9

72 2 1
                                    

~Eylül

   Yaşanan onca şeyin ardından ev diye nitelendirdiği saraya geldik. Gayet iyi olmama rağmen beni amaçsızca tekerlekli sandalyede gezdiriyordu. Woojin bana tüm odaları gezdirdi ve yine gizli bir odaya geldik. Her şey gizli olmak zorunda mıydı?

   Şifresini yazıp açtığında içeride bir duvarı kaplayacak kadar ekran vardı. İki klavye ve bir mouse. Bana tekrar anlattı tüm sistemi. Küçükken merakımdan dolayı aldığım bilgisayar eğitimin hakkıyla veriyordum. Şuana kadar anlattıklarında takılmamıştım.

   Odadan çıktık ve üstünü tekrar duvara asılı duran halıyla kapattık. Pahalı olmalıydı...

   Girmemem gereken bir oda yoktu ama güvenliğin girmemesi gereken bir çok oda vardı. Aynı zamanda hizmetçilerin de. Onlarla konuşmam yasaktı ve hepsi beni öldürecek gibi bakıyordu. 5 tane kadın hizmetçi. Hizmetçilerin girebildikleri bir oda daha vardı. Yalnızca temizlik günlerinde Yoongi' nin odasına girebiliyorlardı. Bir de Yoongi çağırdığında.

   Çok karışıktı, madem her şeye erişimim vardı o zaman ben de olan biteni öğrenecektim.

~Yoongi

   Akşam üzeri eve gelmiştim ve beni Woojin karşılamıştı. Yemek hazırlanıyordu ve ben de duş almak için odama çıktım. İçeri girdiğimde yatağıma uzanmış tavanı seyrediyordu.

"Ne yapıyorsun?"

"Geldin demek. Ben nerede yatacağım?"

"Yatağını yeni sipariş ettim. Bir haftaya gelir, o zamana kadar benimle yatabilirsin."

"Neden seninle yatıyor muşum?"

"Ben yerde yatmayı sevmem ve birini de yerde yatırmam. Benimle aynı odada bulunmak zorundaysan benimle yatacaksın."

"Neden dediğin her şeyi yapıyorum? Bana neden hiçbir şey anlatmıyorsun?"

"Senin iyiliğin için. Ben duşa giriyorum."

"Evet, ondan işte. Ne yapıyorsan yap." yataktan doğruldu ve ben banyoya geçerken kapıya yöneldi.

"Nereye gidiyorsun?"

"Aşağıya."

"Benden izinsiz çıkamazsın demiştim."

   Kapıya yöneldim ve kilitleyerek anahtarı yanıma aldım. Daha sonra banyoya ilerledim. Suyu ılık bir şekilde ayarladıktan sonra kıyafetlerimi çıkardım ve astım. Odadan Eylül' ün yakınmalarını, küfürlerini ve çığlıklarını duyabiliyordum.

   Suyu açtım ve altına geçtim. Aklımda hala bir çok soru vardı. Dediklerine göre onu hastaneye bir kız getirmişti ve depoyu açık bırakan bu kız alev haberini duyup gelince kapıyı kilitli buluyordu. Ayrıca bayılmış bir Eylül. Ben hastaneye geldiğimde kız gitmişti. Çok mu küçük görüyordum Eylül' ü? Şu ana kadar çok iyi idare etmişti. Belki de bu işleri ona da anlatmalıydım.

   Eline bağlı olan serum ve bileklerine sarılı gazlı bezler. Boğazından çıkan kuru öksürükler. İyi miydi o? Özür dilemeyi düşündüm bir an. Duşumu alıp odadan çıktığımda yatakta oturmuş ayaklarını yere vuruyordu. Üstünde hala o elbise vardı.

"Yemekten sonra sana bir şeyler alalım."

"İstemiyorum."

"Ne istiyorsun o zaman?"

"Eve gitmek istiyorum..."

   Namjoon bana adresi mesaj atmıştı. Çalışan bilgileri de elimdeydi. Eylül Özen, 1994 doğumlu. Benden yalnızca bir yaş küçüktü. Giyinmesi için dolabımdan ona olabilecek bir kaç parça şey verdim.

Kara KuşakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin