini nereden bilecektin?Şu konuda kendini suçlama artık."

"Benden bunu neden istiyorsun?Bana güvenmiyor musun?" dedi sonunda başını kaldırıp."Sence tek başıma halledemeyecek kadar güçsüz müyüm?"

"Ne?Hayır!"

"David'le tekrar karşılaşabilmek için bir bahane mi arıyorsun?"

"Tekrar yapıyorsun,Oliver.Söylediklerine dikkat et."

Yerinden kalkıp gezindi ve bana dönüp ifadesiz bir yüzle baktı gözlerime.Yine aynı şekilde kavga etmek istemiyordum.Alttan alacaktım,yeteri kadar gergindik ikimiz de.

Ona doğru birkaç adım attım ve bedenimi onunkine yasladım.Kollarımı göğsüne koydum ve dudaklarına uzandım.Küçük bir öpücük kondurdum ve gözlerine baktım.

"Seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun.Sakinleşince tekrar konuşalım,olur mu?"

Ondan uzaklaştım ve evinden çıktım.

Anahtarımı çantanın dibinde buldum ve deliğe sokup çevirdim.

Kapı kilitli değildi.

Halbuki kilitlediğime emindim.Hem de oldukça.Defalarca kontrol etmiştim,hem üstü hem de altı kilitlemiştim.

Oliver'ı aramalı mıydım?

Hayır,daha yeni onu kendine bırakmıştım.Şimdi tekrar rahatsız edemezdim onu.

Temkinli bir şekilde içeri bir adım attım.Kafamı kaldırdığımda göz göze geldik,aylardır kaçtığım o iğrenç yaratıkla.

Karşımdaydı.Buzdolabımdan aldığı limonatayı kafasına dikmiş,elindeki şişeyi inceliyordu.

"Bunu sen mi yaptın,Mia?Oldukça lezzetli.Tadına bayıldım." Başını onaylarcasına sallıyordu bir yandan da.

"Burada ne işin var?" diye sordum titrek bir sesle.Yaralarım sızlıyordu yüzüne bakarken.İçim acıyordu.

"Tekrar geleceğimi söylemiştim.Ah,yoksa söylememiş miydim?"

Şişeyi masaya koydu ve bana doğru birkaç adım attı.

"Bir kedi besliyormuşsun.Şanslı.Kapıyı açtığımda kaçmasaydı onu da senin gideceğin yere gönderecektim."

Arkamı hızla döndüm ve var gücümle koşmaya başladım.Sokağa çıktığımda cebimde olduğu için şanslı olduğum telefonuma uzandım ve ekrana bakmaya çalıştım.Koşarken arama yapmak oldukça zor olacaktı.

Adrenalin seviyem zirvedeydi,kendimi asla bu kadar hızlı koşarken görmemiştim.Aslında bu kadar hızlı koşabileceğimi bilmiyordum bile.

Arkama bir göz attım.

Beni kovalamıyordu.Arkamda tek bir insan bile yoktu.

Bacaklarım yavaşladı,nefeslerim düzensizdi.Etrafıma bakındım ve tamamen durup sağa sola bakındım.

Neler oluyordu?

Dear MiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin