-every since we met-

406 47 59
                                    

Annemin gözüne görünmemek adına dışarıda geçirdiğim bir günün daha ardından elimde kalemim ve şarkı defterim (ki bu defter günlüğümden bile özeldi) eve ilerledim.Kapının eşiğinde şık bir terlik ve umarsızca savrulmuş bir çift eski spor ayakkabı vardı.Kapıyı yavaşça aralayıp içeri girerken elimden geldiğince sessiz olmaya çalıştım.İçeriye girince kapı deliğinden salona hafifçe bir bakış attım (içerde görüşmek istemediğim bir misafir varsa sessizce odama çıkmayı planlıyordum) ve tam o anda ensemde bir fısıldama duydum

"Selam mormon."

Kalbim duracak gibi oldu,arkamı döndüğümde resmen donmuştum.Karşımda sen vardın.Hayal gördüğümü düşündüm,delirmiş olduğuma inanmak daha kolay geliyordu

"Ry-Ryan?"

Bana her zamanki gülümsemelerinden birini sununca boynuna atladım.Her zamanki gibi soğuk (neredeyse temas kurmamaya özen göstererek) bir karşılık verdin.Şu anda bu umrumda bile değildi,sadece şaşkındım.

"Buradasın,n-nasıl yani? Ne zaman geldiniz?"

Gözlerini devirdin

"Bunları anneme sor,ben odana çıkıyorum."

Çok heyecanlanmıştım,hemen bir atak geçirmem an meselesi iken içeriye girdim ve Danielle'ye sımsıkı sarıldım.

"Bayan Ross,sizi gördüğüme çok mutluyum.Ne zaman buraya geldiniz?"

Senin aksine o kibardı.Bana aynı içtenlikle sarıldı

"Bren,bu oldukça uzun bir mesele.Emin ol konuşmak için daha çok vaktimiz olacak.Odana çık ve Ryan orayı mahvetmeden önce onu durdur."

Sıcak gülümsemesine karşılık vererek odaya ilerledim.Oysa ikimizde biliyorduk,seni durdurmak imkansızdı.

Odamda eşyalarımı kurcalarken seni izledim. Hayatıma hatırlayamayacağım kadar küçükken dahil olmuştun.Soğuk bir çocuktun,ayrıca her daim benim ezik olduğumu düşündün.Küçükken de dışlanırdım,benimle arkadaş olmak herkes için küçük düşürücüydü.Birkaç tane olan arkadaşlarımdan biri,hatta en özeliydin.Beni pek sevmezdin,aslında farkındaydım ki sevmene rağmen sevmiyormuş gibi yapardın.Beni sevdiğini hepimiz düştüğümüzde kaldırmak için ilk bana koşmandan anlamıştım.Çok küçükken herkesten saklardın arkadaşlığımızı,lakin aşağılandığımda beni korurdun.Yaşımız biraz daha büyüyünce bu sefer benimle dalga geçmeye başladın.2 blok ötemizde oturuyordun.Sabahları beni herkesin içinde aşağılayıp akşamları benimle oyun oynamaya gelirdin.Benim için o kadar değerliydin ki özür dilediğin anda her şeyi unutabilirdim.10 yaşına kadar beraberdik ve en güzel anılarım seninleydi,benim için en güzel sendin.Şimdi 8 yıl geçmişti ve geri dönmüştün.

Bakışlarımı vücudundan çekemezken,odamı kurcalayan elin bir anda şarkı defterime gitti,siktir.

Hızla odaya daldım ve defteri elinden çektim

"Ne o,benden sakladığın bir şey mi var ezik?"

Evet,bana hakaret etmek komiğine giderdi,en sevdiğin hakaret ise "ezik"ti.

"H-hayır sadece saçma bir defter."

Kekelemem içimde kendime kafa atma isteği oluşturmuştu.

Cevap vermedin ve odamı kurcalamaya devam ettin.Konuyu dağıtmak için sordum

"LA nasıldı?"

Cevap yok

"Annen ile alışabildiniz mi?"

Oda tamamen sessiz

"Ne kadar süre buradasınız?

Umursamadın bile

"Yeni arkadaşlar edindin mi?"

Yine cevap vermemiştin,aslında bu soruya cevap vermemenden memnundum çünkü 'evet' cevabını almak kalbimi parçalardı.

"Hey?"

Israrcı tavrıma bıkkınlıkla karşılık verdin:

"Evet edindim Bren,çok güzel arkadaşlar edindim ve muhteşem sevgililerim oldu"

Başka nasıl bir cevap bekleyebilirdim ki? O,benim gibi 8 yıl boyunca arkadaşını özleyecek biri değildi.

Yatağın ucuna oturup vakit geçirmeni seyrettim.8 yıl boyu hiçbir şey yapmamıştım ama en azından neler yaptığımı sormanı dilerdim veya oturup eski anılardan konuşabilirdik.

Ama olmadı.Odanın tam karşısına asmış olduğum ayna ile yüzyüze geldiğimde kendimden iğrendim.Sen,8 yıl içinde mükemmel birine dönüşürken ben yüzüne bakılmayacak bir ergene dönmüştüm

Tüm gerçekçilikle düşündüğümde aslında yaşamak için hiçbir nedenim yoktu.Sadece sevilmenin ne olduğunu bir kez olsun tatmak istiyordum.1 kez.

Lakin ben sevilmeyecek biriydim,beni annem bile sevmiyordu.

Bakışlarım boşluğa dalarken sesin ile irkildim

"Ben gidiyorum"

Hiçbir şey diyemedim,diyemezdim

Sen her zaman giderdin.

Emindim ki geliş nedenin de ben değildim,muhtemelen annen zorlamıştı.

Gitmeden önce bana son bir bakış attın.Arkandan ilerleyip seni kapıdan geçirdim,dışarıya çıktın ve eski ayakkabılarını ayağına geçirirken mırıldandın

"Görüşürüz"

Ve ben gece boyu görüşme ihtimalimize tutundum.

Hold Me Until I Die (Ryden) (+)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin