15

64 5 5
                                    

~Yoongi

   Biraz düşündüm, o kollarımın arasında uyurken her şey daha güzel olabilirdi ama İnna çıkmıştı ortaya. Abimin karısı... Bunca zaman ailemden uzakta dururken ortaya çıkmasının anlamı neydi ki? Yine de kollarımda uyuyan kızın şuan burada olmasına yardımcı olduğu için müteşekkirdim.

   Saçına dayadığım burnumla bin bir kere çektim kokusunu. Her seferinde daha fazla çektim içime. Uyuşturucu gibiydi benim için. Bağımlılık yapıyordu. Ona daha fazla dokunmaya kıyamıyordum. Daha fazlasını isteyeceğim için korkuyordum. Yapamadım, bir kere daha öpemedim alnından. Uyumuştu bile ve bir melek kadar masum duruyordu.

   Sabah her zamanki gibi ilk kalkan ben oldum. Banyoya yöneldim ve elimi yüzümü yıkadım. Dünden yıkadığım saçlarım biraz kabarmıştı ve kirpi gibi duruyordu. Ellerimle saçlarımı düzeltip çıktım ve yatakta uyuyan bedene baktım. Deli gibi yatıyordu ve geceliği beline kadar çekilmişti. Bir bebek gibi duruyordu karşımda, sanki bezi çıkarılmış bir bebek gibi. Yanına gittim ve geceliğini düzeltip açıkta kalan kalçasını kapattım. Bu kadar kısa sürede bu kadar sevmek. 

   Biraz hareket etti ve kollarını açıp dizlerini kendine çekerek genişçe esnedi. Bana baktı ve oturur pozisyona geçti.

"Ne zaman kalktın?"

"Az önce, sabah sporuna gideceğim. Sen biraz daha uyu istersen."

"Bende gelmek istiyorum, bekle beni de."

   Koşarak lavaboya gitti ve bende o sırada dolaptan spor kıyafetlerimi giyindim. O da odaya girdi ve sportif bir şeyler giyinip saçını tepeden topladı. Sanat eseriymiş gibi seyrediyordum onu. Neden bu kadar sevimli olmak zorundaydı ki.

"Hazırım, gidelim."

   İleri doğru adım almıştı ki. Kolsuz ceketinin kapüşonundan tutup çektim.

"Ne... ne oldu?"

"Tanga giyinip dışarı çıkabileceğini mi düşünüyorsun?"

"Yoongi~shi. Üzgünüm ama-"

"Üzgünsen gelme."

   Koşar adımlarla kendimi evden attım ve sahildeki koşuma başladım. Çok zaman geçmemişti ki duyduğum bir sesle arkamı döndüm.

"Ah!" arkamdan koşmaya çalışırken düz zemine takılıp düşecek bir kişiyi beklemiyordum. "Acıdı..."

   Sendeleyerek ayağa kalktı. Elimi belime koymuş ona bakıyordum. O da etrafı seyrediyormuş gibi yapıyordu. Neden her seferinde karşı karşıya gelince onu öpmek istiyordum ki? Kızınca, sevimli bulunca, özleyince... Onu özleyecek kadar uzak kalmamıştım hiç. Sanırım bunu denemeliydim.

"İyi misin?"

"Evet, koşalım."

   Önüme geçti ve koşmaya başladı. Arkadan her adımında titreyen kalçalarını görmek beni sinir ediyordu. Normal bir erkek bunu görmekten zevk duyar değil mi? Yaklaşık bir saat tempolu koştuktan sonra bir banka oturduk ve dinlenmeye başladık.

~Eylül

"Sen burada bekle. Ben su alıp geliyorum."

"Tamam, acele et."

   O karşıdaki sokağa geçip markete girdiğinde ben de onu beklemeye başladım. O sırada karşımdaki denizi seyrediyordum. Adamın biri geldi ve yanıma oturdu. Adam dediğim de çok büyük değil canım 28 falandır işte.

"Oturabilir miyim?"

   Oturdun zaten demedim. Ona dönmedim bile, usulca denizi izlemeye ve Yoongi' nin gelmesini beklemeye devam ettim.

Kara KuşakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin