Düşman Geçmişi

9.5K 512 50
                                    


    Birkaç Gün Sonra

         Sahildeydim... denizin dinlendirici sesi ve kokusunu içime çekiyordum... Üstüme baktım. Koyu maviden aşağı doğru açık maviye inen bir elbisem vardı. Elbisemden dolayı ayakkabılarımı göremiyordum. Etrafıma baktım. Bir insan bile yoktu. Şezlong ve şemsiyeler de yoktu. Arkama bakınca az ötede bir orman olduğunu gördüm. Oraya ne kadar gitmek istesem de içimden bir ses denize git diyordu. Içimdeki sese güvenip denize doğru yürüdüm. Yakına gelince suya elimi değdirdim. O anda denizden elbisesi sudan yapılma, saçları mavi dalgalı ve çok güzel bir kadın çıktı. Bana toprak elementinin söylediği şeylerin aynısını söyledi. Kaybolduktan sonra ben dayanamayıp

" Niye kayboluyorsunuz? Niye herşeyi anlatmadan gidiyorsunuz? Neden hep gizli olmaya çalışıyorsunuz? Kendinizi gizemli mi sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz. Her şeyi biliyorum." dedim.

     •••

Uyandığımda bütün içimde kalanları döktüğüm için rahatlamıştım. Çevreme baktığımda Eko hala uyuyordu. Ama yüzüne baktığımda kabus gördüğünü anladım. Hemen yanına oturdum. Off keşke onu bu kabusu görmemesini sağlayabilseydim. Şuan o kadar kötü duruyor ki! Başını okşamaya başladım. O anda bir güç hissettim. Kanımda dolaşan bir güç. Ama önemsemedim. Yanından kalkıp tekrar uyudum.

   - Yazardan -

Ekin gördüğü kabusun acısının dindiğini hissetti. Kabusu sanki en güzel rüyaya dönmüştü. Uykusunda gülümsedi. Ama acısı dinerken yanında birinin olduğunu hissetmişti. O kişiye bakmaya çalışmıştı fakat bir türlü gözünü açamıyordu. Hiçbir yerini kıpırdatamaz hale gelmişti. Acısı tamamen dindikten sonra yanındaki kişinin kalktığını hissetti. O kişinin acısını dindirdiğine emindi. O kişinin düşmanlarından olduğuna da inanıyordu. Çünkü sadece ruh elementi acıyı dindirebilirdi. Ama niye kendisinin acısını dindirdiğini hala anlamıyordu. Bilincinin niye açık olduğunu da. Uyuyordu fakat çevresinde neler olduğundan haberdardı. Dışardan gelen kuş cıvıltılarını duyabiliyordu. Buna anlam veremiyordu.
Ama kısa zamanda bunu da anlardı.

   - Almira' dan -

Birkaç Saat Sonra

Tatlı uykumdan uyandım. Uykum kaçmıştı. Telefonumdan saate baktım. Saat daha 7 idi. Normalde saat 8 de bile zor kalkan ben, uykum kaçtığı için uyanmıştım. Gerçi bugün pek normal bir gün değildi ama neyse. Ekin' i uyandırmak için uyku tulumunun yanına gittim. Üstüne uyku tulumunu tamamen çekmiş. Uyandırmak için uyku tulumunu çektiğim an şoka uğradım. Ekin' in yerine bir yastık vardı!

Hemen dışarı çıktım. Ormana girdim. Ekin' i aramaya başladım. Nerde arayacağımı bilmeden sadece ayaklarımın götürdüğü yere gittim. O sırada durdum. Bu rüyamda gördüğüm patikanın aynısıydı. Arkamdan gelen sesle irkildim.

" Ne arıyorsun? " dedi Emre. Ahh! Hiç tek başıma kalamazmıyım ben.

" Ben hiç tek başıma kalamaz mıyım? Niye hep benim karşıma çıkıyorsun? "

" Merak etme. Senin gibi atarlı bir kıza herşeyi ben anlatacak değilim. "

" Nasıl yani? Sen zaten bana herşeyi anlatmadın mı? "

" Düşmanlarımızı anlatacak olan toprak kraliçesi. Seni görmek istiyor. " dedi.

" Oooooof...şuan en son görmek istediğim kişi rüyamdaki kadındı zaten. Onu da yaptınız ya... size söyleyecek lafım yok. "

" Elimde olsa zaten yapmazdım. " dedi ve kolumu tutup götürmeye çalıştı. Ya ne sanıyor beni bu! Herkesin kuklası mı? Hiç sanmıyorum.

" Bırak kolumu. " dedim ve kolumu ondan almayı başardım. Bana çok şaşırmış gibi baktı. Ne yani? Bu, kadınların zayıf biri mi olduğunu zannediyor?

" Ne o? Bir kızın senden daha güçlü olduğunu kabullenemedin galiba. " dedim dalga geçer bir sesle.

Sonunda şaşırmayı bırakıp " Sana herşeyi anlatmamız gerekiyor. Ne aradığın umrumda değil. "

Iyice sinirlenip " Yeter artık! Bıktım senden! Git başka işin gücün yok mu senin ya! " dedim bağırarak. Bunu dememle arkamdan gelen sesle rahatlayayım mı, yoksa daha da sinirlenip gideyim mi bilemedim. 

