Sana çok güzel olduğunu haykırmak isterdim Ross
Ve şu anda en büyük dileğim benden kaçmaman olurdu
1 hafta boyu sapık gibi seni takip ettim ve beni gördüğün her yerde kaçtın.
Hiç huyum olmamasına rağmen en çok uğradığın parka gittim her gün,sen 1 dakika görebilmek uğruna gün boyu bekledim o parkta,her seferinde kaçtın hatta parka gelmeyi dahi kestin.
İçimde müthiş bir ağlama isteği vardı,defteri okuduğum ana lanet ediyordum ama malesef ki pişman değildim.
Bunu daha fazla kaldıramayacağını farkedince cesaret toplayıp seninle görüşme kararı aldım,belki bana bağırıp,küfredecektin hatta kovacaktın ama bunu umursayamayacak kadar seni görmeye ihtiyacım vardı.Hazırlandım ve en yeni kıyafetlerimden birini giyip (yeni olması önemli değildi,sonuçta hiçbir şekilde senin kadar hoş olamayacaktım) evine doğru adımlamaya başladım
Her adımda kalp atışımın hızlandığını hissediyordum hatta yolu yarılamışken geri dönme fikri müthiş bir şekilde cazip geliyordu ama sana gerçekten ihtiyacım vardı ve ben bu ihtiyaç ile baş edemiyordum.Yüzüme bakmamanı bir noktaya kadar kaldırabilirdim ama benden kaçman dayanılmazdı.
Düşüncelerimde boğulacağımı düşünürken (ki bu düşüncelerden güzel şarkı sözü çıkardı) kapına varmıştım bile,artık geri dönmek için çok geçti.
Elimi tereddütle kapı tokmağına uzattım ve kapı düşündüğümden daha hızlı açıldı,karşıma çıkan emo saçların arasından mavi gözleri görünce Spencer olduğunu anladım ve şaşkınlığını gizleyemedim,burada ne işi vardı ki?
"Hey,selam Brendon"
"Merhaba.Spencer burada ne işin var?"
Yaptığım biraz densizce olabilirdi ama kendimi engelleyemedim,karşılık olarak "esas senin ne işin var" diyeceğini tahmin ederken beni yanılttı
"Ryan ile beraber çalışıyorduk,gelsene"
Senden daha kibar olduğu şu götürmez bir gerçekti
İçeri girdiğimde üstündeki kovboya benzer kıyafetleri (açıkçası bu tarzın adını bilmiyordum) ile gitar çalan haline bakışlarımı yönelttim,geri dönüşün ilk başta üzerimi incelemek (bu esnada utandığımı itiraf etmeliyim) sonrasında rahatsız olduğunu belirtircesine yerinde kıpırdanmak oldu
"Ne işin var?"
Aksanını bile özlemişim
"Seninle konuşmam gerek"
Boş ve şaşkın bir bakış attın,ben normalde seninle konuşamazdım ki dilim dolanırdı,sözcükleri birbirine karıştırırdım
"Ne söyleyeceksen çabuk söyle,şu an zaman harcayamam"
Diyaloğumuzun üzerine Spencer hiçbir şey söylemeden odandan çıktı,şu an ona tüm kalbimle teşekkür ediyordum
"Özür dilerim Ryan,yaptığım yanlıştı"
"Evet,yanlıştı"
"Özür dilerim"
"Tamam"
Tek dediğinin bu olması üzücüydü.En azından "affettim" gibi bir cümle kurmasını dilerdim,diyaloğumuzun saçmalığına değinmiyorum bile
Başını gitar tellerine döndürdün ve dikkatini benden uzaklaştırdın,aramızda geçen uzun bir sessizliğin ardından Spencer odaya girdi
Spencer'ı okuldan tanıyordum,yan sınıfta okuyordu,çocukluktan oyun arkadaşımdı ve karşılaştığımızda konuşurduk.Cana yakın,sevecen biriydi ve bana hep iyi davranmıştı.İkiniz iyi anlaşırdınız ve arkadaş olduğumuzu çok küçükken anlamıştı.
Bakışlarım parmaklarını takip ederken,çaldığın parçadaki bir noktayı sürekli yanlış bastığını farkettim.Gözüm çok takılmıştı ve kendime hakim olamayarak karıştım
"3.parmağını bir üst tele yerleştirmen gerek"
Başını bana çevirdin ve bal rengi gözlerine bakabilme imkanı bulmanın tadını çıkardım.
Sertçe baktın ve hafifçe baş salladın,bakışlarına bakılırsa şimdi gitmemi söylecektin.
Tam ağzını aralamışken Spencer fırsat vermeden atıldı
"Gitar çalmayı biliyor musun?"
Yüzümü ona çevirdim
"Evet,biraz"
"Ryan,gitar çalmayı biliyormuş;gruba katılsa çok iyi olmaz mı?"
Orada imkanın olsa Spencer'ı bakışlarıyla delecektin,gözlerinde saf bir onaylamama durumu vardı.Dilinden çıkmayan "asla" kelimesini bakışlarıyla gayet iyi yansıtıyordun.
"Spencer,konuşmamız lazım"
Odanın uzak bir köşesine gittiniz ve bana sırtını döndün,karşılıklı durduğunuz için Spencer'ı takip edebiliyordum
Hızla konuşmaya başladın;hiçbir kelimeyi duymuyordum,sadece kulağıma homurtular ulaşıyordu
Spencer bana emin olmak istercesine bir bakış attı.Söz sırası ondaydı
Yaklaşık 3-4 dakika kadar bir süre tartıştınız,son sözü Spencer söyledi ve en sonunda mecburiyet belirtisiyle başını salladı.Yanıma geldiniz ve Spencer gülümseyerek konuşmaya başladı
"Madem gitar çalıyorsun,bunu değerlendirmek ister misin?"
Düşünce yetim resmen çalışmıyordu
"Efendim? Nasıl yani?"
"Bizimle beraber gitar çalmak ister miydin?"
Bakışlarında samimi bir parıltı vardı,ne olduğunu tam kavrayamama rağmen işin içinde senin olman zaten hangi cevabı vereceğimi açık ediyordu.
"Evet isterim"
Gülümsemesi mümkünmüş gibi daha da büyüdü ve cevapladı
"O zaman grubumuza hoşgeldin."
Ne olduğunun açıkçası hala bilincinde değildim ama güzel şeyler olacağını seziyordum
Tam bu anda bir anlık gülümsemeni yakaladım Ryan.Bir an o güzel dudakların yukarı kıvrıldı ve kalbimi tam o an eline teslim etmek istedim
Uykuya teslim olurken gece boyu o dudaklarının kıvrılışına ve bana bakarak gülümseme ihtimaline tutundum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hold Me Until I Die (Ryden) (+)
FanfictionÖlürsem lütfen güzel bir yere göm beni,arkamdan ağlamayacağını biliyorum.