***Ben bu adamı çok seviyordum lan. Neden öyle öpüyorsun vicdansızın oğlu? Kan Joon ciğerimi yaktın anam. Sanırım ben üzüldüm... Hayır valla diyorum bak Jimin olur Jackson olur ama sen olmazsın Kang Joon. Tüm biaslarımı birisiyle şey ettirebilirsiniz ama sen olmaz... Seo Kang Joon aşkım neden french kiss, hayır yani nedenn? 15. saniyede intihar etmeye kalkışan yazar... Siyular babacımlar (Orkun Işıtmak ♥ Tek sevdiğim Youtuber)***
~Eylül
Gözlerimi açtığımda bir depodaydım. Evet, bunu biliyorum çünkü kendim geldim bu depoya. Hayır ilk günden nasıl bir boka düşmüştüm böyle. Ne işim olur benim böyle işlerle.
10 yaşında babamın kumar meseleleri yüzünden de kaçırılmış ve kaçmayı başarmıştım. O günden beri bir öz güven vardı bende. Çocuk olduğum için olsa gerek başıma bir adam koyup gitmişlerdi.
"Uyandın demek..."
"Hayır, hala uyuyorum."
Yüzüme yediğim sert bir tokatla oturur pozisyondaki bedenim yere devrildi. Ellerim ve ayaklarım bağlı olduğu için hareket edemiyordum. Sonra tekrar kaldırdı ve sırtımı duvara yasladı adam.
"Hareketlerine dikkat etmelisin genç hanım."
"Hareket edemiyorum, ne yapsak şimdi. Olmadı böyle."
Adam tokat atmak için tekrar elini kaldırdı. Kafamı çevirdim ve bana vurmasını bekledim ama vurmadı. Tekrar ona döndüğümde eli havada duruyordu ve sonra indirdi.
"Her şeyi anlat bana. Yoksa burada ölüp gideceksin."
"Hangi her şey?"
"Yoongi ne kadar şey biliyor? Ne planınız var? Aptal neden hala bu işin peşini bırakmıyor?"
"Bilmem, ben de yeni başladım işe."
"Görevin nedir?"
"Sekreter."
"Dalga geçme benimle. Hayatın bana bağlı."
"Gerçekten sekreter. Hiç bir şey bilmiyorum. Bilsem bile sana anlatmam."
"Nasıl dövdün lan o zaman benim adamımı?"
"Ah, demek Yoongi' nin babasısınız."
"Aish..."
Sinirlenip ayağa kalktı adam. Arkasında duran çocuğa bir emir verdikten sonra çıktı.
"Şimdi kolaysa kurtul buradan ufaklık."
Güldü ve arkasına bakmadan çıktı. Araba seslerinden anlaşıldığı kadarıyla gitmişti. Bu muydu yani kaçırma planı. Burada bağlı bir şekilde öleceğimi mi zannediyordu. Tamam, sanırım buradan kolayca kaçabilirdim. Tabii depoyu yakmasalardı...
Hızlıca iplerden kurtulmaya çalıştım. Alevler git gide sarıyordu depoyu. Bileklerimin kanadığını hissettiğim acıdan fark edebiliyordum. Ellerimdeki ipi gevşettikten sonra çıkardım ve ayağımdakileri açmaya başladım. En sonunda kurtulmuştum iplerden. Alevlerin arasından ilerlemeye başladım aralık kapıya. Gaz beni boğuyordu, nefes alışverişim güçleşiyor ve gücüm azalıyordu. Kapıyı açmak üzere çektiğimde dışarıdan sarılı olan zinciri görmem zaman almadı. Elimi uzattım ve zinciri açmaya çalıştım, nafileydi. Etrafa bakındım, kırabilecek bir şey...
Çaresizlikle kapıdaki aralığa bıraktım kendimi, boşluktan nefes almaya çalışıyordum. İçerideki tek cam da çok yüksekteydi ve ulaşmam imkansızdı. En son bir aracın toprak zeminde hareket ettiği ses eşliğinde kapadım gözlerimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Kuşak
FanfictionÜç kişi tarafından tacize uğradığı sırada, tacizcilerini dövdü. Onların biricik patronunun arkadaşları olduğunu bilmiyordu...