7

75 3 10
                                    

~Eylül  

   Adam daha fazla yaklaştı ve bana uzanmak üzere bir elini uzattı. Elini ayaklarımın arasına alarak büktüm ve bana acı bir çığlık bahşetti. Arkasındaki iki adam silahlarını çıkarıp bana doğrulttuğunda ayağa kalktım.

"Vur."

İki el silah sesi geldi ama vurmasını söylediğim kişiler karşımdaki adamlar değildi. Kapıda saklanıp doğru anı kollayan bizimkilerdi. Karşımdakilerin ikisi de silahı tuttukları bileklerinden yaralanmışlardı. Silahın birini ayağımla kapıya doğru ittirdikten sonra diğerini elime aldım ve yerde duran adama ilerledim.

"Sanırım kapıyı kırayım derken elini kırdın. Yazık oldu."

   Dizlerinin üstüne çökmüş adamın arkasından yaklaştım ve kulağına bunları fısıldarken kafasına doğrulttum silahı. 

"Özür dilerim, özür dilerim. Bırakın gideyim. Ne derlerse onu yapıyordum."

   O yalvarırken kapı aralandı ve Yoongi çıktı. Yavaş adımlarla adamın önüne geldi ve adamın belindeki silahı çıkardı.

"Kim söyledi?.."

"B-babanız, bu işin peşini bırakmanızı istiyor..."

Tekrar sıkılan bir el silah sesiyle olduğum yerde kalmıştım. Dizine sıkmıştı adamın.

"Yoongi ne yaptığını zannediyorsun?"

"Yoongi bey..." değişmişti. Bu dün bana gülümseyen adam değildi.

   İçeri dalan bir grup polis silahlarını bize doğrultuyordu, bir anlığına ellerimi havaya kaldırsam da onlar silahlarını indirdiler ve hızlıca Yoongi' nin yanına geldiler.

"İyi misiniz?"

"Babamın olayla alakası var gibi görünüyor, öğrenin."

"Tabii efendim." adam polisi bile ayartmış.

"Eylül odama, Woojin sen hasarla ilgilen."

   Adı Woojin demek. Peşinden odasına girdim. Büyük bir odası vardı ve boştu. Sadece masası ve o. Tamam o kadar boş değildi ama Namjoon beyin odasında dolap dolap dosya vardı. Yerine yerleşti ve boş koltuğu işaret etti.

"Otur."

"Peki efendim."

   Dediği yere oturduktan sonra ellerini masada birleştirdi. 

"İyi misin?"

"Evet..."

"Bak şimdi, biz polisle beraber çalışıyoruz ve bu yüzden bu sisteme alışmalısın. Şuan çözmemiz gereken büyük bir sorun var ama seni buna dahil edemem. Yurt duşından dönme sebebim de bu zaten. İşim ve işim ikiye ayrılır. Bu yüzden kimseye bir şey sorma ve kimseye bir şey anlatma. Bilmiyorsun... Anladın mı beni?"

"Evet."

"Ayrıca dışarıda bana bey demeyi sakın unutma. Yakın olduğum birini yanımda çalıştırmış olduğumu biri öğrenirse boş dedikodular çıkar. Anladın mı?"

"Evet."

"Şimdi çıkalım, bakmamız gereken bir ev var. Seni bu işlere karıştırdığım için üzgünüm."

   Kapıdan çıktı ve bende arkasından ona eşlik ettim. Son dediği şeyi net duyamamıştım. Havaya fısıldamıştı adeta. Woojin' e bir şey söyledikten sonra ilerlemeye devam etti. Asansörden indiğimizde herkesin sakince tekrar mağazaya doluştuğunu fark ettim. Gerçekten tatbikat zannetmiş olmalıydılar. Arabanın yanında duran adam Yoongi' ye kapıyı açtı ve bindi.

Kara KuşakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin