𝐈𝐒𝐋𝐀𝐊 𝐊𝐄𝐋𝐄𝐁𝐄𝐊

BÖLÜM 15|"KANDAN MÜREKKEP"

Kayou - It Won't Be Easy

Damien Dawn - Your Heart (Erez'e ithafen)

Celine Dion - My Heart Will Go On

*Ve yalnız değilse bir insan, yaşamak için birçok sebebi vardır demekti.*

İyi okumalar ♡

⏳

15. BÖLÜM|"KANDAN MÜREKKEP"

Asuman ve 'Gülşah'| 12 NİSAN 1992

Yurdun gece dışarı çıkışa izni yoktu ama Asuman ne yapıp edip gitmeliydi o davete. Gitmeliydi, çünkü hayatından on altı sene verip kuruş kuruş harcadığı gençliğine değmeyeceğini de biliyordu üç kuruş maaşın. Yetmeyecekti faturalara, mutfağa, ısınmaya; iyi bir gelecek vermezdi çocuklarına. Hatta çocuk bile yapmayacaktı belki de. İhtimaller ardı ardına sıralandı tren vagonları misali zihninde. Daha ona kimse iş bulacağının güvencesini dahi vermemişti oysa.

Kemirdiği tırnaklarını dişlerinin arasından ağzından verdiği nefesle birlikte çekti. Babasının zar zor çalışarak gönderdiği para zaten eziklenmemek için geldiği gibi gidiyordu kıyafetlere. Şimdi elbiselere, makyajlara harcayacağı onlukların varlıklı bir adamla binlik binlik karşılanacağını düşünüyordu ve bunun için elinden geldiğince emek veriyordu. Ve emeklerinin karşılığı bu geceki davette belki de verilecekti. Çünkü yeni tanıştığı Oktay tam olarak öyle biriydi.

Zengin...

Oktay'la ya da Oktay gibi biriyle eğer evlenebilseydi biliyordu hayatının lüks bir hayata dönüşeceğini. Bu yüzden bu fırsatı kaçıramazdı.

Kaçırmayacaktı da.

Sabah okula gitmeden çantasına akşam giyeceği mini pullu elbisesini; ayakkabılarını, ruj, far paleti, allık ve rimeli koymuştu. Kuaföre gidecek parası yoktu. Erken vakitlerde saçlarını tek tek ördü, akşama kadar tutmasını ümit ederek sıkı sıkı at kuyruğu şeklinde bağladı sonra. Doğal buklelerin kahverengi saçlarında hoş durduğunu lisedeyken reddettiği oğlan, ona onu sevdiğini itiraf etmeden hemen önce söylemişti. Oğlan'ın hayatındaki tek yeri, başka erkeklere beğendirmek için bukle bukle yaptığı saçlarının ona ne kadar yakıştığından emin olmasını kanıtlamakla kalmıştı. Yeri bile yoktu çocuğun. Ne bilinçte ne altında.

Derste hocanın söylediği hiçbir şeyi aklı almıyordu. Stresliydi ve bacağını sallıyordu hiç ara vermeden. Amfi sıraların arkasına gömülmüş bir vaziyette eliyle çantasına dokunarak kontrol etti. İçindekilerin yerinde olduğundan emin olmak istiyordu. Oradaydılar. Rahatladığını hissetti.

Fakat kafasını kemiren bir sorun teşkil etmişti rahatlığına. Tek başına gitmesi Oktay'ın ya da zengin herhangi bir erkeğin gözünde basit bir kız olarak görünmesine sebebiyet verebilirdi. Basit görünmek ya da ucuz diye nitelenmek son isteyeceği şeyler arasında dahil bile edilemezdi.

Düşündü, kimi çağırabilirdi yanına?

En yakın arkadaşı Gülşah'ı ikna etme düşüncesi dahi terlemesine neden oldu. Gülşah ile iki senedir süren sıkı bir arkadaşlığı vardı fakat bu arkadaşlık üniversitede tanıştıkları ilk günün büyük hatırıyla devam etmiş, sonrasındaysa zorunda kalınmış bir ilişkiydi. Gülşah, Asuman'ı seviyordu ama haz etmediği pek çok şey sayabilirdi. Bunun başını Asuman'ın bu denli zengin erkek düşkünlüğü çekiyordu. Sıradan bir öğrencilik hayatı yaşadığı bu zaman dilimlerini geri döndüremeyeceğinin bilincinde olarak Asuman'ın tam tersi, elindeki paranın büyük bir kısmını epey pahalı olduğundan yakındığı kitaplara ödüyordu.