Bugün biraz daha zor bir gün olacak.
Yaklaşık 3 hafta oldu ve kararımız kesinleşti.
Brent artık bizimle olmayacak.
Hiçbir sorumluluk almıyordu,konserlerde gerekli performansı gösteremiyordu,çalışmalara bile katılmıyordu,grubun geleceği umrunda değildi,yapması gereken sorumluluğu yerine getirmiyordu,onu bir bebek gibi çekmekten bıkmıştık.
Ama bu üzülmemi engellemiyordu.Sonuçta biz bir grup olmuştuk ve biri artık olmayacaktı.
Bu arada,en son öpüşmemizden beri hiçbir şeyi hatırlayamıyor gibi davranıyordum.Sen bu durumdan gayet memnundun.Her gece o sarışın kız arkadaşınlaydın.Her gece. Nefesim kesiliyordu Ryan,her gece kendimi berbat hissediyordum.
Aslında hatırlamıyor gibi davranmam bir işe yaramamıştı,o günden beri inanılmaz soğuktun bana.Binbir emekle yok etmeye çalıştığım o duvarlar yine karşıma çıkıp başarısız olduğumu belirtmişti,ben aslında sana karşı hiç başarılı olamamıştım Ryan.Beni millerce öteye ittin ve ben ne kadar dayanabileceğimi bilmiyorum.
Brent her zamanki gibi evde değildi.Üçümüz salonda oturmuş beklerken artık zamanı geldiğine karar verdik.Brent için son görevimizi yapmıştık,eşyalarını toplamış ve arkadaşının evine bırakmıştık.Açıklama yapma görevi Spencer'a aitti.Telefonu aldı ve Brent'i arayıp hoparlöre aldı.
"Brent,hey seninle bir şey konuşmam daha doğrusu konuşmamız gerek"
"Ne var? Bir grup çalışması falan mı? Beni davet edeceksen şu an müsait değilim."
"Hayır,sadece daha fazla bizimle devam edemeyeceğini söyleyecektim."
"Ne? Nasıl yani?"
"Sadece bu iş daha fazla yürümüyor,gerekli işleri yapmıyorsun,sorumluluk almıyorsun."
"Bu da ne demek oluyor,Ryan ve Brendon nerede?"
Biz hiçbir şey diyemiyorduk,Spencer kadar cesur ve düzgün değildik.Onun açıklama kabiliyeti daha yüksekti.Sen zaten Brent'e sinir olduğu için konuşmuyordun,bende ise cesaret yoktu.
"Onlar dâ istemiyor,artık seni istemiyoruz Brent"
"Bu resmen saçmalık! Hepiniz salaksınız! Kimi bulacaksınız ki? Hem eşyalarımı nasıl alacağım?"
"Yerine birini bulmak gerçekten zor değil Brent.Eşyalarını arkadaşına teslim ettik,eve gelmene gerek yok.Ayrıca kapının kilidi de değişti,o yüzden deneme bile."
"Gerçekten mi? Bunu yüzüme söylecek kadar cesaretiniz yok mu beyinsizler?"
"Brent,çocuklaşmaya gerek yok.Böyle olsun istemezdik,birazcık olsun uyarılarımıza kulak assaydın böyle olmazdı zaten.Artık resmi olarak grup üyesi değilsin.Artık bitti"
"Sizi de o saçma grubunuzu da istemiyorum! Hepiniz beyinsizsiniz! Hepinizden nefret ediyorum"
"Sana hayatta ve kariyerinde başarılar,hoşçakal"
Ve Spencer telefonu hızla kapattı,artık dayanılacak gibi değildi.
"Bitti çocuklar,artık o yok."
Ayağa kalktım ve odalarımızı birbirine bağlayan koridora oturdum.Evimiz 4 odalıydı ve biri artık boştu.Bakışlarımı Brent'in içi bomboş ve ruhsuz odasına diktim.
İçimde çok çok kötü bir his vardı ve bunun tek nedeni Brent'in gitmesi değildi
Spencer elini sırtıma attı
"Hey dostum kötü hissetme.Bak artık aramızda Jon var."
Jon,Pete'nin bizle tanıştırdığı çocuktu.Brent hakkındaki fikrimizi ilk anlattığımızda bizimle tanıştırmıştı ve bu güne kadar onunla çoktan kaynaşmıştık.Oldukça iyi bir çocuktu,problemsiz ve çalışkandı.Yeni bassist'imiz o olacaktı.Bizimle uyumluydu,bize karşı tavırları çok iyiydi ve şarkıları öğrenmişti o yüzden bir sıkıntı yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hold Me Until I Die (Ryden) (+)
FanfictionÖlürsem lütfen güzel bir yere göm beni,arkamdan ağlamayacağını biliyorum.