" Ne oluyor Emre? " dedi rüyamdaki kadın.

" Kız sinirden köpürüyor ne olacak. " 

" Bak dikkatli konuş ağzını burnunu kırarım ona göre. " dedim sinirli bir şekilde. Rüyamdaki kadın bana yaklaştı. Saçlarımı okşadığı an rahatlamıştım hissettim. 

" Ben toprak Kraliçesi Elena. Bu da toprak elementi Emre. Galiba sana her şeyi anlattı. Direk konuya geçiyorum o yüzden. Sana Düşmanlarımız ile geçmişini anlatacağım. Dikkatli dinlemeni istiyorum. " dedi. Ona güveniyordum. İçimden bir ses ona güven diyordu. Ama biraz tereddütlüydüm. Nede olsa daha yeni gördüğüm birine güvenmemeliydim. 

Tereddütle " Tamam. Ama bir şartla. Şu Emre denen kişiliği gözümün önünden çekin yoksa ağzı burnu kırılacak. " dedim. Toprak Kraliçesi gerizekalıya dönerek 

" Emre, artık gidebilirsin. " dedi. Gerizekalı tereddütle yanımızdan ayrıldı. 

" Daha güvenli bir yere gidelim istersen. Burda birileri duyabilir. "

" Tamam. " dedim. Kraliçe ormanın içine doğru yürümeye başladı. Hemen arkasından geliyordum. O sırada ağaçların çevrelediği bir yere geldik. Kraliçe yavaşça yürümeye başladı. Bir anda toprağın içinden yan yana iki büyük Sarmaşık çıktı. Bir kapı oluşturdular. Kraliçe kapıyı açıp içeri girdi. Ben de hemen arkasından girdim. Ve...büyülediM. Burası muhteşemdi. Her yer çiçeklerden ve dallardan oluşuyordu. Bir masa vardı. Ama dallardan oluşuyordu. Üstünde ise çim vardı. Toprak Kraliçesi 

" Büyülenmişe benziyorsun. " 

" Evet. Burası çok güzel. İlk kez böyle bir yer görüyorum. " dedim. Güldü. Masanın çevresindeki kütüklere oturduk. Hemen anlatmaya başladı. 

" Ateş elementi 200 yıldır bizim düşmanımızdı. Ama çok kafamıza takacağımız bir durum yoktu. Ta ki 50 yıl öncesine kadar. 

50 yıl önce hava elementi Yasemin vardı. Hava Kraliçesi ilk kez, seçtiği biriyle arkadaşlık kurmuştu. Başka kimseyi bir daha hava elementi yapmayacaktı. Bir de Yasemin' in sevgilisi Ateş vardı. Bu sevgiye bir şey demiyoruk çünkü Ateş' in ateş elementi nden olduğundan habersizdik. " 

" Nasıl anlayamadınız? Normalde yaydığı enerjiyi hissetmeniz gerekiyordu. " 

" Elementlere öğretilmemesi gereken büyüleri öğretmiş. Enerjisini saklamayı. Bizden daha güçlü olduğu için hiç fark edemedik. Ama o gün bunu acı bir şekilde öğrendik.

Yasemin arka bahçesinde gücünü geliştirirken Ateş gelmiş. Arka bahçeye gidince Yasemin' e 'Özür dilerim' demiş. Yasemin anlamamış. Ateş büyüye başlamış. Bir elementi öldüren büyüye. İlk önce Yasemin' in güçleri son damlasına kadar emilmiş. Sonra yaşam enerjisini emilmeye başlamış. Tam yaşam enerjisi bitmek üzereymiş Ateş büyüyü bırakmış. Bu olayları seyreden ateş elementi köpürmüş. Ateş' in içine girip büyüyü 10 kat daha ağır yapmış. Yasemin oracıkta ölmüş. Ateş elementi Ateş' in içinden çıkmış. Ateş yerde cansız bedeniyle Yasemin' i görmüş. Ağlamaya başlamış. Hayatında ilk kez böyle bir durum için ağlıyormuş. Bu olaydan birkaç gün sonra intihar etti o da. " dedi. Ağlıyor muydum? Evet. İlk kez dinlediğim bir şey için ağlıyorum. 

" İntikamınız ağır olmalı. Bu onun yanına kar kalmamalı. " 

" Ama anlatacaklarım bitmedi. Yeni gelen ruh elementini yanımıza almadık. O da dışlanmaya hissedip ateş elementiyle birlik oldu. O zamandan beri bir türlü onları yenmeyi başaramadık. Çünkü ruh elementi tüm planlarımızı öğreniyordu. Hala da öğreniyor. Şimdilik anlatacaklarım bu kadardı. Gidebilirsin. " dedi. Ben de kapıdan çıkıp çadırlara doğru ilerledim. Belki Yasemin hava almak için çıkmıştır. Nereden bilebilirim ki?



Ateş in Kötü Kızı (5 Element)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin