Ben gidiciyim,biri beni nefesimden tutuyor.Güçsüzüm,yenildim.
Gitmeme izin verme.
Gözlerimi alabildiğine boğucu hastane koridorunda açtım,bir kabustan uyanırcasına doğruldum.Panik halindeki tavırlarım ve sesli nefeslerim yanımda uyuyan Spencer'ın uyanmasını sağladı
"Brendon,uyandın"
"Gitmek istiyorum"
İlk cümlemin bu olması saçmaydı ama buradan çıkmam lazımdı.Boğuluyor gibi hissediyordum.Ölüme hiç olmadığı kadar yakınlaşmıştım dün gece.Aceleci tavrım Spencer'ı şaşırttı
"Brendon,çok ciddi bir atak geçirdin.Bugün müşade altında tutulacaksın."
Üzerimde duvarlarla uyumlu soluk mavi bir elbise vardı,kolumda serum.Spencer'ın cümlesi beni sinirlendirmişti ama bu iğrenç yerden kurtulmak istiyorsam dik başlılık yapmamalıydım.Yüzüme kocaman bir gülümseme kondurdum
"Haklısın tabi,dinlenmem lazım.Rica etsem bana su getirir misin?"
Bir anda gülümseyip olumlu bir moda geçmemi yadırgamıştı.Eli yanı başımda duran suya uzandı,bu yöntem işe yaramamıştı.
"Rica etsem,meyve suyu getirir misin?"
Bana şüpheli bir bakış attı
"Tamam ama sakın buradan ayrılma"
Onaylarcasına gülümseyip başımı salladım.Kapıdan çıktığı anda yataktan fırladım.Kıyafetlerim koltuğun üzerindeydi.Hızla onları kaptım ve giyindim,acele ediyordum çünkü her an gelebilirdi.Hızlı davrandığım için başım döndü.Ne yapmaya çalıştığımı ve neden hastaneden kaçtığımı kendim de bilmiyordum.Sadece bu ilaç ve hastalık kokan çürümüş yerden kurtulmak istiyordum
Hastaneleri sevmezdim,elimden geldiğince uzak dururdum.Küçükken annem beni bir dönem akıl hastanesine yatırmaya çalışmıştı.O zamandan beri hastanelerden nefret ediyordum.
Giyindim ve hemen kapıya doğru ilerledim,açtığım anda karşıma Jon çıktı.Şaşkın bakışlarını üzerimde gezdirdi
"Hey dostum,çok geçmiş olsun.Senin için çok endişelendim ve hemen buraya geldim.Bir yere mi gidecektin?"
Yapmacık bir şekilde gülümsedim
"Ziyaretin beni inanılmaz mutlu etti dostum,sadece hemşireyle bir görüşmem gerekiyor o kadar.Sen odaya geç otur"
Bu sevecen hallerime şaşırmıştı.Şu anda onlara tavır yapacak durumda değildim. Affetmiştim zaten artık.
O bana hala kuşkulu şekilde bakarken kolunun altından sıyrılıp hızlıca koridora girdim ve koşmaya başladım.Elimden geldiğince hızlı koşuyordum, asansöre binecekken arkamdan koşan Spencer'ı görmüştüm.Biraz geç kalmıştı.
Zemin katına indim ve hemşireye hiçbir şey demeden,bir misafir gibi hastaneyi terk ettim.
Kenarda bir taksi duracağı vardı,hızla oraya koştum,Spencer hala peşimde olmalıydı.En öndekine atlayıp "çabuk sür" dedim.Ben yola çıkarken Spencer hastanenin kapısından ancak çıkmıştı ve beni göremedi.Araca bindikten sonra esmer,gür bıyıklı adam konuştu.
"Hastaneden mi kaçtın?"
"Hayır"
"Deliye benziyorsun"
Kurduğu cümleye kıkırdadım
"Deliyim."
Bir cevap vermedi,uğraşmak istemediği belliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hold Me Until I Die (Ryden) (+)
FanfictionÖlürsem lütfen güzel bir yere göm beni,arkamdan ağlamayacağını biliyorum.