Bize ne oluyor böyle çocuklar?
Neden böyle olduk?
Bizi bu konuma ne getirdi?
Aklımdaki sorular bitmiyor,Brent'in gittiği günden beri.Oysa işler güzel ilerliyor gibiydi.Jon ile grubumuz hareketlenmişti.Yeni bir albüm yapmanın eşiğindeydik,şarkılar hazırlayacaktık.
Ama bizlere bir şey oldu,biz artık eskisi gibi değiliz.
Neden böyle oldu?
Saat gece yarısını geçti, ben bu yatakta,evde ve zihnimde yapayalnızım.
Biz değiştik,aylar oldu ve biz değiştik.Hayatımız rutinler üzerine dönmeye başladı,her gün birbirinin aynısı ve ben aklımı kaçıracak gibiyim.
Spencer eve her zaman sarhoş geliyor.İstisnasız.Önünü göremeyene kadar alkol alıyor,evde olduğu kısıtlı zamanlarda bile içiyor.Bunu neden yaptığı hakkında bir fikrimiz yok,bizimle konuşmuyor bile.Alkolik olduğunu kabul etmiyor,gülümsemiyor,mutlu değil.Bu,bu çok acı verici,arkadaşımız gözlerimizin önünde yok oluyor.
Sen,sen ise kendi halindesin.Ünün getirdiği şımarıklık karşısında ezildin.Sansasyonun ve magazinlerin başrolü:Rock Starı Ryan Ross!
Kendine hakim olamıyordun. Şehirde gitmediğin bar,adının çıkmadığı kız kalmamıştı.Kalp kıran acımasız serseri imajı çiziyordun,belki de gerçekten öyleydin.
Her gece,her gece o lanet odandan inleme sesleri geliyor.O sarışın kız artık yanında değil,onu çoktan harcadın.Başka,bambaşka tanımadığımız kızlar var.Her gece farklı biri geliyor,her gece tanımlanamayan başka sesler...Hatta sadece kızlar değil,erkekler.Mesela tam şu an odanda bir erkek var ve ne yaptığını düşünmek bile istemiyorum.
Düşünmek istemiyorum Ryan,canım acıyor.Bu hayranları,ünü istemiyorum,sadece bana sarılmanı istiyorum.Sadece seni eskisi gibi omzumda hissetmek istiyorum.
Benden nefret ediyorsun değil mi? Gay olduğum veya seni sevdiğim için.
Çok özür dilerim,çok özür dilerim.
Ryan yalvarırım bir kez olsun yüzüme bak,yemin ederim ki aşkımı sonsuza dek içimde yaşayabilirim.
Sadece,yan odanda nefes aldığımı ve ağladığımı bilmeni istiyorum.
Sesler her zamanki gibi,yüksek ve güçlü.Kesik nefesler duvarıma çarpıyor.
Ben,ben ise her zamanki gibiyim.Antidepresanımın dozunu arttırdım.Aklımı kaybedene kadar uyuşmak istiyorum.
Her şey berbat,albüm falan kaydedemiyoruz.Konserlerden sonra Spencer içmeye ve sen sevişmeye gidiyorsunuz.Ben ise sadece oturup antidepresan kullanmaya devam ediyorum.
Her gece aynı durumu tekrar ediyorum.Sadece ağlıyorum.
Kendimden nefret ediyorum.Ben o becerdiğin çocuklar kadar bile değerli değil miyim? Ryan neden böyle oldu? Neden bir anda benden nefret etmeye başladın? Bu çok çirkin olduğum için mi? Sana kızamıyorum bile,beni bugüne kadar kimse sevmedi çünkü.Ben sevilmeyi hak etmiyorum ve sen bunu en güzel şekilde yüzüme vuruyorsun.
Saatler geçti,gün sabaha daha yakın.Spencer eve geldi ve 3 şişe daha viski alıp odasına geçti.Az önce odanda bulunan çocuğu evden kovdun.Bunu konuşma seslerinden anladım.Kaba ruhsuz.
Ağlamaktan vücudumdaki su bitmiş gibi hissediyordum,suya ihtiyacım vardı,odamdan çıktım ve mutfağa geldim,sen de mutfaktaydın ve o an ne yapacağımı bilemedim.Başımı yüzümü göremeyeceğin kadar eğdim.Kendimi sanki mümkünmüş gibi daha da berbat hissediyordum
Kalçanı mutfak tezgahına dayamıştın.Elindeki bardaktan suyunu içiyordun ve bardağı tezgaha bıraktın.Elimi bardağı almak için uzattım lakin alacak cesareti gösteremedim.Elim titredi ve o bardağı alamadım,belki kızarsın diye korktum Ryan.
Titrek elimi rafa uzattım ve bir bardak alıp doldurdum.Ben suyumu içmeye çalışırken sen mutfağı terketmedin.Başımı suyumu içmek için biraz kaldırdım,o an tam karşıma dikildin,uzun zaman sonra karşımdaydın ama ben sana bakacak kadar cesur değildim.
Dudaklarımı elimden geldiğince bardak üzerinde oyaladım fakat sabırla bekledin.En sonunda başımı kaldırmak zorunda kaldım.
Boyum senden kısa olduğu için boyun hizana denk geliyordum bu yüzden başımı kaldırdığımda gözüme çarpan ilk şey boynun oldu
Daha doğrusu boynunu boydan boya kaplayan morluklar.Varlığını haykıran,beyaz zarif boynunu mora çeviren o izler.
Daha doğrusu dilimizdeki gibi "aşk ısırıkları"
Gözlerim yine doldu,başımı yüzüne çevirdiğimde dudakların şişmişti,öpüşmekten.
Dolu gözlerimi gözlerine dikmeye çekindim,cesaret edemedim lakin bir an baktığımda yüzünde kocaman bir sırıtma vardı.
Tamamıyla alaycı,hiçbir içtenlik barındırmayan tiksinç bir sırıtma.Beni aşağıladığını ve ne kadar küçük gördüğünü gizleme gereği bile duymuyordun.
Beni basit ve rezil görüyordun,ağlak bir bebek ve beyin yoksunu bir depresif.
Tüm alaycılığını ortaya döken sırıtmanı biraz daha sergiledikten sonra bana sırtını döndün ve tek bir kelime etmeden mutfağı terkettin
Sen bana arkanı dönmüşken dikkatimi çeken sırtındı.Omzunun civarında ve sırtında çizikler vardı,kıpkırmızı ve derin...
Emin ol o çizikler ve morluklar senin canını benimki kadar acıtmamıştır.
Canım en derin noktadan acıdı Ryan.Kaç aydır ben seni doğru düzgün göremiyordum bile.Kendimden mümkünmüş gibi daha da tiksiniyordum.Benim şu 'gecelik' çocukların kadar değerim yoktu.
Yine odama gittim ve ağlamaya devam ettim.
Bu böyleydi Ryan,sen beni ağlatmayı seviyordun ben de sana muhtaç olduğum günden beri ağlamayı.
Elimi ağzıma bastırdım çünkü hıçkırıklarımı duymamalıydın,daha da acınası hale düşmemeliydim.
Elim titreyerek çekmeceme gitti.Uyku haplarına...
Hepsini,hepsini elime dökmek istedim.Durdurdum kendimi lakin kutudan 3 tane uyku hapı almayı eksik etmedim.
Üçünü de tek seferde ağzıma attım,uyumak istiyordum.8 yaşımıza dönünceye dek uyumak istiyordum.
Yatağımın ucuna otururken balkonda çıplak bedenini gördüm,eski koltukta oturmuş gökyüzünü izliyordun,ben ise seni.Buna ihtiyacım olduğunu farkettim.
Bilincim uykuya teslim olmaya başladı,şu anda bana huzur veren sen miydin yoksa bu küçük haplar mıydı bilmiyorum ama gözlerim kapanıp bedenim yatağım üzerine düşerken geve boyu beklemeye tutundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hold Me Until I Die (Ryden) (+)
FanfictionÖlürsem lütfen güzel bir yere göm beni,arkamdan ağlamayacağını biliyorum.