BÖLÜM 7| "YALNIZ"

1.3K 292 97
                                    

Pera - Her Şeyim

Bolbalgan4 - Dream ( Son kısımları okurken dinlemenizi öneririm multimedia da var. )

*Sevgilim eğer gideceksen hiç bilmediğim yerlere, ya kalbimi geri ver ya da beni de götür kendinle.*

7. BÖLÜM|"YALNIZ"

Yalnız kalmak isteyip gidecek yerinizin olmadığını fark ettiğiniz o anda içine düştüğünüz kuyunun dibindeki taşlara çarpa çarpa dururdu ruhunuz. Biliyorum, aynen böyle oluyordu. Parmak uçlarınızdan çekiliyordu işte canınız. Gideceksiniz, en azından aklınızda bu düşünce varken ayağa kalkıyorsun fakat dursana.

Nereye?

Gerçek kafana dank ettiğinde geri oturdun değil mi kalktığın yere?

Orada, duvarlarının üstüme gelip, nefessiz bıraktığı odamda değil şimdi burada Erez'in yanında olmak çok daha tercih edilebilecek bir seçenekti.

Doğru, benim gidebilecek yerim Erez olmasaydı, başka hiç
bir yer olmazdı.

"Al,"diyerek elinde dumanı tüten bir kupa dolusu kahveyi ellerimin arasına bıraktı ve karşımdaki sandalyeye oturdu.

"Teşekkür ederim," diye mırıldandım usulca. Kahvemin dilimi haşlayacak kadar sıcak olmasını umursamadan büyük bir yudum aldım ve Erez'e baktım.
Dudaklarından çektiği kupayı bacaklarına yaslı şekilde ellerinde tuttuğunda eğdiği kafasını kaldırdı şuursuz bir ifadeyle ve göz göze geldik.

Hiçbir şey demeden baktı gözlerime, konuşmadım, konuşmadı. Gözleri bendeyken nefes almaktan çekiniyordum. Bilmiyorum, bir şeyler vardı anlaşılması güç, çok tuhaf, garip, şeyler, bu... Bu her neyse işte. Gözlerinden paragraflar dökülüyor, ayak uçlarıma kadar uzanıyordu fakat bir kelime bile okuyamıyordum, anlayamıyordum.

O, o çok gizemliydi.

Ya da belki de, sadece öyle biri gibi görünmeye, insanları etkilemeye çalışan ergen bir liseliydi.

Ahh, neyse neyse.

Dakikalardır gözlerimden çekilmeyen bakışlarını ve bu sağır, rahatsız edici sessizliği başımı eğip daha sonra tekrar kaldırırken nefes alarak bozdum. "Neden burada olduğumu merak ediyorsundur,"diyerek söze başladığımda başını onaylarcasına salladı bir defa ifadesinden ödün vermeden. "Etme,"deyiverdim aniden. "Çünkü herhangi bir cevabım yok."

Tabii ki bana ödünç verdiği ceketi sabaha bir iki saat kalmışken ona geri getirememe inanmamıştı. Zeki çocuk, ben olsaydım en azından yemiş gibi yapar, zor durumda bırakmazdım beni. Kahvemden bir yudum daha aldım söyleyeceği şeyi beklerken, dudaklarının arasından sesli bir nefes bıraktı ve dilini şaklattı.

"Neden?"

Kaşlarım kendiliğinden çatılırken eğdiğim başımı doğrultup sordum. "Ne, neden?" Boğazıma oturmuş yumruyu yuttum, o ise sandalyeye yasladığı sırtını öne doğru eğdi.

"Neden bu kadar üzgünsün? Şimdi rahat bırak kendini. Çünkü..."Biraz bekledi. "Sonra çok lazım olacak,"dedi ardından huzursuz olmama sebep olurken.

"Ne demek istiyorsun, anlamıyorum."

"Duydun işte," dedi ve tekrar yaslandı arkasına. Gözlerimi kırpıştırıp ne ima ettiğini anlamaya çalışıyordum fakat aklıma hiçbir şey gelmemişti. Kendini üzme demişti bana, çünkü sonra çok lazım olacak. Sonra daha çok üzüleceğim ne olacaktı ki? Erez'in uyarmasını gerektirecek ne beni bu kadar üzebilirdi? Bu düşünceler tüylerimi diken diken ederken konuyu değiştirmek için Ezgi'yle aralarının nasıl olduğunu sordum.

𝐈𝐒𝐋𝐀𝐊 𝐊𝐄𝐋𝐄𝐁𝐄𝐊Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin