2. Bölüm - 12

4.5K 265 42
                                        

(Medya bölümün içinde geçen şarkı. Orijinali Sezen Aksu'ya ait arkadaşlar. Ondan dinlerseniz de çok güzel ama bu bölümde bunu eklemek istedim.Bu arada büyüdüğümüze çok seviniyorum. 2K olduk. Teşekkür ederim! İyi okumalar)

B: Anonommm

B: Haftaya yaz tatili

B: Vur çatlasın çalll oynasııın

"Kızım!" Babamın sesini duyduğumda telefonu cebime atıp binanın önünden hareketlendim ve okul bahçesinden dışarı çıktım. Beni direkt kollarının arasına alıp saçlarımı öptükten sonra karıştırdı. Gülümseyip ona kocaman sarıldım ve beraber arabaya bindik. Bugün beni okuldan alacağını ve bir yere götüreceğini söylemişti. 

Acaba nereye idi?

Yol boyunca telefonla uğraştığım, daha  doğrusu anonimden mesaj beklediğim için nereye gittiğimize pek dikkat etmemiştim. Bundan dolayı olsa gerek geldiğimiz dakikadan itibaren tüylerim diken diken olmuştu.

Annemin mezarının olduğu mezarlığa gelmiştik.

Babam arabadan inmemi söyleyip indi.

Peşinden indim.

Neden geldiğimizi bilmiyordum, daha önce hiç beraber gelmemiştik.

Derin bir nefes alıp uzattığı elini tuttum ve beraber mezarlığa girdik. Nihayet üzerinde her renk gül olan mezar gördüğümde içim titredi. Babam elimi daha çok sıktı. Onu özlemiştim. Çok özlemiştim. Babamında özlediği gözlerinden okunuyordu.

Annem gülleri severdi.

Babamda ona her gün gül alırdı.

Her gün onu sevindirir, kendini sevdirirdi.

Ama onun anneme duyduğu sadece minnet miydi?

Emin değildim.

Mezarın yanında durduğumuzda mezar taşının bir tarafına babam, bir tarafına ben eğildim. 

Gülümsedim. "Yine güller içinde." 

Gülümsedi. "Yine gül kokuyor." 

"Çok özledim baba..."

Yutkundu. Gözünden bir damla yaş, annemin mezarının toprağına düşüp, güllere canlılık kattı. "Bende çok özlüyorum güzelim." 

"Neden geldik buraya?" diye sordum.

"Ailecek toplanmamız gerekti diye düşündüm," duraksadı, "her salı yaptığımız gibi, oturur sohbet ederiz."

Başımla onayladım. "Hatırlıyor musun? Eski mahalleden Selimler ile futbol oynarken bayılmıştım, beni hastaneye bisikletli bir çocuğun annesi götürmüştü. İlk onlar öğrenmişti hastalığımı, sizde o zaman annemle alış  - verişteydiniz," gülümsedim, "o an yanımda olmanızı hiç istememiştim, telaşla gelmiştiniz, annem beğendiği o siyah elbiseyi alamamıştı."

"Siyahı çok severdi."

"Onun için Halfeti'ye gidip karagül toplamıştın..."

"Gelene kadar solmuştu." 

"Yine de hala duruyor."

Kaşlarını havalandı. "Gerçekten mi?"

Başımla onayladım. "Gerçekten, annemin anılarımızı yazdığı bir defteri vardı, o günün anısını yazıp arkasına onunla ilgili bir şey yapıştırırdı. Bana emanet etmişti."

"Bana gösterir misin?"

"Baba," diye sızlandım, "o nasıl soru, o senin eşin." 

"Beni affeder mi?"

FENOMEN - anonimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin