Ch 29 - Promiscuous

3.6K 342 146
                                    



Yazar: exobubz

Çeviri: SeKaism


Baekhyun'un canını sıkan şeylerden birisi ne kadar denerse denesin Chanyeol'ün arabanın anahtarlarını nereye sakladığını bulamamasıydı. Gerçekten zorunda kalsa arabayı anahtarsız çalıştırabileceğini biliyordu fakat bunun için çok fazla çaba gerekiyordu ki bu Baekhyun'un yapmaya hevesli olmadığı bir şeydi. Kabloları kesip bağlamak yerine anahtarlarını yasal olarak kullanmak daha kolaydı.

Zihninde, hayatın her şekli akıllıcaydı. Son çare olarak Baekhyun Nugget'ı çağırdı ve anahtarları bulmasını istedi küçük yavru köpekten. Nugget hızlı hızlı dolandı ve Baekhyun küçük köpeğin küçük bedeninin bilinmedik bir yerlere paytak paytak yürümesini izlerken elinde olmadan biraz umutlandı. Ama tüm olasılıklara karşı, Nugget beş dakika içinde ağzından sarkan anahtarlarla geri gelmiş, Baekhyun'u şaşırtmış ve Nugget'a bir bisküvi kazandırmıştı.

Baekhyun aynaya bakarken kendi yansımasına başını dikti. Yanlış olanı anlamaya çalıştı ve saçındaki hatayı gördüğünde hızlıca düzeltti. Parmaklarını vücuduna oturan kotunun üzerine koydu, biraz daha yukarıya çekti, mükemmelce oturduğundan ve uyluklarının güzel gözüktüğünden emin oldu. Sonra koyu ceketini düzeltmeden önce gömleğinin yakasını düzeltti.

Odasından çıktığında sessizce yapmalıydı. Siyah SUV'ın anahtarlarını elinde sıkıcı tutarken koridora çıktı ve başını salona uzattı. Etrafa baktı ve düdüklü tencerenin altının açık olmasına rağmen kimsenin olmadığını gördü. Arka kapıya göz atan Baekhyun, Sehun ayaklarının hamaktan sallandırırken Kyungsoo'yu Kai ile görmüştü.

Tam arkasını dönüp gitmek üzereyken evin telefonu çaldı, evin içindeki sessizliği bozdu. Baekhyun iç çekti ve telefonu almak için arkasını dönerken yüzünü buruşturdu. Bir an tereddüt etti, Chanyeol olabileceğini düşündü ama sonra önemli olmadığını fark etti. Telefonu hep kapatabilirdi.

Diğer hattaki kişiyi selamlayamadan bile önce, çoktan "Merhaba" ve "Chanyeol?" ile bombardıman altında kalmıştı bile. Sesi tanıyan Baekhyun tezgaha yaslanırken parmaklarıyla kenarına hafifçe vurmuştu.

"Merhaba, Kris." Diğer hattaki sesleri duymayı kestikten sonra cıvıldadı. "Chanyeol burada yok."

Bir süre ses gelmemişti ki Baekhyun Kris'in doğru numarayı mı aradım diye telefona baktığını tahmin ediyordu. "Oh, anlıyorum. Hey." Dedi Kris, ses tonunu değiştirdi.

Kris Chanyeol olsaydı ve ilgili olan Baekhyun olsaydı, telefon üzerinden seksi olma çabasına sırıtırdı ama Baekhyun sırıtmamıştı. Evden çıkmalıydı ve bunu yapmasını Kris engelliyordu.

"Bir şeye mi ihtiyacın var?" diye sordu Baekhyun, Chanyeol'ün arkadaşına ve iş ortağına nazik davranmaya çalıştı.

"Birkaç kağıt için Chanyeol'ü arıyordum aslında ama açan sen olduğun için—"

"—Aslında gitmek üzereydim ben de." Baekhyun hızlıca araya daldı, sohbetin uzamasından kaçmaya çalıştı.

"Oh. Çok kötü. Belki sonra deneyip hizmetini kazanabilirim." Kris mırıldandı. "Her neyse, Chanyeol şimdi nerede?"

"Ailesini ziyaret edeceğini söyledi."

"Ailesini mi?" Kris tekrarladı. "Neden?"

"Bilmiyorum." Baekhyun mırıldandı. "Cep telefonunu aramaya çalış çünkü gitmem gerek."

Not IntendedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin