-i wouldn't change you-

298 42 124
                                    

Sabah gözlerini açtığımda ellerim dudaklarımın üzerindeydi

Hayır hayır,bu çok yanlıştı ama doğru hissettiriyordu klişesini kullanmayacağım

Doğru veya yanlış,ne olduğu umrumda bile değildi.Sadece,güzeldi işte.

Yatağımdan uyuşuk adımlarla kalkarken kendi kendime bir şarkı mırıldanıyordum ve dudaklarımda engelleyemediğim bir gülümseme vardı.

Kapı koluna tutunmuş halde odamdan çıkarken yine endişeler tarafından durduruldum; dün akşam sarhoştun,acaba yaptığın şeyi hatırlıyor muydun? Hatırlıyorsan ya bana kızarsan,pişman olursan?

Düşünceleri başımdan savmam imkansızdı lakin görmezden gelmeye çalışarak yüzümdeki gülümsemeyi canlı tuttum.

İçeri girdiğimde Spencer kahvaltı hazırlamıştı,iyi çocuk...

"Günaydın,Spencer! Masa mükemmel görünüyor"

"Teşekkürler dostum ama bunu o kadar kolay hazırladığımı söylemeyeceğim"

Kıkırdadım ve masadaki şeylerden bir kısmını ağzıma attım.

"Bugün oldukça neşelisin"

Anlamazdan gelerek sordum

"Öyle miyim?

"Evet öylesin ve bu güzel bir durum"

Kollarımı karnım üzerinde kavuşturmuş beklerken omzuna bir kol atıldı

"Hepinize günaydın"

Şişmiş gözlerin ve boğuk sesinle çok tatlı durduğunu söylememe gerek var mı?

Kolun üzerimdeyken yüzünü bana çevirdin ve göz kırptın.Gergince kollarımı daha da kendime sardım.

"Hey dün akşam ne oldu? Eve nasıl geldiğim hakkında hiçbir fikrim yok.Üçüncü biradan sonrasını hatırlamıyorum"

Sonuna eklediğin gülüş her ne kadar güzel olsa da bu,cümleni sempatik bir hale getirmemişti.

Biz öpüşmüştük ve sen bunu hatırlamıyordun

Bu düşüncenin üzüntüsü boğazıma bir yumru olarak takıldı.Sertçe yutkunmakta yetindim.

Yapabileceğim hiçbir şey yoktu,sen oldukça nettin.Eğer yaşadıklarımızı söylersen belki benden uzaklaşırdın ve ben bunu göze alamazdım,kaybetmeyi kabullenemezdim.

Eğer sen hatırlamıyorsan,ben de her saniyesini tüm berraklığıyla hatırladığım bu olayı hatırlamıyor gibi davranacaktım.

"Hiç,sadece biraz daha konuştuk ve sonra eve geldik"

"Güzel,bir ara yine böyle bir şey yapalım"

Kolunu üzerimden çektiğin an duymayacağın kadar kısık bir sesle mırıldandım

"Dilerim ki bir dahaki sefere sarhoş olmazsın Ryan"

Boş bakışlarla döndün

"Efendim?"

"Çok güzel olur diyorum Ryan,bir ara mutlaka yapalım"

Spencer bir ev annesi edasıyla hepimizi masaya davet etti,bol bol konuştuk ve Brent'in oburluğuna kızdık.Bugün rahattık çünkü konserimiz yoktu ve istediğimizi yapabilirdik.

Benim istediğim şey evde pineklemekti.

Kahvaltımızı tamamlayıp topladıktan sonra Spencer,burada edindiği "arkadaşlarıyla" buluşacağını söyledi.Açıkçası "arkadaşlarım" dediği bu gruba hiç güvenmiyorduk ama Spencer'a karışamazdık.

Hold Me Until I Die (Ryden) (+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin