29.

2.8K 133 16
                                    

Not; Yazmayalı gerçekten çok uzun zaman olmuş. En son lys sonuçları açıklandığında buradaydım. Bir kaç kişiye söylemiştim. İstediğim bölüm tutmadığı için kararsızdım ama bilgi toplamak için zamana ihtiyacım vardı. Kendime göre bir seçim yaptım. Geri döneceğim derken bu seferde annemin hastalığı başladı. Daha önce üç kez ameliyat olduğu halde yeniden tekrar eden bir kist. Sağlık durumu ameliyata elverişli olmadığı için aylarca ilaç kullandı. Çevrenizde tanıdığı olan varsa bilir. Morali hiç iyi değil. Ayakta uzun süre duramıyor. Kendi başına fazla bir şey yapamıyor ve ben onu bir saniye yalnız bırakmak istemedim. Gerçekten bunun nasıl bir şey olduğunu yaşamayan kimse bilemez. Belki mesajlara dönebilirdin diyeceksiniz ama annemin durumu bu kadar belirsizken ve ben size bölüm şu zaman gelecek diyemediğimden hiçbir şey yazmak istemedim. Bu gece saat dörtte yine tomografisi var. Şu an durumu iyiye gidiyor ve uykusuz kalmak pahasına da olsa bu yüzden sizi daha fazla bekletmek istemedim. Beni anlamanızı istiyorum sizlerden. Annem için de dualarınızı bekliyorum.  Yarın fırsat bulursam cevap veremediğim mesajlara ve yorumlara cevap vereceğim. Herkese iyi okumalar.

Mutluluğa uyanmak böyle bir şey miydi sahi? Yıllar sonra ilk kez huzurla solumak, dertsiz bir güne başlamak ne de güzeldi. Ben bunu ne zamandır tatmamıştımda böyle hissediyordum? Sanki içimde bir yerlerde bir şeyler oluyordu. Bu his çok başkaydı. Hemşire geldiğinde yaslandığım Kerem'den ancak ayrılabilmiştim. O ise hala uyuyordu. Bizi bu kadar saat boyunca nasıl uyandırmamışlardı hiç bilmiyordum ama onlara minnettardım. Kerem uyuyana kadar saçımla oynamıştı ve o uyuya kaldığında bir süre onu izlemiştim. Öylesine yorgun görünüyordu ki hemşire serumunu değiştirirken de uyanmamıştı. Onun yatan haline son kez sevgiyle baktıktan sonra çıkan hemşirenin peşinden ben de çıktım. Sevim teyzelerin yüzüne nasıl bakacaktım hiç bilmiyordum. Girerken isteksiz davranıp girdikten sonra saatlerce oradan çıkmamıştım. Gerçekten de dengesizliğin vücut bulmuş hali gibiydim. Karşıdaki oturma yerlerinde gördüğüm Emre'nin yanına gidip oturduğumda kafasını bana çevirdi. Tıpkı Kerem gibi o da çok bitkin gözüküyordu. Göz altları şişmişti. Benim aksime o, hiç uyumamış gibi gözüküyordu. "Hemşire birlikte uyuduğunuzu söyledi." Kafamı salladım. "Her şeyi anlattım ona Emre." Bana gülümsedi. Yorgun yüzünde bunu görmek beni mutlu etmişti. "İyi yapmışsın. O nasıl peki?" Düşündüm. Sahi nasıl hissedecekti uyanınca acaba? Benim kadar o da mutlu olacak mıydı? Kalbi benim kadar hızlı atacak mıydı onunda? "Şimdi uyuyor. Fazlasıyla bitkin." Kafasını sallayıp önüne döndü.

Ben de ayak seslerinden geldiklerini anladığım Sevim teyzelere döndüm. Elindeki kahveyi bana uzattığında ona gülümsedim. Bir kahveye gerçekten ihtiyacım vardı. Emre'ye de kahvesini verdikten sonra diğer tarafıma da o oturdu. Yağmur ileride bir yere oturmayı seçmişti. Can'dan uzak olabilmek için bunu yaptığını tahmin ediyordum ama Can vazgeçmeyip yine onun yanına gitmişti. Melis, Aksel ve Barış ise tam karşımızdaki sandalyelere oturmuşlardı. "Ne ara çıktın içerden Zeynep'cim? Hemşire senin uyuduğunu söylemişti. Uyandıracaktı seni ama biz doktorla konuşup rica ettik. Kerem de çok huzurlu görünüyordu kıyamadım oğluma." Sevim teyze de mi bizi öyle görmüştü? Yanaklarımın yandığını hissediyordum gerçekten de. "Hemşire serumu değiştirince ben de çıkayım dedim. Kerem de rahat rahat uyur diye düşündüm." Gülümseyip kahvesinden bir yudum almıştı. "Senin gittiğini fark eder etmez ayaklanmazsa iyi." Bende onun gibi gülümsedim. Uyanması için sabırsızlanıyordum ama içimde bir çekingenlik de vardı. Yıllarca içimde tuttuğum her şeyi artık herkes biliyordu ve bunun yanında Kerem de beni sevdiğini söylemişti. Onun yanında sadece arkadaş olarak yer bulabilmiştim bunca zaman. Şimdi ise nasıl davranacağımı bilmiyordum. Bu zamana kadar gözüm ondan başkasını görmemişti ama onunla olacağımı da hiç düşünmemiştim.

Cennet GibiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin